Taeyeon öleceğini sanmıştı ve gözyaşlarına hakim olamadı.Sehun onu sakinleştirmek için sarıldı.
Aradan birkaç dakika geçti ve Sehun hâlâ Taeyeon'un yanındaydı.
Sehun:"Ben gidiyorum.Kendine dikkat et." deyip gitti.
Taeyeon odasında tek başına oturuyordu.Müzik dinliyordu.Çünkü Min Hee'nin tekrar geleceğini düşünmüştü.Tekrar kapı çaldı.Taeyeon korkmuştu ve kapıyı açmadı.Biraz sonra kapı tekrar çaldı ve dışarıdan "Kapıyı aç .Ben Sehun." diye ses geldi.Taeyeon rahatlamıştı ve hemen kapıyı açtı.
Sehun:"Gözlerim hâlâ mavi demi?"
Taeyeon:"Evet."
Sehun:"Beni böyle kimsenin görmesini istemem.Bu kalan 45 dakika içerisinde senle oturabilir miyim?"Taeyeon onayladı ve Sehun'u içeri aldı.Sehun ve Taeyeon oturup sohpet etmeye başladılar.
Sehun:"1 saatlik dilimin kaçla kaç arası?"
Taeyeon:"21:00 ile 22:00 arası.Senin?"
Sehun:"Senin bittiğinde benimki başlıyor."
Taeyeon:"Evet.Tesadüfe bak!"3 GÜN SONRA
Taeyeon sırasında oturuyordu.Gezide olan Min Hee olayı ilgili hâlâ düşünüyordu.O günden beri gülmüyordu.Çünkü Min Hee , Taeyeon'un peşini bırakmıyor , hep onunla uğraşıp onu korkutuyordu.Ayrıca görünüşü de korkunçtu.Bu yüzden Taeyeon , Min Hee'nin yaşamadığını anlamıştı.Min Hee ölmüştü.Ama nasıl?Ayrıca neden onun öldüğünü kimse bilmiyordu?
Öğretmen sınıfa girmişti ve dersteydiler.Taeyeon'un aklına bir şey dank etti ve birden dersin ortasında ayağa kalktı.İlk önce sınıftakilere baktı.Tüm sınıf Taeyeon'un ne yaptığına bakıyordu.Kimse öğretmeni dinlemiyordu ve Taeyeon'a bakıyordu.Öğretmen ise dersi sınıftakilere değil , tahtaya anlattığı için hiçbir şey fark etmemişti.Taeyeon koşmaya başladı ve sınıftan çıktı.
13 Numaralı odaya gitti ve kapıyı açmaya çalıştı.Fakat kapı kilitli olduğu için açamıyordu.Kapıya vurmaya başladı.Çıldırmıştı.
Taeyeon:"Min Hee!Min Hee!Biliyorum.Önüme düşen ceset sendin." diye bağırmaya başladı.
En sonunda kapı açıldı.Taeyeon sustu.Akan gözyaşlarını elinin tersiyle sildikten sonra yavaşça odaya girdi.Korkuyordu.O gün önüne düşen ceset Min Hee miydi?O ceset hâlâ burada mıydı?Dikkatlice her yere baktı ve en sonunda Min Hee'nin cesetini gördü.Taeyeon çığlık attı ve hıçkırarak ağlamaya başladı.Min Hee'nin elini tuttu ve onu inceledi.Bakışları şizofren bir kıza benziyordu.Her yerinde sopa ve dikiş izleri vardı.Görünüşe göre biri ona eziyet çektirmişti.
Kapının açılmasıyla Taeyeon kafasını kapıya çevirdi.Gelen öğretmen ve sınıftı.Öğretmen Min Hee'yi öyle görünce şok oldu ve sesi titreye titreye müdürü arayıp buraya gelmesini söyledi.Ardından polis ve ambulans çağırdılar.Chanyeol , Taeyeon'un o hâlini görünce teselli etmek için yanına çekecekti ve kolunu tuttu.Taeyeon , Chanyeol'u itti ve Min Hee'yi elinden geldiğince bırakmamaya çalıştı.Tüm okul 13 numaralı odanın önündeydi.Herkes şaşkınlıkla oraya bakıyordu.
Ambulans gelince Min Hee'yi aldılar fakat Taeyeon , Min Hee'yi bırakmıyordu.En sonunda polisler , Taeyeon'u itmek ve sürüklemek zorunda kaldılar ve Taeyeon'u , Min Hee'den uzaklaştırdılar.
Taeyeon yüzü soluk bir şekilde koridorda yürüyordu.Adım atan ayaklarını durdurdu ve uzun süre karşısına baktı.Min Hee'ye bakıyordu.Min Hee önceki gibi değildi ve Taeyeon'a gülümseyerek yaklaştı.
Min Hee:"Teşekkür ederim Taeyeon." deyip Taeyeon'un elini tuttu.
Taeyeon:"Bırak beni!" deyip elini Sertçe çekti.Bakışları sinirliydi.
Min Hee:"Rahat ol!Bir daha gelmeyeceğim.Amacım , önüne düşen cesetini ben olduğunu öğrenmendi.Böylece ceketim orada kuruyup gitmeyecekti." deyip arkasına döndü.Çıplak ayakları sert zemine yavaşça vurarak ilerliyordu.Taeyeon:"Dur!"
Min Hee , Taeyeon'a döndü.Taeyeon:"Gitmeden önce şunu söyle.Sen...Sen...Na-nasıl öldün?"
Min Hee , cevap vermedi ve tekrar arkasını dönüp yürümeye başladı.Geçen her saniyede saydamlaşıyordu ve en sonunda yok oldu.
Taeyeon her yeri bulanık görmeye başladı.Gözlerini ovdu fakat geçmedi.Karşısında başka bir yer canlanıyordu.Burası 13 numaralı odaydı.Min Hee yatağında uyuyordu.Fakat birden bir adam Min Hee'nin odasına girdi.Elinde sopa ve başka şeyler vardı.Min Hee oluşan sesi fark etmişti ve ayağa kalkmıştı. Adam Min Hee'nin kalktığını görünce ağzını kapattı ve onu yere yatırdı.Min Hee çok korkuyordu.Ağlıyordu.Adam sopasını çıkardı ve Min Hee'ye çok sertçe vurmaya başladı.Min Hee kaçmak istiyordu.Gözünden akan gözyaşları bile korkusunu belli ediyordu.Canı o kadar yanıyordu ki...
Adam torbasına elini götürdü ve içinden iğne iplik çıkardı.Taeyeon gördüğü halisünasyon ile kalbi hızlıca atmaya başladı.(Ben bile heyecanlandım asdf!!Ne oluyoruz?) Min Hee'ye çok acıyordu.Adam torbasından çıkardığı iğne ipliği Min Hee'ye doğru götürdü ve kolundan başlayarak iğne batırıp çıkarıp Min Hee'yi dikiyordu.Taeyeon böyle bir şeyi hayatında görmemişti.Bu adam da kimdi?Hiç mi merhameti yoktu?Min Hee scıya dayanamadı ve gözlerini yumdu.O an ölmüştü.Halisünasyon da sona ermişti.Ardından bilinmeyen ses "Şimdi anlamışsındır." dedi.Taeyeon'un midesi bulanmıştı ve bayılacak gibiydi.O anda yanından Chanyeol geçiyordu.Taeyeon dengede duramadı ve Chanyeol'un kucağına düştü.
Chanyeol:"Hey!Hey , Taeyeon!" Chanyeol ambulansı arayacaktı fakat Taeyeon konuşmaya başladı.Chanyeol durdu ve ona baktı.
Taeyeon:"Chanyeol!Chanyeol!Neden böyleyim ki?" Çok yavaşça ve sessizce konuşuyordu.Fakat Chanyeol onu duyuyordu.Taeyeon çok bitkindi.Sözüne devam etti.
"Neden ben?O kadar insan içinde neden ben bunları çekmek zorundayım?Chanyeol!Kurtar beni."--------
UMARIM BEĞENİRSİNİZ.YORUM ATAN VE BEĞENEN ARKADAŞLARA ÇOK TEŞEKKÜR EDERİM.SİZ BU HİKAYEYİ OKUDUKÇA VE OLUMLU YORUMLAR YAZDIKÇA DAHA ÇOK SEVİNİYORUM. ^-^
BU ARADA TAEYEON'UN SEHUN İLE Mİ , CHANYEOL İLE Mİ OLMASINI İSTİYORSUNUZ?YORUMA YAZINIZ.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SADECE 1 SAAT
Terror48H virüsüne kapılan Taeyeon , 1 saatlik dilimde istemese de bir canavar oluyordur.1 saatlik dilimde tüm güzelliğini arkada bırakır ve çirkin bir yaratık olur.Bakalım Taeyeon'u hangi maceralar bekliyor?