Blonde...
Los Angeles'ta doğup büyüyen Monroe, çocukluğunun çoğunu koruyucu aile evlerinde ve yetimhanede geçirdi ve on altı yaşında evlendi. Savaşın bir parçası olarak 1944'te bir fabrikada çalışırken First Motion Picture Unit'ten bir fotoğrafçıya tanıtıldı ve başarılı bir pin-up mankenlik kariyerine başladı. Bu çalışma, Twentieth Century-Fox (1946-47) ve Columbia Pictures (1948) ile kısa süreli film sözleşmelerine yol açtı. Bir dizi küçük film rollerinden sonra Fox ile 1951'de yeni bir sözleşme imzaladı. Sonraki iki yıl boyunca, Genç Hissetmek ve Tehlikeli Oyun gibi çeşitli komedi filmlerinde ve İki Sevgi Arasında ve Tehlikeli Bakıcı gibi dram filmlerinde rol alan popüler bir oyuncu hâline geldi. Monroe, bir yıldız olmadan önce çıplak fotoğraflar çektirdiğini söylediğinde bir skandalla karşı karşıya kaldı ancak kariyerine zarar vermek yerine, hikâyesi filmlerinde artan ilgiyle sonuçlandı.
1953 yılına gelindiğinde, Monroe üç filmde başrolde yer alarak en popüler Hollywood yıldızlarından biri oldu: cinsel çekiciliğine odaklanan kara film Niagara ile "aptal sarışın" imajını oluşturan komedi filmleri Erkekler Sarışınları Sever ve Milyoner Avcıları. Kamusal imajının kariyeri boyunca oluşturulmasında ve yönetiminde önemli bir rol oynamış olmasına rağmen, stüdyo tarafından hep aynı tür rollerin verilmesi ve düşük maaş alması nedeniyle hayal kırıklığına uğradı. 1954 yılının başında bir film projesini reddettiği için kısa bir süreliğine filmlerde gözükmesine izin verilmedi ancak sonrasında kariyerinin en büyük gişe başarısı olan Yaz Bekarı'nda (1955) yer aldı.
Stüdyo hâlâ sözleşmesini değiştirmeye isteksizken, Monroe 1954'ün sonunda bir film yapım şirketi kurdu ve şirkete Marilyn Monroe Productions (MMP) adını verdi. 1955'te kendisini şirketi geliştirmeye adadı ve Actors Studio'da metot oyunculuğu öğrenmeye başladı. Otobüs Durağı'nda (1956) eleştirmenlerce övülen performansından ve MMP'nin Prens ve Şovkızı (1957) adındaki ilk bağımsız prodüksiyonunda yer almasından sonra Bazıları Sıcak Sever'deki (1959) oyunculuğuyla En İyi Kadın Oyuncu dalında Altın Küre'yi kazandı. Son tamamladığı film dram türündeki Uygunsuzlar'dır (1961).
Monroe'nun sıkıntılı özel hayatı çok dikkat çekti. Madde bağımlılığı, depresyon ve anksiyete ile mücadele etti. Eski beyzbol yıldızı Joe DiMaggio ve oyun yazarı Arthur Miller ile evlendi, iki evliliği de boşanmayla sonuçlandı. 5 Ağustos 1962 tarihinde Los Angeles'taki evinde 36 yaşındayken aşırı dozda barbitürat kullanımından öldü. Ölümü resmî olarak aşırı dozda barbitürattan kaynaklanan muhtemel intihar olarak geçse de ölüm sebebi üzerine pek çok spekülasyon yapıldı, komplo teorisi oluşturuldu.
Monroe, 1999 yılında Amerikan Film Enstitüsü'nün tüm zamanların en büyük kadın film yıldızları sıralamasında altıncı sıraya yerleşti.
Kısa sürede The Blue Book mankenlik ajansının en başarılı modellerinden biri olan Monroe, düzinelerce magazin dergisinde gözüktü. Bu dönemde 20th Century Fox'un yöneticisi Ben Lyon'un dikkatini çekti ve onun için bir deneme çekimi ayarladı. Aynı zamanda ona altı aylık bir kontrat yaptı. Lyon'un önerisiyle adını Marilyn Monroe olarak değiştiren Norma Jean, "Scudda Hoo! Scudda Hay!" ve "Dangerous Years" isimli iki film çevirdi. Ancak iki filmin başarısız olması, Monroe'nun bir süre sinemadan uzak kalmasına neden oldu. Fox şirketinin Monroe ile yeni bir kontrat imzalamaması yüzünden bir süre boşta kaldı. Modelliğe devam ederken aynı zamanda da oyunculuk derslerine devam etti. "Ladies of the Chorus" adındaki filmde, ilk kez şarkı söyleme ve dans etme şansını yakaladı. Daha sonra "The Asphalt Jungle" ve "All About Eve" filmlerinde iki kısa rolde oynadı. Bu filmlerdeki kısa ama dikkat çekici rolleriyle eleştirmenlerin çok dikkatini çekmişti. Sonraki iki yıl boyunca "We're Not Married!", "Love Nest", Let's Make It Legal ve As Young as You Feel gibi filmlerde önemsiz küçük rollerde gözüktü. Ardından RKO yöneticileri Monroe'nun box office potansiyelini Fritz Lang'ın "Clash of Night" isimli filminde kullandılar. Filmin başarı kazanması üzerine Fox aynı taktiği kullanarak "Monkey Business" isimli komedi filminde oynattı. Bu iki filmin başarısı üzerine eleştirmenler artık Monroe'yu görmezden gelemediler ve iki filmin başarısını onun artan ününe bağladılar. Aynı dönemde Monroe setlerde çalışması zor bir oyuncu olarak tanınmaya başladı. Özellikle setlere sürekli geç gelmesi (ya da hiç gelmemesi), repliklerini hatırlamada güçlükler çekmesi, performansından tatmin olana kadar sürekli baştan çekim talep etmesi ve önce Natasha Lytess sonra da Paula Strasberg isimli oyuncu koçlarının direktiflerine aşırı itimat etmesi yönetmenler arasında hoşnutsuzluklara sebep oldu. Ayrıca uykusuzluk ve gerginlik için kullandığı barbitüratlar ve amfetaminler, sahne korkusu, kendine güvensizliği ve mükemmeliyetçi yapısı da, film setlerinde yarattığı çeşitli problemlere sebep olarak görülmüştür. Uyku ve enerji için film sektöründeki oyuncular arasında ilaç kullanımı, 1950'li yıllarda standart bir uygulama olmasına rağmen, Monroe'nun uyguladığı bu tip geçici çözümler onun uykusuzluk, depresyon ve ve ruh hâli değişikliklerinin yıllar içinde daha da kötüleşmesine sebep olmuştur. Monroe aynı zamanda alkolü de zaman zaman ilaçlarıyla birlikte kullanarak yaşadığı problemlere bu şekilde çözüm üretmeye çalışmıştır.
YOU ARE READING
G.H.U.F
Non-FictionBu kitapta gerçek hayattan uyarlanan baş yapıtları okuyacaksınız...