yorgundu merdivene oturmuş öylece sigarasını içiyor, önünde ki sigara izmaritlerinden anlaşılıyor ki uzun süredir aynı pozisyondaydı.
O kızı gören herkes acıyarak bakar ve uzaklaşır. Üstü başı lekeli, kıyafeti kırış kırış. Halinden anlaşılıyor ki o berbat görünüyor. Rüzgâr estikçe dağınık saçları boynuna dolanıyor, sanki saçları bile yaşamaktan bıkmış boğurak onu öldürmeyi istiyor gibiydi.
Usul usul yanına bir kedi yaklaşıveriyor, genç hanım kediyi görünce sigaradan rahatsız olacağını düşünerek söndürüyor. Kedi tıpkı ona benziyordu tüyleri kesik, kire bulanmış, gözleri ise hastalıklı bakıyordu. Genç kız kediyi ürkütmek istemiyor fakat onu sevip daha iyi hissetmesini temenni ediyordu.
Kedinin kulağının kesik olduğunu hatta dikkatli bakınca kuyruğunun da aynı şekilde olduğunu görüyordu. Çantasından yemeğini çıkarıp önüne yavaşça koyuyor, ilk önce kokluyor sonrasında günlerce aç bırakılmış gibi hapur hupur yemeği yiyordu kedi. İnsanlar kediye iğrenerek bakıyor sonrasında gözlerini kıza doğru tıpkı kediye baktıkları gibi uzunca bakıp gidiyorlardı yanından.
Buraya ait olmadığını hissediyor, dizlerini karnına kadar çekerek iyice küçüldü yok olmak istercesine, acı dolu gözlerini tramvaya dikti. Ne düşünüyorsun?
O düşüncelere dalarken yağmur serpiştirilmeye başlamıştı, gitgide hızlanıyor insanlar ıslanmamak için hızlıca koşarak yağmur damlalarından korunuyordu. Oysa genç kız sırılsıklam ıslanıyordu o merdivende, yüzünde bi mimik bile oynamıyordu.
"Hey, ıslanıyorsun?" sert ve uyarıcı bir erkeğin sesi kızı endişelendiriyor. Kaşlarını çatıp sesin sahibine dönerek ona duygusuz bir ses tonuyla "Git başımdan." diyerek tekrar önüne dönüyor. Oğlan durumu algılamayıp bir iki dakika kendi içinde bunu sorgulamıştı.
Genç kız adım seslerini duyunca yanından gittiğini düşünerek rahat bir nefes aldı, fakat bir gariplik vardı. Yağmur üzerine değmiyordu garipseyip kafasını kaldırınca demin ki kişinin şemsiyesini başının üstünde görmesi onu kızdırmıştı.
Etrafına baktı lâkin onu göremedi, düşünmeden yerinden kalkıp şemsiyeyi çöpün içine soktu. kimsenin düşüncesi onu ilgilendirmiyor, ilgi duymuyordu. Aslında hiçbir şeye ilgi duymuyordu. sık sık aşağılık duygusuna kapılıp öylece sigarasını üflüyordu. Onun bir evi yoktu en basiti evinin penceresi yoktu.
-dea-