Uchiha Naruto: Bilge

Bölüm 10: Kiri Maceraları Kısım 1

Çoğu zaman insanlar tesadüf diye bir şey olmadığını söylerler. Her şey kader tarafından olduğu için ya da olması gerektiği için aynı fikirde. Bu tür idealler, insanları kendilerine zarar verdiği kanıtlanan, onları yiyip bitiren yollara sevk etti. İnsanların kaderden ve diğer tüm saçmalıklardan bahsetmesi Naruto'yu eğlendirdi. İnsanlar, kişinin manipüle edebileceğini ve olayları istediği gibi gitmeye zorlayabileceğini anlamadılar. Aktif bir rol üstlenmeden bile, kişi istediğini elde edebilmek için olayları etkili bir şekilde manipüle edebilir. İnsanlar ilkelerini, bir yaşam standardını oluşturmak için idealler oluştururlar. Ancak prensipler ne kadar ustaca ve katı olursa olsun, olayları kimin manipüle ettiğine bağlı olarak işler her zaman istenilenden sapabilir. Kader diye bir şey yoktur, ancak seçimlerimiz ve ideallerimiz bizi 'kader' inancına götürür - Bazı insanların kendi hatalarını ve sefaletlerini kader gibi bir inanca yüklemeleri gülünçtür. Kader diye bir şey varsa insan kendi kaderini kendi yaratır.

Kaderin Naruto'nun Yugao'yu kurtarmasıyla bir ilgisi olacağını düşünmek eğlenceli olurdu. Naruto tesadüf diye bir şey olduğuna inanıyordu. Bunun nedeni, Dalga ülkesine doğru yola çıkması ve Yugao'nun Ateş ülkesine geri dönmesiydi. Olur böyle şeyler, olayları manipüle eden olmadı. Karşılaşmaya götüren Dalga'ya doğru ilerlemek onun seçimiydi. Yaptığımız seçimler bizi gideceğimiz yola götürür. Hayat yolculuğunda karşımıza çıkan şey, verdiğimiz kararlara bağlıdır ve bunlardan etkilenir.

Yani, Yugao'yu kurtarmak kaderde olan bir şey miydi? hayır.

Yugao, yalnızca iki yolcu ve bir denizci taşıyabilen küçük bir teknenin içinden hareketlendi. Bu teknenin denizcisi yine de Naruto'nun bir klonuydu. Yugao başını kaldırırken inledi. Vücudunu saran acılar şimdi dinmişti. Yine de başı ağrıyordu ve ağzı kurumuştu. Sanki üzerinde bir şey varmış gibi sallamak istediği kafasını sallıyordu. Ellerine baktı ve sargılı olduklarını gördü; vücudunun çoğu sargılıydı. Hatırlayabildiği kadarıyla vücudu yaralar ve kanla kaplıydı. Gömleğinin içine baktı ve kendisinin de sargılı olduğunu gördü. Giydiği gömleği tanıyamadı. Bu farkındalık, onu endişelendirmesiyle ortaya çıktı. Kalbi normalden daha hızlı atmaya başladı. Zihni, kendini içinde bulabileceği senaryoları hesaplamaya başladı. Gömleğinin içine baktı ve kendisinin de sargılı olduğunu gördü. Giydiği gömleği tanıyamadı. Bu farkındalık, onu endişelendirmesiyle ortaya çıktı. Kalbi normalden daha hızlı atmaya başladı. Zihninde kendini içinde bulabileceği senaryoları hesaplamaya başladı. Ekibi pusuya düşürüldükten sonra hayatını kurtarmak için kaçtığını hatırladı. Görev, asla hatırlamayı ummayacağı bir görevdi. Yoldaşları onun yaşaması için kendilerini feda etmişti. Çakra yorgunluğu ve tüm vücuduna hakim olan ağrı nedeniyle bayıldığında  canını kurtarmak için bu yüzden koşuyordu.

Takipçilerinin onu yakalamış olabileceği düşüncesiyle gerildi ve çılgınca çevresine bakmak için acele etti. Etrafında sadece su vardı, çok fazla su. Bir teknenin içinde olduğunu gördü. Kaçırılıp başka bir ülkeye seks işçisi, belki de şişman, zengin bir adamın kölesi olmak üzere satılma düşüncesiyle kalbi bir maratonda koşmaya başladı. Bu tür düşünceler kafasının içinde kol geziyordu. Durumu ve bir kadın olduğu gerçeği göz önüne alındığında düşünebildiği şeylerdi. Kadınlar sürekli olarak kaçırılıyor ve seks kölesi olarak çalıştırılmak üzere başka ülkelere satılıyordu. Bu onun başına gelebilecek en kötü şey olabilir. Kesinlikle böyle bir şey olmamasını umuyordu. Bu düşünceyle, kalbinde sürünen bir umut duygusu vardı.

Naruto, Yugao'nun çılgınca etrafına baktığını görünce durumu eğlenceli buldu. Belli ki en kötüsünden korkuyordu ya da en kötüsünü hayal ediyordu. Shinobi dünyasının ne hale geldiği göz önüne alındığında, bu şaşırtıcı olmaz. Güçlü zayıfı yuttu. Kadınlar sadece seks sembolleri olarak görülüyordu. Her yerde ihanet tohumları yatıyordu. Shinobi dünyası böyle bir hale gelmişti. Shinobi dünyası, onları koruyacak kimsesi olmayan zayıflar için korkunç bir kabustu.