beni daha az anladın//daha çok sevseydin.

30 4 1
                                    

bazen her şeyi aynı anda hissediyorum.

;








Bir Kadın.



Bir Kadın varmış,
Sessizliğin en dibinde yaşarmış.
Farklı farklı eller boğazlamıştır onu
Ayrı ayrı sebepler,
Alâkasız nedenler.

Ses nedir bilmezmiş,
Kırk yıllık hayatında,
Saysan kırk gün gülümsememiş,
Yaşayıp gidermiş Kadın.

Kimin ne haddinedir,
Karışsın dediğine.
Kirlidir o Kadın,
Tüm kirli düşüncelere.

Bilmediği şeyler varmış zihninde,
Duymak nedir bilmediği, alışmadıklarından,
Sessizliğin içinde öğretilmeyen şeylerdi bunlar
Seslerdir, duymak istemedikleridir.

Nefret içinde yaşarmış Kadın,
Nefret içinde var olmazmış.
Etrafı nefretle kaplı iken,
Sevgiye ihtiyacı hiç var olmazmış.

Bilmezmiş Kadın, gönül nedir diye,
Bir çift bakışa temizlenmiş gibi hissettiren duyguya,
Nasıl davranacağını anlamazmış.
Hissetmek istemezmiş,
Kendinin bile inandığı kirlilik içinde,
Temiz bir duyguyu anlamaya, bilmeye,
Hiç yeltenmezmiş, onunla yaşamaya.
İstemezmiş, ne duymak, ne de dokunmak,
Bakmak istermiş,
Seyretmek istermiş,
Onu temizliğine inandıran o bakışlara,
Kanmak istermiş.

Zihni ruhu karşısında hep yaptığını yaparmış,
Susmak nedir iyi bilirmiş, bir daha konuşmazmış.
Dinlermiş içindeki aşkını,
Gülüşlerini, bakışlarını.

Kimse bilmezmiş bu Kadını,
Sadece aşkını bilirken,
Tüm sebepler çıkarırmış karşısına çukurları.

Batarmış Kadın,
İnanmak kadar acıtmamıştır,
Hissetmek içindeki kirliliği.
Aşkının dilinden dökülen kelimeler,
Acıtırmış bir kez daha ruhunu,
Bir hançer gibi saplar,
Kılıç gibi keskindir o sözler.
Kirliliği temsil eder,
Kadının üzerinden.

Batarmış Kadın,
Duyduğu kin, nefret,
İçinde doğarmış.
Fakat bilirmiş artık,
Sevgi nedir diye,
Onu acıtan, sözler değil,
Bakışlardır diye.

Tekrar batarmış Kadın,
Kendi kirliliğinde yeterince temizken,
Tekrardan boğazlanırmış Kadın,
Elleri tanıdık tenden çekilirken.

Aldatmamıştır Kadın,
Birileri bedenine hakimken.
Ruhu bir çift bakışa aitken,
Ölse de yetmezmiş,
Duyduğu nefret, kin,
Sevgi değil de neymiş?
İçinde tuttuğu bu derinlik miymiş?

Ne idi bilmediği Kadının?
Ne idi duymadığı Kadının?
Tek bir seni seviyorum sözcüğü müydü,
Dudaklardan kaçan,
Daha doğrusunu bulamadan,
Başka dudaklara konan?

Ne olabilirdi anlamadığı Kadının?
Neden sevilmezmiş, herkesin taptığı teni?
Çok mu siyahmış,
Çok mu beyazmış,
Ne farkeder?
Daha hiç dokunamamışken o bakışlara.

Hiç hissetmemiş, içindekilerini,
Çünkü bilmezmiş Kadın,
Duygu nedir, nasıl hissedilir diye.
Bilmiş, görmüştür,
Hissetmiş, anlamıştır artık, fakat Kadın,
Susmaya devam edermiş,
İçindeki konuşmayı seven aşk susmaz,
Söyledikce söyler,
Anlattıkca anlatırdı o bakışları.
Tekrar tekrar hatırlatır,
Tekrar tekrar ağlatırmış Kadını.

Görmediği, bilmediği,
Duymadığı, anlamadığı, tüm aşkını kaplarken,
İçinden sadece susarmış Kadın.
Çünkü o susmaya doğmuştur,
Susmaya yaşamıştır.
Dudakları kilitlenmiştir.

Hayat dediğin nedir ki diye sormuştur birisi ona,
Konuşmamış, dinlememiş, önemsememiştir onu.

Bilir o Kadın,
Hayat nedir, nasıl yaşanır.
Bir kaç el gezmiştir bedeninde,
Tanımadığı, bilmediği tenler arasında,
Resmen kaybolmuştur Kadın.

Hayat zevktir diye düşünürmüş Kadın,
Haklıdır, sonsuz hakkına sahiptir.

Kadının kimliği kimseye malum değildir,
Bilinmeyen bir Kadındır, şu tapılası varlık.

Dokunmanın aşk olmadığı bu dünyada,
Aşkı vücutlarda yaşayanlar için, kalbin bir suçu yoktur.

Birisi ağlar aşk uğruna, birisi ölür.
Kimse gülmez aşkın yüzüne, kimse yaşamaz.

Kadın, aşkın suskunluğunun bilinmeyen adımı,
Atılası, tapılası, satılası Kadın,
Özürler dolu bir mektup,
Sana benden, bizden, cemiyetten.

Öldün, sevdin ve yaşadın.
Yaşadın, sevdin ve öldün.









;

"gitme, bu gece benimle kal."
gitmeyin, bu gece onlarla kalın.

25.5

yakın, ama uzak.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin