SEVGİLİ

9 6 0
                                    

Ne yapacağıma karar veremiyordum. Gitsem bir dert, gitmesem başka dert. Onu seviyordum, anlaşılan o da benden hoşlanıyordu, yada ne bileyim belki de seviyordu. Selma abla "karar senin ister gel ister gelme ama o bekleyecek" dedi.

Sonunda ben böyle düşünüp duruken okullar açıldığı güne gelmiştik. Ben hazırlandım ve çıktım. Annem sormuştu; "nereye gidiyorsun" bende cevapladım. Esra'nın okuluna gidecem sen de gelecek misin dedim. Yok sen git madem bende "yemek yapayım" dedi. Evden çıkmış okula doğru gidiyordum. Eda' nın okulu Esra'nın okulundan biraz uzaktı.

Esra'nın okulunun önüne geldim, devam ediyordum. Eda'nın okuluna doğru giderken Ertuğ karşıma çıkmış, elime bir kağıt verdi ve uzaklaştı. Hiç konuşmamıştık. Ben eve doğru gidiyordum. Elime sıkıştırdığı kağıda baktım, telefon numarası vardı. Benim telefonum yoktu vardı ama annemle birlikte kullanıyordum. Ben şimdi nasıl onu arayacak ve konuşacaktım.

Eve geldim, anneme ve kendime kahve yaptım, televizyonda bir şey yoktu. Annem öyle konuşuyorduk. "Bu evi hiç benimseyemedim. Yine soba yakmak zorundayız, ne güzel artık sobadan kurtulduk diyordum ki her şey altüst oldu" dedi annem, haklıydı bir anda her şey altüst olmuştu. Ben eskisi gibi değildim.

Ben sadece demek ki hayırlısı böyleymiş dedim. Annem "ben komşuya kadar gideceğim, gelecek misin" diye sordu. Gelmeyeceğim dedim "tamam o zaman yarım saate gelirim" dedi.

Gittiğinden emin olduğum da mesaj atmıştım.
Merhaba, ben İlara yazdım, aradan çok zaman geçmeden mesaj geldi.
"Merhaba bende senin mesaj atmanı bekliyordum, nasılsın?" dedi.

Çok heyecanlanmıştım. Kalbim çok hızlı atıyor, başım dönüyordu. İyiyim teşekkür ederim sen nasılsın?
"Bende iyiyim teşekkürler. Kaç yaşındasın neler yapıyorsun günün nasıl geçiyor" dedi.
Kasım ayında 16 olacağım. Sen kaç yaşındasın? Tabi ailesinden dolayı ben yaşını biliyordum ama olsun ben yine de sormak istedim.
"31 olacağım" dedi.

Yaşı büyüktü ben sorun yapmıyordum, ama babam bunu sorgulardı. Ne soracağımı yada ne diyeceğimi bilmiyordum. İlk defa biriyle konuşuyordum, onun heyecanı da vardı.

"Mümkünse ve sen de istersen sesini duyabilir miyim?"
Şaşırmıştım, olur dedim sadece, 5 saniye sonra aradı.
Çok heyecanlıyım, sesim titriyordu.

"Aloo
-Efendim
-Nasılsın
-İyiyim, sen nasılsın?
-Ben de iyiyim
-Peki"

Gülmüştü. Haklıydı ben olsam ben de gülerdim. Peki nedir, neden peki dedim ben, çok heyecan yaptığım belli olmuştu. İki kelimeyi bir araya getirmekte zorlanıyorum.

Evde kimse olmadıkça gizli gizli konuşuyorduk. Bazen mahalleye de geliyordu, tüp arabasıyla, kendisi aygaz bayisinde çalışıyordu. Orda genelde masa başıydı ama kimse olmadığı zaman servise çıktığı zaman da oluyordu. Git gide birbirimize alışmaya ve tanımaya başladık. Huylarımızı öğreniyorduk. O geldiği zaman şarkı açıyordu bende hemen balkona çıkıyordum.

"Ertuğ'un gözünden İlara;
O kadar masum, saf, zarif, nahif ki, ne dersem sanki üzülecek alınacak gibi duruyor. Esmer teni, kıvırcık uzun saçları, koyu kahve gözleri çok güzel, bakmaya kıyamıyorum. Öyle çok çıtı pıtı da değil, iri yarı da değil, hafif etine dolgun, 1.60 boyu var."

Ertuğ mesaj atmıştı, "gel buluşalım" dedi. Tamam sahile gidelim kimse olmasın babamın tanıdığı falan görmesin sen git ben geliyorum dedim.

"Tamam güzelim bekliyorum."
Yaaaaa güzelim dedi. Tamam biraz abarttım ama napıyım böyle şeyler duyma alışık değilim eriyorum sanki, zalımın oğlu beni de düşünsene biraz, o kadar rahattı ki sonuçta kaç yaşında adam kim bilir kaç tane sevgilisi olmuştur. Aklıma gelmişken trip atıyım en iyisi yada atmıyım kıyamam..

Kıskançlıktan kızarabiliyordum. Esmer olmama rağmen kıskandığım zaman suratım kıpkırmızı oluyordu. Bir kere babamı çok kıskanmıştım, halamın kızı çok şaşırmıştı, "bunca yıllık esmerim hiç kızarmadım ve esmer birinin bu kadar kızardığını ilk defa görüyorum" demişti.

Deniz kenarında oturmuş beni bekliyordu. Boyuna, posuna, hayran kaldığım gelmiş bekliyor. Arkasına döndüğün de gözleri beni buldu. Yanına gittim, "hoşgeldin" dedi. Hoşbuldum, nasılsın dedim.
"İyiyim, sen nasılsın" diye sordu, iyiyim teşekkür ederim dedim. Çok çekingendim ona karşı ne konuşacağımı bilemiyordum.

Denizin kokusu, dalganın sesi bana çok huzur veriyordu bir anda Ertuğ' un sesiyle irkildim.
"Seni seviyorum İlara" ne ne ne çok şaşırdım tepkisiz kaldım ne demem gerekiyordu, yüzümü görmüyordu, yanaklarım kıpkırmızıydı.
Ben de Seni seviyorum dedim çok utandım.

Hadi görüşürüz dedim kalktım zaten çok vaktim yoktu, babam her an eve gelebilir. Nerden geldiğimi açıklayamam.

Eve geldim, hemen sofrayı kurduk, babam gelince yemeğe oturduk. Bizim evim adeti idi hep birlikte sofraya oturulur, kimse ayrı ayrı yemezdi ve iki öğün yeniliyordu. Ben artık eskisi kadar konuşkan, neşeli değildim.

Annem bunu fark etmiş sürekli soru soruyordu. "Neyin var, çok sessizsin, zayıfladın anlat bilelim" diye söylenip duruyordu. Ama ben konuşmak istemiyordum. Hem ne diyecektim 30 yaşında ki birine aşık oldum mu diyeceğim. Bunu söyleyemem çünkü az çok tepkilerini biliyorum.

Bunlar heves geçici sevgi değil, babamın o mükemmel sözü "sevgi diye bir şey yoktur, sadece saygı vardır" ama ben sevgiyi,aşkı yaşıyorum bunun farkındayım. Kimseye açıklayamam bunu, ablama söylesem "kızım saçmalama aranızda kaç yaş var ben ona nasıl enişte diyebilirim hem o bana abla diyebilir mi sence" diye başımın etini yerdi.

Hafta sonu babam mangal yakar, genellikle her hafta sonu yapar, sırf bizi bir yerde görüp canları ister bize söyleyemez diye yapardı. Beni aşağıya çağırmıştı. Babam indi ateşi yaktı, zile bastı benden malzemeleri istedi, götürdüm. Eve çıkacaktım ki, beni durdurdu. "Otur şöyle karşıma, kızım iyi misin?
Son günler de seni iyi görmüyorum.
Ne oldu bir şeye mi üzüldün, yada canın mı sıkkın hayırdır" dedi.

Ne diyeceğimi bilmiyordum. Şimdi ben ne söylesem baba ben aşık oldum desem saçmalama der bağırıp çağırırdı. En iyisi susmak ama nereye kadar? İşte onu bilmiyorum. Ben böyle düşünürken babamın sesiyle irkildim.

"Evet dinliyorum." Ama verilecek cevabım yok.
"Kızım söyle, çekinme" dedi.

Ağzımdan kelimeler bir anda döküldü.
Baba ben aşık oldum.
Babam ne diyeceğini bilememişti. Haklıydı şuan ben bile kendime inanamıyorum.

"Kim?"
Ertuğ dedim.
Babam çok şaşırmıştı. Ne tepki göstereceğini bile bilmiyordu. Öylece etrafa bakınıyordu. Ne söyleyeceğini bilememişti.


Sezgin nasıl tepki verecek?
İlara ne yapacak?
Acaba bir daha ki bölüm neler olacak?
Heyecanlı bölümler sizleri bekliyor.
Keyifli okumalar....




ELLİ BEŞ GÜNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin