0.4

20 2 1
                                    

"Hayır?"

Genç doktor tekrarladı, hastasının güzellikte çığır açmasının yanı sıra, hâlâ hastası olduğunun farkına vararak iç çekti.

"Her neyse, başlayalım o zaman."

Hinata kıkırdayarak dizlerini kendisine çekti. Beyaz elbisesinin içinde, çok derinlerde çarpan kalbinin sesini gizledi kıkırdaması. Doktorunu beğenmişti. Pembe saçlarıyla çok hoş gözüküyordu, küçük şakasından bile böylesine korkması hoşuna gitmişti.

Doktorunun ne kadar saf olduğunu düşünerek ellerini dizlerinin üstüne koydu genç kız.

"Ben Sakura, şu andan itibaren doktorun olacağım."

Beyaz gözler, parlak sırıtışın altındaki korkuyu hissederek kısıldı. Yanındaki sarı saçlı çocuğun alaycı fısıltılarıyla ona döndü. Ona doktorun onu anlamayacağını, bu yüzden ümidini kesmesini hatırlatırken mavi gözleri parıldıyordu. Kızın yüzüne şimdi  huzursuzluk hakimdi, doktoruna dik dik bakarken kendi içinde arkadaşına hak verdi.

Doktor beraber yapacaklarını özet geçerken hastasının üzerine bir hüzün dalgasının çöktüğünü hisetti. Umursamamaya çalışsa da kızın bakışları resmen deliyordu onu.

Sakura, boğazını temizleyerek gergin havadan kurtulmaya çalıştı.

"Söylemek istediğin bir şey var mıydı?"

Genç kız doktoruna baktı, ilk geldiğindeki  oyuncu havasından tamamen arınmış gibiydi.

"Ne zaman çıkacağım?"

Doktor gerginlikle defterinin üstünde gezdirdi parmaklarını.

"İyileştiğin zaman, Hinata."

"Ben hasta falan değilim."

Sakura, hastasının gözlerinin tekrar kısıldığını gördü. Alayla mı bakıyordu yoksa tiksintiyle mi? Emin değildi.

"Hastalık sadece ateşle olmaz."

"Neden bahsettiğinizi biliyorum, doktor. Ancak hayır, o şekilde de hasta değilim."

Bu sefer kaşları nefretle çatıldı. Ona fısıldayan oğlana güvenerek savundu kendini.

"Ben ne hastayım ne de.."

Hastasının duraksaması gözünden kaçmadı genç doktorun.

"Nasıl hissettiğini biliyorum Hinata, anca.."

"Ne de katil! Ben kimseyi öldürmedim!"

Sakura, lafının kesilmesine normalde bozulabileceğini düşündü. Neyse ki bunun yeri ve sırası olmadığını biliyordu. Üstünün sözlerini hatırlayarak iç çekti, konuşmadan önce anlayışla başını salladı.

"Sana inanıyorum Hinata. Fakat bu durumun, ya da yaşadıklarının seni etkilediğini pekala sen de biliyorsun."

Onay almak için bir süre bekledi genç doktor, tabii hastasından ses gelmeyince devam etti.

"Ben seni yargılamak için burada değilim. Aksine sana yardım etmek istiyorum Hinata, bana bir şans ver lütfen."

Sakura yüzüne ışıltılı gülümsemesini kondurdu, işe yarayacağını düşünerek. Hâlâ bir katille konuşuyor olabileceği düşüncesini aklından atmaya ve tedirgin gözükmemeye çalışıyordu.

Ancak içine işleyen beyaz gözler bunu pek kolaylaştırmıyordu.

Hyuuga kızı bir süre boşluğa baktı, bir şeyden emin olmak istemiş gibi. Sonrasında yüz hatları yumuşadı. Doktora dönerek, rahatlamış yüzüne karşın buz gibi soğuk sesiyle konuştu.

"Neden bana inanıyorsunuz doktor?"

Sakura gergince yutkundu, ona kendini ispatlamak için en az onun kadar kararlı olması gerektiğini düşündü. Eliyle koltuğunun kenarına tutunurken konuştu.

"Senin böylesine canice bir şeyi yapacağını düşünmüyorum."

"Neden? Kadınım diye mi yoksa.."

"Alâkası yok. Ahlâksız birine benzemiyorsunuz."

"Dış görünüşüme göre mi karar veriyorsunuz buna?"

Pembe saçlı doktor sıkıntıyla iç çekti. Katil olduğuna falan mı inandırmaya çalışıyordu Sakura'yı?

"Hadi diyelim ki gerçekten yaptın. Ne diye? Hanabi-san ona gerçekten değer verdiğinizi söyledi."

"..veriyorduk."

Sakura hastasının tekrar içlendiğini gördü, ona acıyarak baktı bir süre.

"İşte tam bu yüzden yaptığını düşünmüyorum. İnsan öldürmek fazlaca kin ve nefret ister."

Beyaz elbisesindeki kız, dizlerini indirerek kendini yatağa bıraktı.

"Yapmam.. Ben yapmadım.."

Kızın hüzünlü gözlerine dolan yaş birkaç saniyeliğine parladı, solgun yüzden akıp giderken yastığı bulamadan zarif eller tarafından silindi.

"Pekala Hinata, bunu biliyorum. Bu seans bu kadar zorlanmak yeter. Şeyden bahsedelim.."

Sakura ne kadar zamanları olduğunu öğrenmek için hızlıca saatine baktı, biraz daha konuşabilirdi.

"Naruto?"

Güzel yüzlü kız, buruk bir gülümsemeyle yatağın ucuna baktı.

"Naruto.."

"Naruto'yu ilk ne zaman gördün? Yani ne zaman tanıştınız?"

Lacivert saçların sahibi bir anlığına düşündü. Sonrasinda gözleri doktoruna kaydı.

"Hatırlamıyorum. Hayatıma.. bir anda girdi."

"Mutlu musun onunla olmaktan?"

Sakura az önce alamadığı notlarıyla beraber şimdiki cevapları de defterine geçirdi.

"Hem de çok. O anlayışlı biri, her zaman yanımda oluyor. Benim tek arkadaşım Naruto.."

"Başka arkadaşların da vardır, değil mi? Biraz düşün Hinata."

"Hayır, yok. Benim tek gerçek arkadaşım o."

Sakura bir kaç şey daha geçirdi defterine, içlerinden biri de ailesiyle konuşmaktı.

"Zaman doldu."

"Efendim?"

Sakura şaşkınca hastasına baktı.

"İki dakika geçtiniz bile süreyi, lütfen gidin artık."

Yeşil gözler şaşkınlıkla baktı ona, sayıp saymadığını sormak geldi içinden. Saatine bakarken gerçekten iki dakika geçirdiğini gördü. Gitmesi için saniyeleri saymasının kabalık olduğunu düşünerek kalktı.

"Bir şey gerekirse hemşirelere sorabilirsin, tamam mı Hinata? Dediğim gibi faaliyetlerimiz oluyor ve seni orada görmeyi çok isterim."

Hinata'nın donuk gözleri ona açıkça gelmeyeceğini söylerken gülümsedi doktor.

"Yarın görüşürüz!"

Odadan yavaşça çıkarken hastasının çoktan fısıldamaya başladığını gördü, bu Naruto da amma dedikoducuymuş diye düşünmeden edemedi.

Odadan çıkıp öğle yemeğine ilerlerken kendi kendine mırıldandı Sakura.

"Bu gidişle asıl divane ben olacağım."

𝗺𝗿𝘀. 𝗱𝗼𝗰𝘁𝗼𝗿 - 𝘀𝗮𝗸𝘂𝗵𝗶𝗻𝗮Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin