Ölümden dönmek mümkünmü

35 1 1
                                    

O geceyi hala unutamıyordum.Hep kendime soruyordum "Tanrı aşkına biz ne yapıyoruz".Böyle bir laboratuvarın şehrin içinde olduğunu önceden söyleselerdi inanmazdım.İlk telefon anından beri buranın hayırsız biryer olduğunu anlamalıydım.Oraya attığım her adım beni korkutmaya,en kötüyü aklıma getirtmeye bile yetiyordu.Böyle birşeye bulaşmışken kolayca çıkamazdım ve bu sefer tek kendimi düşünemezdim tabi artık Emily ile birlikteydim.Ben ona gördüklerimi söylemiştim ama yinede o bana inanmamıştı.Normal bir durumdu çünkü bu yaptığımız hiçbir laboratuvarda yoktu ve onu inanması için zorlayamazdım ama ilk sevgilimide böyle bir batağın içinde bırakamazdım.Oooh! benim masum sevgilim,böyle bir durumu haketmiyorsun ama neden bu çileyi benle beraber çekmek zorunda kalacaksın...


Pek inançlı bir birey değilimdir.Ama artık inanmak ve birşeyden,bir varlıktan yardım istemek istiyorum.Kendimden başka benim için en değerli kişi Emily için dua ediyordum.Son zamanlarda ona ne kadar bağlandığımın farkında değildim.İlk başlarda sadece flört etmek istemiştim.Ama bana karşı takındığı o samimiyet,o saflık beni onun için ölmeme bile yeterdi.Ona kanıtlamalıydım.Burda olanları onunda bilmesi gerekti yoksa herşeyden habersiz o da bir kurban olabilirdi ve ben buna dayanamazdım.Aklıma soktum o lanet yerde ne olduğunu neler döndüğünü bulacak ve yetkilelere anlatacaktım.Tabi bunun için araştırma lazımdı.İlk olarak biz burda ne yapıyoruz diye düşündüm.İlk başladığımda bana denilen projenin bir deyim olduğunu düşünmüştüm.Fare nin ilginç ölümü beni bu meraka süren ilk kıvılcımdı galiba.Sonra o gece teslimatı ve poşetlenmiş ölü bedenler.Evrimleşmiş bir insan olması için ilk önce onun yaşaması gerek değilmiydi peki bu ölü bedenler niyeydi onlarla ne yapacaklardı.Hepsini deli gibi merak ediyordum ve ilk işim artık bunları öğrenmek ve hedefimde daha bilinçli olmaktı.


O yerdeki 9.ayım ve yavaş yavaş diğer katlara geçmeyi başardım.Laboratuvarımız aynı bir tekstil fabrikası gibiydi kumaşların dikilir,birleştirilir preslenir ve birsürü değişik işlem sonucunda bir giysi dikilir.Hepsi ayrı ayrı yerlerde ayrı ayrı aletlerlerle yapılır.Bu galiba en doğru benzetme.Diğer katları teker teker gezdim ve ünviersitede bahsedilen bölümlerden hiçbir farkı yoktu tabi birkaç kapı kilitliydi ve ordan şüplenmemek olanakdışıydı.İlk önce ne ürettiğimizi öğrenmeye karar verdim ilk bakışta normal bir ilaç üretiyoruz gibi görünüyordu birkaç bölüm hariç oraların ne olduğnu patrona sorduğumda oraların yeni deneyler için kullanıldığı yerler olduğunu söylemişti.Banamı öyle geliyordu yoksa patronum çok mu açık konuşuyordu.Sanki burda yapılanlar sır değilmiş gibi ama odadan konuşurken beni korkutan birşeyler söyledi 2 ay önceki o geceyle ilgili şeyi tam olarak söylemesede söylemişti bu konuyla ilgili birşey söylemişti bana"Geçenlerde mahsullerimizi çalmaya çalışan kapşonlu bir adam varmış Dwayne bunun hakkında birşeyler biliyormusun"demişti.Kalbim kütküt atıyordu nerdeyse yerin çıkıcakmış gibi hissediyordum ve arkamı dönüp ona "Bi bilgim yok efendim neden yetkililere haber vermiyoruz,isterseniz ben verebilirim"dedim ve o an sıcak odasındaki rahat tavrı daha çok endişeli bir hal aldı ve bana "Sorun yok evlat rakip markalar bu mucizeyi çalmak istiyordur sencede öyle değilmi ?"dedi.Bende bu ortamdan hızlıca kurtulmak için "Bencede efendim" diyip odadan çıktım.Artık eminim burda birşeyler var.Bir sonraki ilaç mahsülünü bekliyecektim ve ilacı inceleyecektim.Ama bunun için uygun bir ortama ihtiyacım vardı.Aklıma ilk olarak üniversitedeki hocam Bay Wellington geldi.Kendisi genetik geliştirmelerde ün salmış biriydi ve üniversitede kendisine ait çalışma laboratuvarı vardı.Onu akşam sularında aradım ve izin istedi.Bunun kendi için uygun olabileceğini ancak patentli bir firmanın ilacını izinsiz incelemenin doğru olup olmayacağını sordum.Ona herşeyi anlatamazdım ama ona merakını uyandırıp ilgisini çekecek kadar bilgi verdim.Şimdi sıra o ilaçlardan birini çalmaktı ve kolay oldu.İlaçlar buzdolabı dediğimiz koca dondurucuda saklanıyordu ara molada onlardan bir tane almak kolay oldu kameralarda anlaşılmasın diye ilaçları dolaba koyan ayakçı çocuğa isterse onları benim götürebiliceğimi söyledim.Onları koyarken kapağın arkasından -yani kameranın göremedeği yerden-bir tane almıştım.Şimdi onu iş çıkışına kadar saklamak vardı.İlaç termos gibi sahip olduğu soğukluğu koruyacak bir kapsülde saklanıyordu.Ve sonunda onu nereye saklıyacağım aklıma gelmişti belki bunun için sonra pişman olabilirdim ama tek seçeneğim buydu.Emily'nin çantasına.Sorunsuz bir şekilde saklamıştım artık rahattım taki Emily'inin sesini duymak için arayana kadar.Kendisini kötü hissetiği için işten erken çıkmıştı ve ilaç hala onun çantasındaydı.Ne yapacağımı bilmiyordum işi nasıl atlatabilirdim sonra gözüme köşedeki paslı alet takıldı ve hiç olmayan birşey oldu kafamdaki ampül parladı genelde pek hızlı düşünmem ama bu ona ulaşmanın en hızlı yoluydu.Herkesin önünde acelem varmış gibi koştum ,tüm dikkatlerin üzerimde olduğunu biliyordum çünkü işyerinde bir insan niye koşar ki .En acı kısımsa o paslı aletin keskin yerine çarpıp kolumu derince kesmemdi.Artık kendime tetenoz tehşisi koyabildim ve patronumdan tetanoz aşısı olmak için en yakındaki hastaneye gitmek için izin isteyebilirdim.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 02, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

MELEZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin