Üçüncü Bölüm 🎵

14 3 0
                                    

Bölüm Şarkısı: Another Love/ Başka Bir Aşk

Dolan gözlerimi gizlemek için çok çabalasam da bunda başarılı olmadığım yanağımdan süzülen gözyaşlarıyla belgeleniyordu. Ne demişti Gece? Kedinin adını canımdan bile çok sevdiğim bir kız koydu. Bu cümle boğazımda hatrı sayılır bir yumru oluşturmuştu. Demek ki çok sevdiği bir sevgilisi vardı. Bunca zamandır boşu boşuna hayallere dalmıştım. Gözlerime bakarak şarkı söylemişti ama. Yoksa bana mı öyle gelmişti? Kendimi tek kelimeyle berbat hissediyordum. Ben konuşmayınca Gece, gitar çalmaya başladı. Gözyaşlarım yanaklarımdan süzülüp kedinin üzerine damlıyordu. Kedi bir süre sonra rahatsız oldu ve kucağımdan inip yanıma uzandı. Hıçkırarak ağlamak istiyordum ama etraf çok kalabalıktı. Üstelik Gece ne oldu derse ne diyecektim? Gece, şarkı söylemeye başlayınca başımın dönmeye başladığını hissettim. Ellerim uyuşmaya başlayınca hayır diye geçirdim aklımdan. Şimdi panikatak krizi geçirmenin zamanı değildi. Burada olmaz. Nefesim daralmaya başladığında derin nefes almaya çalıştım ama işe yaramıyordu. Birazdan öleceğim. Nefes alamıyorum. Ellerim, kollarım uyuşuyor. Birazdan kalbim duracak. Nefes.. Nefes alamıyorum. Düşüncelerime engel olamıyordum. Nefesim iyice daralınca kendimi kumların üzerine attım. İstediğim tek şey yeniden nefes alabilmekti. Beynim nefes diye direnirken ben umutsuzca çırpınıyordum. Gece, beni yerden kaldırıp endişeyle yüzüme bakarken hâlâ krizin etkisindeydim.
"Melodi, neyin var? Melodi, nefes mi alamıyorsun?"
Telaşlı sesi bende bir etki yaratmıyordu çünkü nefes alamıyordum.
"Panikatak.." Diyebildim güçlükle. Gece beni kumlara yatırdı ve elimi tuttu. Saçlarımı okşarken benimle konuşmaya başladı.
"İyisin. Nefes alabiliyorsun. Ölmeyeceksin. Gözlerini kapat ve iyi olduğunu tekrarla."
Dediğini yaptım. Ben iyiyim dedikçe nefesim düzeliyordu. Tamamen düzelince gözlerimde yaşlarla Gece'ye baktım.
"Eve gitmek istiyorum." Dedim hıçkırıklarımın arasında. Gece başını salladı. Sarsılmış görünüyordu. Beni usulca yerden kaldırdı. Kediyi kucakladığında gitarını omzuna asmıştı. Bir süre hiç konuşmadan yürüdük. Tabi ben sürekli ağlıyordum, çünkü onun yanında kriz geçirmiştim. Kriz geçireceğim diye evden çıkmamakta haklıydım işte. Ne zaman olacağı belli olmuyordu.
"Beş yıldır panikatakla uğraşıyorum. Tam iyileşiyorum ve ilaçları kesiyorlar, sonra tekrar ortaya çıkıyor."
Gece ileri bakıp konuşmaya başladı.
"İçinde bitmeyen yaralar var ya onun yüzünden."
Sertçe yutkundum. O yara hâlâ kanıyordu.
"Geçmesi için ne yapmalıyım?"
"Önce geçmesini istemen gerek."
"Her şeyden çok istiyorum."
Durup bana uzun uzun baktı. Bakışları derindi.
"Korkularından kaçarak onları yenemezsin, Melodi. Arkadaşlarının seni evden zorla çıkardıklarını anlayabiliyorum. Muhtemelen herkesin içinde kriz geçirmekten korkuyorsun. Sık sık geçmişi düşünüyorsun ve acınası bir şekilde kendini suçluyorsun."
Sinirlenmiştim. Bana acımasını istemiyordum.
"Sen kendini suçlamıyor musun yani?"
Bu kez o sertçe yutkundu.
"Suçlu olmak başka, kendini sebepsizce suçlamak başka."
Sinirden güldüm.
"Ne yaşadığımı bilmiyorsun. O yüzden daha fazla acımana maruz kalmadan eve gidiyorum." Bir adım atmıştım ki durdum ve ona döndüm.
"Ayrıca canından çok sevdiğin kızla mutluluklar."
Arkamdan güldüğünü duydum ama dönüp bakmadım. Onu görmek istemiyordum.

Tahminen otuzuncu kez sağa döndüm ve ofladım. Uyuyamıyordum. Gece'nin dedikleri zihnimde yankılanıyordu. Sık sık geçmişi düşünüyorsun ve acınası bir şekilde kendini suçluyorsun. Bu, doğruydu. Neredeyse her gece kabus görüyordum ve o olay olduğu zaman kaçmadığım için kendimi suçluyordum. Oysaki henüz beş yaşındaydım o zamanlar. Beş yaşında bir çocuğun ne suçu olabilirdi ki? Ne kadar kızsam da Gece haklıydı. Hüzünle içimi çektiğimde bu geceki acım hâlâ tazeydi. Evet, Gece'yi ilk gördüğüm anda ona tutulmuştum. Ondaki bir şey beni ona çekmişti. İkimizle ilgili hayaller kurmuştum. Hatta uzun zaman sonra ilk defa onu gördüğüm o gece kabus görmeden uyumuştum. Şimdi uyanıktım ama onun başkasını canından çok seviyor oluşu benim uyanıkken gördüğüm kabusumdu.
"Zaten seni kim sevdi ki?" Diye mırıldanıp en sonki sevgilimi hatırladım. Yanında kriz geçirdiğimde korkup beni terk etmişti. Daha sonraysa senin gibi bir ruh hastasıyla uğraşmak istemiyorum diye mesaj atmıştı. Bir mesaja ne kadar uzun süre bakılabilirse o kadar bakmıştım o mesaja. Hiç ağlamamıştım, kızmamıştım da. Aslında doğruydu yazdığı. Ben on yedi yıldır bir ruh hastasıydım. Gözyaşlarım kendime akarken hıçkırarak ağlamaya başladım. Bütün bu olanlardan, hayatımdan nefret ediyordum. İçim kopana dek ağladım ve en sonunda yorgunluktan uyuyakaldım.

Gecenin MelodisiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin