1

298 26 45
                                    

Çıplak ve soğuk bedenimle onun yatağında uyanmıştım. O ise her zamanki gibi balkona çıkmış hoşlandığı çocukla konuşuyordu.

Derin bir iç çekmenin ardından yataktan kalkıp kıyafetlerimi giyinmeye başladım. O sırada nihayet telefonu kapatıp içeri gelmişti.

-Saat daha 08.30 nereye gidiyorsun?

-Okuyorum ben Baji-san. Dalga geçer gibi söylemiştim.

-Hadi ama bana öyle seslenmemeni söylemiştim..

-Doğru, Chifuyu sana öyle sesleniyordu değil mi?

Hızlıca giyinip kapıya yöneldim.

-Seninle aramızdaki şey sadece seks neden kıskançlık ediyorsun ki?

Senin için öyle olabilirdi ama benim için öyle değildi işte.

-Sikini sokacak deliğe ihtiyaç olduğunda ararsın Baji.

Kapıyı çarparak evinden çıktım.

Yine kullanmıştı beni. Ona hayır da diyemiyordum.. Beni ne kadar kullansa da, sikip atsa da seviyordum onu.

6. Sınıfın başıydı.

Evden kaçmıştım, cebimdeki üç kuruş parayla dünyaya karşı kendimce savaş veriyordum. Belirsiz bir anda doğmuştu hayatıma güneş gibi.

Annesinden aldığı parayla sokaklarda onunla oyun salonunda oyun oynayacak arkadaş arıyordu.

Eski bir binanın kapısının önünde oturan ben çok dikkatini çekmişti sanırım.

Yanıma gelip bir soru sordu, işte o soru hayatımı değiştirmişti.

-Hey sen! Benimle oyun salonuna gelir misin!?

-Param yok.

-Benim var!

Kolumdan tutup beni oyun salonuna sürüklemişti.

Beraber oyun oynadığımız zamanlarda bile içimde ona karşı duygular beslemeye başlamıştım.

İşler liseye gidene kadar harikaydı.

Hergün takılıyorduk ve aramızdaki bağ o kadar derinleşmişti ki bana karşı birşeyler hissettiğinj sanmıştım.

Lisenin ilk günü ona duyyularımı açmaya karar vermiştim.

-Baji...

-Hmm?

Telefonuyla uğraşıyordu.

-Birşeyi konuşmalıyız..

-Hmm?

-Yüzüme bakar mısın?

-Şuan olmaz.

-Niyeymiş.

-Flörtümle konuşuyorum.

Aralarında büyük birşey yoktur diyip umursamamıştım.

-En yakın arkadaşına mı tercih edeceksin flörtünü?

-Tamam tamam kapattım bekle...

Telefonu kenara koyup yüzüme baktı.

Kehribar gözlerine baktığımda nefesim kesiliyordu adeta.

-Birşey mi oldu?

-Yok...

-Ne diyecektin?

-Düşündüm de...

O sırada lafımı bölen sarı saçlı bir çocuk yüzünden duraksamıştım.

-Baji-san!

Sarılmışlardı.

Onları izlerken ister istemez kıskanmıştım.

Yüzüm asılmış ve susmuştum.

-Öğlen yemeğini beraber yiyeceğiz değil mi??

-Benimle yiyecek.

Sesim biraz ciddi çıkmıştı sanırım çünkü Baji bana dönüp şaşkınlıkla bakmıştı.

-Seninle her gün yiyoruz zaten Kazutora.

-Kazutora mı? Hep Tora diyorsun ne değişti şimdi?

-Chifuyu başka zaman yeriz olur mu?

-Olur tabii Baji-san.

Bu yılışık piç sinirimi bozuyordu.

-Derse gidiyorum sonra görüşürüz.

Baji'nin yanağını öptüğünde ona yumruk geçirmemem için zor duruyordum.

-Senin sorunun ne?

-Ha?

-Daha iki gündür tanıdığın çocuğa kendini öptürüyorsun?

-Bu senin niye umrunda?

-Senin en yakının benim Baji.

-Kıskançsın.

-Değilim..?

-Senin en yakının benim ve iki gün önce ortaya çıkmış yerden bitme birine yerimi kaptırmayacağım?

-Ne istiyorsun..?

Onu istiyordum iki anlamda da.

Onu kendime çektiğim gibi öptüm.

Piç sırıtışını yapmıştı.

-Kıskanıyorsun değil mi?

Susmuştum.

-Flörtüm olmasını kıskanıyorsun...

Friends with Benefits -Bajitora-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin