Öncelikle merhaba. Bazı özel nedenlerden dolayı hesabımı kapatmıştım. Şimdi geri döndüm. Umarım önceden olduğu gibi bu hikâyemde de beni yalnız bırakmazsınız. Sizin yorumlarınıza ihtiyacım var.
Fazlasıyla mizah içeren bir hikâye olacak. İlk bölümü sosyalbukalemunn 'a ithaf ediyorum. İyi okumalar :))
"Anne! Kanıyor kanıyor. İndir şu elini Pelin!"
Pelin kesilen parmağını gülerek gözümün içine soktuğunda annem de nihayet mutfağa gelmişti. Her ikimize de şaşkınlıkla bakıp telaşla peçeteyi Pelin'in parmağına bastırarak arkasına aldı.
"Kızım tamam kana bakamıyorsun ama yara bandı verebilirdin kardeşine!"
Maalesef Pelin benim kardeşimdi. Kan görmeye dayanamadığım için beni sinir etmekte üstüne yok. Bilerek parmağını kesti ya. Gel de dövme!
"Anne o bilerek bıçağı parmağına batıran bir insan böyle acıtasyonlara gerek yok yani. En sonunda bıçağı alıp kalbini deşeceğim o olacak!"
Sinirle mutfaktan çıkıp odama girdim. Kapıyı çarpmak mı? En hızlı şekilde hem de!
Pelin'in kahkahasını duyduğumda sinirden delirsem de kendimi tutmayı başardım. 1 yıl. Sadece 1 yıl daha, sonra üniversite için başka şehre gideceğim ve Pelin'den kurtulacağım.
Sinsi sinsi gülüp yatağıma atladım. Telefonumu alıp bildirimlere baktım. Bizim kızlar yine whatsapptan döktürmüşlerdi. Wp grubuna girip mesajları okumaya başladım. Yine dedikodumu yapmışlardı.
-İsterseniz 10000 olsun yine de okuyorum mesajları biliyorsunuz değil mi gerizekalıcıklarım?
Sude: Ee saplıktan kurtul diye konuşuyoruz.
Müno: 2 yıl kanka az bir şey değil. Bekarlık sultanlıktır tamam ama sen imparator oldun be bal.
Gamze: Elmas bak ben ne diyorum biliyor musun?
-Bilmek istemiyorum. Ulam bestlerim diyorum 2 dakika sizi boş bırakıyorum hemen benim ve saplığımın dedikodusunu yapıyorsunuz yazıklar olsun size.
Gamze: Ya kanka buluşak bir dondurma yiyek dicektim ben ama sen bilirsin tabi..
-Dondurmaya hayır diyemediğimi bildiğinizden her tartışmada dondurma yiyek diyonuz. Nys.. Sarmaşık parkta buluşalım. Çıkıyorum hemen 5 dakika içinde gelmezseniz eve dönerim by.
İnterneti kapatıp telefonu cebime sıkıştırdım. Odamdan çıkıp Pelin'e gözükmeden annemin yanına ulaşmaya çalıştım ama bu tabiki de mümkün olmadı. Pelin beni görüp yara bandıyla kapalı olan parmağını havaya kaldırdı. Ağzını kırıp bu yaşta hapishanelere düşmek istemezdim. Bu yüzden yapmacık bir gülümsemeyle onu ittirerek annemin yanına oturdum.
"Anne bana para versene. Okullar tatil diye harçlıkta vermiyosun sen çok alıştın para vermemeye iyice şımardın bak haa.."
"Ceketimin cebinden 10 lira al yeter ki sus Elmas. Çok geç kalma. O deli arkadaşlarınla bir olup mahalleliyi kapıma getirme benim."
"Tamam kraliçem."deyip sulu öpücüklerimden annemi nasiplendirdim. Pelin'i tekrar ittirip annemin cebinden 10 lirayı kaptığım gibi parmak arası terliklerimi giydim. Bu arada Pelin o salak arkadaşlarından öğrendiği saçma sapan kelimelerle arkamdan bağırıyordu.
Dışarı çıkıp yolda yürümeye başladım. Öyle güzel sitelerde oturmuyorduk. Zengin bir ailenin çocuğu da değilim. Mahalle kızıyım ben. Hayır her şeyi geçtim zeki de değildim. Meslek liseli bir genç kızım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Parmak Arası Terlik!
Humor"Bir Hikaye parmak arası terlikle başlar mı?" demeyin bakın nasıl da başlıyor. "Her zamanki gibi tam on ikiden vurmuştum. Ama yanlış kişiyi!"