Yeni bölüm geldi. Okuyanlar düşüncelerini dile getirirse çok mutlu olacağım. Teşekkür ederim hepinize..
Multimedia: Selçuk Yaman. İyi okumalar.
Yaklaşık 10 dakikadır ekrandaki fotoğrafa bakıyordum. Fotoğrafın hemen altında yazılı olan isimden gözlerimi alamıyordum. Altay Demiroğlu.
Sonunda adını öğrenmiştim ama şuan önemli olan bu değildi. Hemen hızlıca ekran resmi aldım ve kızlara gönderdim.
Müno: Oha! Nerden buldun Elmas?
Gamze: İnanamıyorum :O
-Bizim okulun ilk basket maçı bunlarla olacak desem ne dersiniz?
Sude: Daha neler..
Kızlar durmadan yazarken ardından hemen Selçuk'un fotoğrafını da gönderdim. Şaşkınlıkları iyice artmıştı. Ben hala okulun sitesindeyken hepsinin adını öğrenmiştim. Bunlar 5 arkadaş Bal' da okuyordu ve Basket takımındalardı.
Neye yoracağımı bilmeden korku sardı her yanımı. Furkan her yerde bunları arıyordu. Ve şimdi resmen ayağına gelmişlerdi. Hemen gruba girdim ve telaşla yazdım.
-Siz onu bunu bırakın. Furkan basket takımında. 1 ay sonra maçlar başlayacak. Furkan Selçuk'u öldürür. Ne yapacağız siz onu söyleyin.
Gamze: Vallahi Furkan gebertir. Bak yine kalbim sıkıştı. Sıkıldım ben böyle şeylerden.
-Furkan'ın bacağını falan mı kırsak? Basket maçına onun gelmemesi gerekiyor.
Sude: Elmas sen korkudan ne düşündüğünü bilmiyorsun. Bence Furkan gelsin ve Selçuk'un ağzını burnunu kırsın. O senin boğazını ne biçim sıkmıştı. 1 hafta izi geçmedi be. Eğer siz buna karşıysanız ben Furkan'a söylerim!
Sude'nin dediklerine kızlardan da destek gelince bir durdum düşündüm. Aslında haklılardı ama benim korkum o yönde değildi. Aslında tam olarak neyden korktuğumu da bilmiyordum.
Telefonumu bırakıp tekrar uzanır pozisyonunda durdum. Aklımda deli düşüncelerle uykuya dalmaya çalıştım.
"Elmas sabahtan beri alarmın çalıyor. Açsana!!"
Üzerimde bir ağırlık ve kulağımın çınlamasına sebep olan Pelin'in sesini duyar duymaz gözlerimi açtım. Uykulu uykulu Pelin'i kucağımdan ittirip oturdum. Sabah sabah bu çığlık neyin nesiyse..
Duman'ın son ses Bal şarkısı çalan alarmımı kapatır kapatmaz resmen yataktan zıplayarak çıktım. Dün o kadar muhabbet yaptık kızlarla. Bal şarkısını alarm yapmakta neymiş.. Tam bir salağım!
Ben yataktan çıkınca Pelin benim yerime uzandı ve arkasını döndü. Onunla uğraşmak istemediğim için banyoya girdim ve soğuk suyu yüzüme çarptım. Hızlıca odama döndüm ve giyindim. Çok hızlı hareket ediyordum çünkü kızlarla buluşup bir yolunu bulmalıydık bu durumun. Bütün gece kabus görmüştüm.
Evden çıktığımda kızlar her zamanki gibi kapıdaydı. Beni görünce hiç hareket etmediler. Bense Müno'nun yanına oturup bağcıklarımı bağladım.
Otobüs durağına doğru yürürken sessizdik. Boğazımı temizledim ve derin nefes aldım.
"Susmayın ya lütfen. Ne yapacağız karar verelim." Oflayarak konuştuğumda bana doğru dönmüşlerdi. Hala yürüyorduk. İkisine de bakıp durağın içine girdim. İlk Sude yanıma geldi. Daha sonra Müno'da girmişti durağa.
"Ben hala aynı karardayım." Sude kollarını göğsünnde birleştirip ileriye baktı. Münevver'de ona onay verdi. Ama ben hala bunun doğru bir şey olduğunu düşünmüyordum. Ya çok büyük bir kavga çıkarsa? O zaman her şey benim üzerime kalırdı. Neden böyle düşünüyordum bilmiyorum ama Furkan'a söyleme taraftarı değildim. Arkadaşlarıma belli etmeden asıl kaygım dile getirdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Parmak Arası Terlik!
Comédie"Bir Hikaye parmak arası terlikle başlar mı?" demeyin bakın nasıl da başlıyor. "Her zamanki gibi tam on ikiden vurmuştum. Ama yanlış kişiyi!"