PAT! - 4

739 73 20
                                    

Yen bölüm sizlerle. Bölüm ithafı isteyenlerde yorumda belirtebilir. Okuyorsunuz falan iyi taamda oy verip yorum yaparsanız mütüşlü olacak. Neyse..

İyi okumalar hepinize. Bu arada hala kızımızın kim olduğunu bulamadım. Önerilere açığım. Görüşürüz xx

Normal saatten daha erken uyandım. Kızlara okula gelemeyeceğimi, biraz rahatsız olduğumu söyledim. Yani beni beklemeyeceklerdi. 

Farklı duygular hissederek hazırlanmaya başladım. Bugün neler olacağını kestiremiyordum bile. Nasıl bir konuşma yapacaktım veya o bana neler söyleyecekti bilmiyordum ama iyi şeyler olacağından şüpheliydim.

Hem ben niye gidiyordum ki onun ayağına? Ne konuşacaktım? Ona basket takımından çıkmasını mı söyleyecektim? Ne hakla?

Hazırlandıktan sonra aynaya bakım ve başımı dikleştirdim. Ben Elmas Değerliydim. Sonunu düşünmezdim ama kendimi de ezdirmezdim. Şimdi doğru düzgün karşısına çıkıp konuşacaktım. Evet.

Telefonumu alıp evden sessizce çıktım. Ayakkabılarımı giyip çantamı omzuma güzelce taktım. Otobüs durağına doğru giderken telefonumu elimde sıkıca tutuyordum. Titreşimdeydi. Arar aramaz açacaktım. Neden bu kadar heyecan yaptıysam?

Otobüs durağına az bir mesafe kala otobüsün geldiğini görmemle uçmam bir oldu. Ayaklarımı kalçama vura vura son anda otobüse yetiştim. Boş bir yer bulunca hayretler içinde kalsam da kimseye kaptırmadan oturdum. Telefonum titremese bile tuş kilidini açtım ve ekrana baktım. Ekrana daldığım sırada birinin sesi duyuldu. Tuş kilidini kapatıp kafamı kaldırdım. Otobüs ağzına kadar dolmuştu yine. Başımda bakımlı bir yaşlı teyzenin durduğunu ve bir şeyler mırıldandığını fark ettiğimde kalksam mı kalkmasam mı tereddütüne girdim ama kalkmamaya karar verdim. Yüzünde bir ton makyaj , elleri ojeli, elinde son model bir telefonla otobüste yer verilecek yaşlılar kategorisine girmiyordu. Bence yani..

Metroya geldiğimizde düğmeye bastım ve otobüsten indim. Metronun başında Furkan'ın sağ kolu Saffet'i görünce olduğum yerde durdum. Şimdi beni burada görürse hemen Furkan'a söylerdi. Ona görünmeden metroya girmem gerekiyordu. Metroya doğru yürüyen kızları görünce sırıttım.

Koşarak hemen birinin koluna girdim ve kahkahalar atmaya başladım. Kızlar beni görünce şaşırsalar da bir şey söylemediler. Metroya onlar sayesinde girdiğimde "Kusura bakmayın birine benzettim." diyerek hemen yanlarından uzaklaştım. Metronun gelişini duyar duymaz yürüyen merdivenlerden koşarak indim. Metroya son anda bindiğimde derin bir nefes aldım. Bugün bir şey olmuştu bana. Otobüse son anda bindim. Aynı şekilde metroya da. Son anların kızıydım sanırım.

Metrodan indikten sonra yürüyen merdivenlere doğru gittim. Bu sefer koşmuyordum. Kalbim çok hızlı atıyordu. Nedenini inanın bilmiyordum. Yanlış mı yapıyorum diye düşünmeden edemedim. Buraya niye geldim ben? Acaba Selçuk gelecek miydi? Yoksa bilerek beni ayağına çağırıp bekletecek miydi? Bunların sorusunu birazdan öğrenecektim ama korkuyordum. İlk defa bu kadar çok korkuyordum.

Metrodan çıktıktan sonra her zaman bizim çocuklarla birlikte geldiğimiz Küçük Park'a doğru yürümeye başladım. O heyecan ve korkuyla 10 dakikadan fazla yürüdüm. Parka geldiğimde saat 7.30a geliyordu. Şuan okulda olmam gerekiyordu. Ah!

Etrafıma bakındım ama kimse yoktu. Her zamankinden daha boştu park. Beni oyuna getirmişti gerizekalı. Bende oyuna gelmiştim. Salaklığıma gülüp gitmeye hazırlandım. 

Tekrar metroya gitmek için arkamı dönmemle sert bir şeye çarpmam bir oldu. Dengemi kaybedip popomun üzerine yere düştüm. Heyecan, korku, sinir ve stres harmanlanıp beynime hücum etmeye başladı. Hızlıca başımı kaldırıp bu Öküzü görmek için kaşlarımı çattım.

Parmak Arası Terlik!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin