Bölüm 13 - Çocukluktan Kalanlar

545 28 34
                                    

"Cemile'm hazır mısın?"

Veysel'in bahçeden eve seslenmesinin üzerinden birkaç saniye geçmişti ki, Cemile kucağında kırmızı elbisesini giymiş Yağmur'la beraber merdivenlerden indi. "Hazırız Veysel'im hazırız, de' mi gızım?"

Yağmur cıvıl cıvıl sesler çıkardı, Veysel gülerek yaklaştı ona. "Gızım? Anneannenlere gidiyoz diye mi bu mutluluk, he?"

Veysel'in yanında duran Musa, Cemile'ye doğru uzattı kollarını. "Ver bakayım torunumu bana." dedi gülümseyerek. "Siz gidin ekmek alın, öyle gelirsiniz."

"Niye baba ya?"

"E oğlum kaç kişiyiz, ne olur ne olmaz işte. Niye sorguluyon?" dedi Musa kaşlarını kaldırarak. Veysel sırıtmasını gizleyip başını salladı.

"Tamam babam, haklısın." Cemile'ye döndü. "E hadi o zaman Cemile'm, gidelim."

"Gidelim bakalım." diye iç geçirdi Cemile. Ardından hep beraber evden çıktılar ve bakkala ayrılan yolda Cemile ve Veysel, Musa'dan ayrılarak ilerlediler.

Dükkana yaklaştıkları sırada Veysel'in koluna girdi Cemile. "Hava ne güzel de'mi cankuşum?" diye mırıldandı, gökyüzüne bakarak.

"Öyle valla gülüm... Güneş var mis gibi."

"Ne diyecem, kahvaltıdan sonra Yağmur'u da alıp parka gidelim mi?" diye sordu Cemile hevesle.

"Gidelim tabii Cemile'm." dedi Veysel gülerek. "Sen istersin de gitmez miyiz?"

Cemile keyifle gülümseyip daha da girdi Veysel'in koluna. İkili beraber bakkala girmek üzerelerdi ki, içeriden çıkan iki kişiyle durmak zorunda kaldılar.

"Abi?" dedi Veysel şaşkınlıkla. Elinde ekmek poşeti olan Kenan da onu görünce şaşırmıştı.

"Veysel, Cemile? Hayırdır sabah sabah, siz bize geçmiyor muydunuz?"

"Ya ekmek alıp gelelim dedik de Kenan abi, siz almışsınız çoktan." dedi Cemile, Elif'e göz kırparak. O da ona tebessümle karşılık verdi.

"Boşu boşuna yürüdük buraya kadar ya." diye sızlandı Veysel. "Ne güzel gideydik işte eve."

"Üzülme Veysel'im ya, güççük gardeş olarak bir dahakine sen alırsın ekmeği." dedi Kenan sırıtarak. Veysel ona göz devirdi.

"Güççük gardeşmiş. Eve senden önce varırsam görürsün güççük gardeşi, yaşlı doktor."

"Kim? Ben mi yaşlıyım?" dedi Kenan şaşkınlıkla.

"Değil misin la, he? İki spor yapınca dalağın şişiyor hemen."

"Yaşlılıkla ne alakası var onun oğlum ya?"

"Ben bilmem valla, gayet de yaşlısın." diye sırıttı Veysel. Kenan dik dik baktı ona.

"Öyle mi, Veysel Efendi? Var mısınız eve kadar yarışa?"

Veysel'in gözleri parladı.

"Olmaz mıyım? Nesine?" dedi serçe parmağını uzatarak.

"Nesine mi?"

"E ben öyle haybeye koşar mıyım eve kadar Doktor Bey? Sonucunda bir ödül olacak herhalde."

Veysel'in kendinden emin konuşmasıyla Kenan gülmesine engel olamadı ve o da uzattı serçe parmağını.

"Tamam o zaman. Kazanan diğerine dondurma ısmarlasın."

"Dondurma mı? Üç yaşında mısın oğlum ne dondurması?"

"Aman, bir şey de beğendiremiyoruz sana." diye gözlerini devirdi Kenan. Veysel güldü.

One Shots • VeyKen (Gönül Dağı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin