İzem Acar
Arkamı döndüm ve bir çift mavi göz ile karşılaştım. Evet şuan karşımda 3 senedir sevdiğim çocuk karşımda duruyordu. Ne kadar bakıştık bilmiyorum ama o artık bakışmadan sıkıldığını belli edercesine boğazını temizledi ve konuşmaya başladı.
"Senin derdin ne EZİK, ölmeyi mi istiyorsun? "
Şuan sadece aklımda bana ezik dediği kısım dönüyordu.
Senin derdin ne ezik
Derdin ne ezik
Ezik
EzikAkmak için direnen göz yaşlarıma engel olamıyordum. Tamam belki bunları çoğunlukla başkasından duyuyordum ama bu onun söylemesi kadar incitmiyordu. Onun yanında ağlamayı hiç istemiyordum.
Ağzıma gelen tuzlu suyla ağladığımı anladım hemen gözümden akan yaşı sildim ve konuşmaya başladım."Şey...ıhm...öz-ür dilerim.."dedim.Lanet olsun kekelemiştim kendimi daha fazla nasıl rezil edebilirim diye düşünmeye başladım ama bulamadım.
Rüzgar'ın tekrar seslenmesiyle düşüncelerimi bir tarafa bıraktım."Hey Ezik,yine nereye daldın?Yoksa sende diğer kızlar gibi yakışıklılığıma mı takıldın ?"
Bir an şaşkınlığımdan yararlanıp ağzımdan "Evet" kelimesi çıktı.Sonra durumu kurtarmak için "Yani hayır... ben öyle demek istemedim .Akına baktığımda dudağının yukarı kıvrıldığını gördüm.Ben bu çocuğun egosunu mu besliyordum.Ama benim yine kalbim kırılmıştı.Bana ezik diyordu ama sadece o demediği halde en fazla o benim kalbimi kırmıştı.
Başka bir korna sesiyle hayata geri döndüm.Her ne kadar oraya -Akın'ın bulunduğu yere- bakmak istemesemde merak ettiğim için başımı oraya -Akın'ın bulunduğu yere - çevirdim ama orada yoktu.Beni öylece sokakta bırakıp gitmişti.3 çocukla sokakta kalan kadınlar gibi hissetmeyi bir kenara bırakıp acıların çocuğuyum moduna geçmeye karar verdim.