(Merhaba arkadaşlar. Kısa kesitler için istediğiniz bir çift veya serileşmesini istediğiniz bir hikaye varsa lütfen yorumlarda belirtin^^)
||Haikaveh 1||
Bedeni titrerken eve girdi Kaveh. Hava bir anda soğumuş, rüzgar gömleğinin boşluklarından tenine dokunmuştu. Kırmızı pelerinini çıkardı ve uzun sarı saçlarını kırmızı tel tokalardan kurtardı. Kendine gelmek için kafasını hafifçe salladı. ''Alhaitham?'' 'Oda arkadaşının' evde olup olmadığını kontrol etmek için içeriye seslendi. Ses yoktu. ''Yemek kaldı mı acaba?'' dedi kendi kendine mırıldanarak.
Oturma odasındaki koltuğa dekor amaçlı koyduğu battaniyeyi üzerine aldı. Sonunda bedeni ısınmaya başladı. Adım adım mutfağa ilerlerken birkaç kokunun birbirine karıştığını fark etti. Yeni pişmiş kek ve baharatların kokusu. ''Yemek mi yaptı?'' Kendi kendine mırıldandı yine. Mutfağa girdiğinde evde yalnız olmadığını gördü. Alhaitham yine kulaklıklarını takmış olmalıydı. Pasta süslüyordu. Kaveh kapıya yaslandı. Daha fark edilmemişti. ''Ne yapıyorsun Haitham?'' Alhaitham Kaveh'in sesini duyunca kapıya baktı. ''Pasta yapıyordum. Ama sen erken gelmişsin.'' ''Evet işim erken bitti.'' Kaveh Alhaitham'ın yanına gidip arkasından sarıldı ve çenesini omzuna koydu. Haitham pastayı yapmaya devam etti. ''Pasta ne için?'' diye sordu omzuna yaslanan adam. ''Ne o? Unuttun mu?'' ''Neyi?'' ''Ben unutsam kafamın etini yerdin.'' ''Neyi unuttum?'' Kafasını kaldırdı ve yüzüne baktı Kaveh. Güldü Alhaitham. ''Evlilik yıldönümümüzü.'' Kaveh'in gözleri fal taşı gibi açıldı. ''Siktir! Unuttum...'' Ağlak bir ses tonuyla kafasını geri gömdü. Beş sene önce gizlice evlenmişlerdi. Ve zaman hızlı geçiyordu. ''Özür dilerim bebeğim.'' ''Şu sıralar ne kadar yoğun olduğunu bildiğim için affedildin.'' Haitham, Kaveh'in omzuna dökülen saçlarını okşadı . ''Üstünü değiştirip battaniyeyi çıkar da yemek yiyelim.'' Kaveh onayladı ve giyinmek için odalarına gitti.
Beş yıl oluşunu aklı almıyordu. Sanki daha kısa sürmüştü geçen zaman. En başında Kaveh bunu gizli tutmak istediği için kavga etseler de Kaveh'in belli bir sebebi olduğu için durulmuşlardı. Ve yaptığı işin yoğunluğu yüzünden unutmuş olmak da canını sıkmıştı. En azından aylar öncesinden bir hediye hazırlamıştı. Kutuyu sakladığı yerden çıkardı ve açıp hediyenin durumuna baktı. Hala aldığı zamanki gibi duruyordu. Kutuyu yatağa koydu ve üstünü değiştirip mutfağa geri döndü. Alhaitham çoktan masayı hazırlamıştı. Kaveh geldiğinde onun için sandalyeyi çekti. Oturunca sandalyeyi itti ve nazikçe yanağına bir buse kondurdu. Yerine geçmeden önce şarapları doldurdu. Masada Kavehin elini tuttu ve öptü.
Güldü Kaveh. ''Bugün çok romantiksin. Kafanı falan mı çarptın?'' ''Daha önce hiç romantik olmamışım gibi konuşma.'' Kaveh dirseğini masaya, çenesini eline yasladı. Şarabını yudumladı. ''Ama daha sık romantikleşsen çok daha güzel olurdu.'' ''Şarabı sevdin mi?'' ''Evet. Zaten şarabı ne kadar sevdiğimi biliyorsun. Sohbet ederken bir yandan yemeklerini yediler.
''Evlendiğimiz gün dün gibi aklımda.'' Kaveh yavaştan sarhoş olmaya başlamıştı. Dördüncü kadehinin son yudumunu aldı. ''Yakandaki beyaz çiçeği hala saklıyorum. Biliyorsun değil mi?'' Haitham gülümsedi. ''Biliyorum Kaveh. O gün bana çok yakıştığını söylemeyi de seviyorsun.'' ''Her yıl dönümümüzde bundan bahsediyorum değil mi?'' ''Evet. Ama hoşuma gitmiyor değil.'' Aşık gözleri ve hafif gülümsemesiyle karşısındaki adamı izliyordu Alhaitham. O günü asla unutamazdı. ''Dans ederken ayağıma bastığında neredeyse düşüyordun.'' ''Şunu hatırlatma Haitham.'' Güldü yine. Bugün çokça gülüyordu. ''Beş sene nasıl oldu da bu kadar hızlı geçti?'' Mutlu bir iç çekişle sordu. ''Hızlı geçmedi. Sevdiğinle birlikteydin.''
