la mort ne peut pas te séparer de moi

77 12 42
                                    

Balığa denizden başkası azaptır.

Balığa denizden başkası azaptır

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

----

Hiçbir yerde yoktu.

Evine gitmiştim, kapıyı çalmıştım fakat açan olmamıştı. İçeri girip önce seslenmiş, sonra telaşla her odaya bakmıştım. Yoktu.

Geçen günkü gibi not da bırakmamıştı bu sefer. Zihnim bulanıklaşmaya başlamıştı, nerde olabileceğini kendime sorup dursam bile bir cevap bulamıyordum. Nereye gidebilirdi, soracağım tek bir kişi dahi yoktu.

Korkak adımlarım ormanı bulmuştu, yoktu. Onu bulacağımı, sakin olmamı fısıldayan zihnimi dinleyemiyordum. Önemli olan onu bulmam değildi, onu canlı bulmamdı.

İhtimal dahi vermek istemediğim gerçekler bir bir aklımı etkisi altına aldığında, adımlarım korkaklığını yitirmişti. Onu canlı bulmak isteyen bedenim şimdi yere hızlı fakat sağlam adımlarla basıyordu.

Sahile gelmiştim, yoktu. Kafayı yemek üzereydim. Kalbimin sesi kafamdaki tüm sesleri bastıracak kadar sesli olmaya başlamıştı.

Derin bir nefes aldım, düşünmeliydim. Sakin olmalıydım, kendime bunu hatırlattım. Sakin olmalıydım.

Titreyen ellerim saçlarıma asıldı, yolmadım. Etrafta ona dair en ufak bir iz arayan bakışlarımı kendi iç dünyama çevirdim, kapkaranlıktı. Gözlerimi kapatıp nerde olabileceğini düşündüm.

Aklıma gelen, kalbimi paramparça eden gerçeklik öyle bir çarpmıştı ki suratıma birden, yerimden kıpırdayamamıştım. Öyle bir çarpmıştı ki, gözümden akmak üzere olan damla bile bu gerçekle donakalmıştı sanki, o damla bile akmak için sırasını beklemişti.

Bugün; benim canımın yarası, Taehyung'un canının yarısı ölmüştü.

Bugün, bizim ölüm yıldönümümüzdü. Jeongguk 'un o narin bedeninin, Taehyung'un kalbinin, benimse insanlığımın ölüm yıldönümüydü.

Düşünmeyi reddeden zihmim aklıma gelen tüm ihtimalleri elinin tersiyle en karanlık köşeye itip onları orda hapsetmişti. Simdi düşünmem gereken tek şey Taehyung'u bulmak olmalıydı.

Geldiğim yolun tersine döndüğüm gibi, koşabildiğim kadar hızlı koşmaya başladım. Mezarlıktaydı.

Nefes nefese kalan bedenim, varmak istediği yere sonunda geldiğinde soluklanmak için biraz bekledi. Nefes almaya çalışırken gözlerim onu aradı.

Ordaydı.

Benim aksime, ordaki iki beden ne kadar soluklanırsa soluklansın hiçbir zaman nefes alamayacaktı.

la blessure de mon cœur'Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin