Bölüm 2 | BEYAZ ODA

99 13 180
                                    

Merhaba ballarım, nasılsınız?

Önceki bölüm hakkında'ki düşünceleriniz neler? Merak ettim yazarsanız sevinirim...
 
Görsel: Tuana türkönder

Oy ve yorum yapmayı unutmayınız📌

İyi okumalar :)
____________________________________

•Tuana•

İki yanımızda'da koruma vardı uzun bir koridor'da yürüyorduk, biz ilerledikçe sesler yükseliyordu. Abim ise benimle konuşma çabasındaydı hâlâ "güzelim beni dinler misin?" Demişti, bakışlarım ona döndü ve "dinlemem" Diyerek önüme döndüm ve tam ilerliyecekken kolumdan tuttu ve şöyle dedi "sana rica değil, emretmek gerekiyor heralde. Doğru düzgün dinle beni ya" sesi titremişti sona doğru

Kolumu çektim "abi" diyerek, "istersen birde emret! Bak bakalım o zaman beni bula biliyormusun?" Dedim ve yürümeye devam ettim

Bunun üstüne bir daha bana bir şey demek isteyeceğini sanmıyorum, çünkü biliyordu neler yapacağımı...

Sonunda, büyük siyah çelik bir kapının önünde durmuştuk, korumalar'a kısa bir bakış atıp "burada bekleyecek'miyiz?" Diye sordum, "sakıncası mı var?" Yine aynı ses'ti bunu söyleyen

"Evet sakıncası var! Dış ses olmayı kesip karşıma çıkarmısın artık?" Diyerek kendi etrafımda döndüm ve köşelerde olan kameralara bakıp şirince gülümsedim, o beni görüyordu her haraketimi bu beni sinir ediyordu

"Neden, çok'mu merak ettin beni?" Diye sordu bu sefer , gülerek cevap verdim "merakımı maruz görün lütfen ilk defa şeytan görücem" diyerek ellerimi iki yana açtım

Şeytan dememe bozulmuş olacak'ki, sesi gitmişti, ardından önümüzdeki kapı açıldı içerisi karanlıktı göz gözü görmüyordu

Korumalardan biri "bundan sonra teksin" diyerek eliyle geçmemi işaret etti, başımı aşağı yukarı sallayarak onayladım ve içeri adım atacak'ken abim kolumdan tutup beni durdurdu "dikkat et" dedi ve kolumu bıraktı

'Dikkat et ' demişti değilmi? Bana zarar gelmeyeceğini söyleyen abim! Ne kadar çelişiyor'du lafları.

Gülerek abimin yüzüne baktım ve içeri adımımı attım , bir kaç adımım sonrası kapı kapanmıştı ve led ışıklar yanmıştı "oyun'mu oynuyorsun sen, benimle?! Oyun oynucak yaşı geçtiğini sanıyordum" diyerek gözlerimi gezdirdim içerde

Loş ışıktan neyin ne olduğu anlaşılmıyor'du, odanın içerisindeki ışıklar tek tek yanmaya başladı etraf daha görünür hâle geldi.

Gözlerim o kişiyi arasada etrafı incelemeye başladım oda siyah tonlarına hâkimdi daha çok, siyah deri koltuklar, siyah duvarlar, kenarda daire şeklinde kocaman bir cam masa vardı üzerinde ise bir kum saati

Boynumda hissettiğim nefes ile arkamı döndüm, sarı saçlı, en az okyanus kadar derin mavi gözlü biri vardı karşımda yüzüne bakmak için kafamı kaldırmam gerekiyordu

"Var sayalım ki oyun oynuyorum" dedi,ve etrafımda dönüp durdu bir tur, ardından çalışma masa'sının önündeki sandalye'ye oturdu ve bir eliyle benimde karşısına oturmamı işaret etti "otur" diyerek

Bense "böyle iyiyim" diyerek reddettim oturmayı, oysa "peki, oturma" diyerek kendisi de ayağa kalktı. Başımı tekrar yukarı kaldırmam gerekti "uzun süre böyle ayakta konuşuruz benlik sıkıntı yok" dedi, benlik bir sıkıntı vardı hem'de çok vardı uzun süre başımı kaldırmam'mı gerekti yani

Var Oluş anka +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin