❀~5~Zayıf Nokta

14 0 0
                                    

     Esneyerek yataktan kalktı ve etrafına baktı, başı çalıyordu üstüne kapının sesi baş ağrısını artırıyordu. Cesar çoktan gittiği için odada yalnızdı, ayaklarını sürükleyerek kalktı ve kapıyı açtı.
     İki hizmetçi bir tepsiyle içeri girmişti.
    "Astroio'yu selamlıyorum. Prens Cesar size ilaç gönderdi ayrıca sizi çalışma odasına bekliyor, hazırlanmanıza yardım etmemizi istedi." Siyah küt saçlı kadın eğilerek konuştu.
     Diğer kadının elinden ilacı ve suyu aldı muhtemelen akşamdan kalma olduğu için ağrı kesici göndermişti. İlacı içtikten sonra kıyafet odasına gidip kıyafetlere bakındı, hazırlanmaya yardım etmeleri için gönderdiyse bir iş için çağırmıştı. Kırmızı, kalın askıları olan elbiseyi aldı ve eteğine baktı. Bunun da iki derin yırtmacı vardı ki bu tür elbiseleri özellikle istemişti. Elbiseyi alıp yanlarına dönerken tekrar esnedi.
     "Yorgunsanız başka bir ilaç daha getirebilirim."
     Ria elini havada salladı. "Gerek yok sadece gün gece zor geçti."
    Söylediğinin üzerine iki kadının yüzü anında alev attığında Rilletta söylediği şeyi tekrar gözden geçirdi.

     "Düğün tahminimden uzun sürdü çok yorucuydu." Toparlamaya çalışsa da yüzüne bakamadılar. Rilletta özellikle iki derin yırtmacı olan elbiseleri seçiyordu ki bacağına bıçak saklamak kolay olsun. Kan kırmızı renkte elbiseyi giyip saçlarını iki tane küçük örgü örüp arkada birleştirdi. Hizmetçiler hafif bir makyajı da ayarlayıp yanından ayrıldığında çıkmadan önce onlara kahvaltı hazırlamalarını, Cesar'ın yanından çıkınca kahvaltı yapacağını söyledi ve kıyafet odasına girip bacağına kemerleri ve bıçakları taktıktan sonra o da odadan ayrıldı.

    Kahvaltı bile yapamadan işe başlıyor olması sinirini bozuyordu. Derin bir nefes aldı ve kapıda bekleyen iki askerle birlikte Cesar'ın yanına gitti. Cesar da o askerlerin engel olmadığını biliyordu sadece onun üstünde baskı kurmak için göndermişti. Odaya geldiğinde kapıyı çalmadan içeriye daldı ve hemen ardından kapıyı askerlerin yüzüne kapattı. Cesar yine belgelerle dopdolu olan bir masada can çekişiyordu.
     "Neden geç kaldın?"
     "Yemek bile yemedim, konuşma." Masadaki kağıtlara göz attı.
     "Yarından itibaren sadece koruma işi değil bu belgelerle de ilgileneceksin."
      Masaya oturup daha yakından baktı. Her türden dosya vardı.
     "Bugün yani birazdan Kont Arannel gelecek. Nesiv sınırındaki bölgeden bir soylu." Bir yandan belgeleri çekmeceye koyarken Rilletta'ya baktı. "Nesiv'i karıştırıp duruyor ayrıca imparator tarafında. Nesiv tek başına tehdit değil ama-"
    "Ama arkasında tonla kişi var biliyorum. Arannel'i de tanıyorum."
    "Onu öldürmek için bir sebep bul. İleride pürüz çıkarmasını istemiyorum. Biraz dün gece hakkında konuşalım mı?" Yüzünde muzip bir ifade vardı.
     "Dinliyorum."
     "Dans hakkında." Ellerini masada birleştirip biraz öne eğildi. Utandığını görmek istiyordu.
     "Beğenmedin mi? Yanlış hatırlamıyorsam o dansın amacı baştan çıkartma değil miydi? Gayet de amacına ulaşan bir danstı."
    "Ne?" Cesar kaşlarını çattı.
    "Son dansta epey yakındık Cesar ve benim dansımın seni nasıl etkilediğini hissettim, bilirsin. Yani tabii ben olsam ben de o harem dansçılar yerine benden etkilenirdim ama cidden seni baya etkilemiş. "
     Cesar boğazını temizlemek için öksürüp geri yaslandı ve Ria'ya bakmayı bıraktı. Utandırma planı ters gitmişti hatta ters gitmekle kalmamış ters tepmişti.
     "Alkolün etkisi geçtiğine göre bu kadar cüretkâr olma. "
    "Seni tahrik etmem cüretkârlık mı?"
    Cesar onu göz temasıyla susturmaya çalıştıysa da Ria sadece çalışma odasını inceliyordu. İki tarafında pencere olan oda çok ferah duruyordu ve cam olmayan duvarlardan biri tamamen kitaplıktı. Cam olan duvarlardan birinde ise Cesar'ın çalışma masası duruyordu. Masının önünde iki koltuk, tam karşısında ise dört koltuk ve iki küçük sehpa vardı.
    Çok geçmeden içeri önce bir asker gelip Kont Arannnel'i duyurdu ardından Kont Arannel üç askerle beraber içeri girdi. Kont eğilerek selamladıktan sonra gözleri önce Rilletta'ya takıldı.
    "Majesteleri bunun özel bir toplantı olması gerekmiyor muydu?"
     "Sana burası özel bir toplantı odası gibi mi geldi?" Nitekim bulundukları yer sadece çalışma odasydı normal şartlarda burada toplantı yapılmazdı. "Ayrıca eşimden saklanacak bir konu yok."
     Kont onun kim olduğunu öğrenir öğrenmez tekrar eğildi. "Kusura bakmayın ekselansları ben düğünde bulunamadım." Ona yaklaşıp elini öpeceği sırada Cesar kalemi masaya vurdu. Bu Kont için çekilme anlamına geliyordu. "Düğün gününüzün hemen ardından sizi böyle rahatsız ettiğim için özürlerimi sunarım ama durum acildi."
      Cesar ona karşıdaki yeri gösterdi. Kont ve askerleri tekrardan önce Cesar'ı selamladı ardından Rilletta'nın elini sıkıp eğilerek onu selamladı. Ria Kont'un elini sıkmadan biraz bekledi ardından elini sıktı. Diğer iki askerin elini sıkmadan bekledi ardından sıra son askere geldiğinde onu da bekletti ama bu sefer elini sıkmadan önce ayağa kalktı.
     "Buraya kadar yorulmuş olmalısınız. Size ikram edebileceğimiz bir şey var mı?" Kont'a seslenirken önündeki askerin elini uzun uzun sıktı ve tekrar yerine oturdu.
     "Düşünmeniz yeter ekselansları."
    Sanki Rilletta'yı duymuş gibi sabah ona yardım eden iki hizmetçi elinde tepsilerle içeri girdi ve ellerindekileri hem sehpalara hem Cesar'ın çalışma masasına bırakıp ayrıldılar.

TAHTHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin