9

17 4 16
                                    

Ağzım açık bir halde karşımda oturan annem - Nurcan teyze ikilisini izliyordum. Bu iki zıt kutbun nasıl bir araya geldiğini merak ediyordum doğrusu. Annem ne kadar deli dolu bir insansa Nurcan teyze tam aksiydi. Tam bir öğretmen havası vardı. Kuralları olan, kesin çizgiler çizen biri gibiydi. Üzerine tam oturan lacivert takım elbisede bunu kanıtlar nitelikteydi. Yüzü ise çok az güldüğünün ispatı gibi, oldukça gergin duruyordu. Böyle sert mizaçlı bir kadının oğluna Demir ismini vermesi normal. Benim garip tariflerime bakıp aldanmayın çok da güzel bir kadın.

Uzun uzun anneme açtığı kreşin işleyişinden, büyük sorumlulukları olduğundan ama çocuklarla çok eğlendiğinden bahsetti. Onu çocuklara gülümserken hayal edemediğim için son dediğine pek ikna olamamıştım.

Annem ise eski arkadaşıyla vakit geçirdiği için çok mutluydu. Neşesinin içine sığmadığını görebiliyorum. Ama çok dikkatli davranıyor, Nurcan teyzenin çizgisini bozmamak için bir taşkınlık yapmamaya çalışıyordu. Bu hallerine gülümsedim.

"Keşke hiç bırakmasaydın öğretmenliği, birlikte çalışırdık yine eskisi gibi" dedi Nurcan teyze.

Annem ile göz göze geldik. Bana tebessüm etti.

"İnci'ye annemin baktığını hayal edemezdim" diyerek gülümsedi.

Annem çalışıyor olsaydı bana muhtemelen anneannemin bakacağı gerçeğini henüz yeni idrak etmiştim. Bildiğim bütün duaları okuyup şükrederken 'iyi ki tüm çocukluğum anneanne terörüne maruz kalmamış' diyordum.

Nurcan teyze 'anlıyorum' der gibi başını salladı.

"Hala kızgın mı sana?"

Kim anneme kızgın mı hala?

Annem gözlerini benden kaçırarak kafa salladı.

Benim bilmediğim şeyler vardı. Hani biz bu evde kimseden bir şey saklamıyorduk? Kendimi ihanete uğramış gibi hissederken konuşmayla ilgilenmiyormuş gibi telefonumu elime aldım. Aslında can kulağıyla onları dinliyordum.

"Ona da hak veriyorum bazen. Ama yine de sözleri ve davranışları fazla ağır olabiliyor" dedi annem.

Bahsettikleri kişi anneannem olabilir miydi?

"Aslında her yanına gittiğimde seni ne kadar çok özlediğinden bahsediyor"

Annem Nurcan teyze'nin kulağına eğildi. "İnci'ye nasıl davrandığını bir görsen, bütün suçu masum bir çocuktan çıkartması doğru değil"

Annemin fısıldayarak söylediklerini duymuştum. Benden saklamaya çalıştıkları şeyin ne olduğu hakkında bir fikrim yoktu. Ama olayların benim çevremde dönmesi garipti. Yüz ifademi sabit tutmaya çalışarak telefonumu kurcalamaya devam ediyordum.

Telefonuma bildirim geldi.

Demir: Bana şans dile

Demir'in mesajını görünce aklıma Nurcan teyzenin oğlu Demir'in gelmek istememe bahanesi gelmişti. Neymiş, o daha yirmi beş yaşında bir delikanlıymış.  Biriyle ciddi düşünerek kendini prangalara vuramazmış. Annesinin arkadaşı ile de öylesine sevgili olamazmış. Görücü usulü bir görüşmeyi asla kabul etmezmiş. Kendini ne sanıyorsa haspam. Bizde ona bayıldığımızdan buradaydık sanki. Neyse gelmemesi benimde işime gelmişti açıkcası.

Siz: ?

Demir'e yüz vermek istemiyordum. Fazla açık sözlü biriydi. Ben ise uçlarda yaşayan kaçağın tekiyim. Vay be! Kendimi çok havalı tanımladım, itiraf edin.

Demir: Birazdan görücü usulü bir görüşme gerçekleştireceğim 😅

Bu kadar da açık sözlü olunmaz diye düşünürken yanlış şeye odaklanmış olduğum gerçeğini fark ettim. O Demir bu Demir olabilir miydi? Yok artık!

DERULEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin