Günler geçmişti Belçikaya uğurladığım partnerimin gidişinden sonra.. İş çıkışı eve geçiyordum ki telefon çaldı ama ekranda numara görünüyordu kayıtlı değildi. Tam red ediyordum ki son anda açmaya gitti elim;
O; Merhaba dedi
Ses tonu o kadar güzeldi ki, Ben de aynı şekilde cevap vermeye çalıştım.
B; Merhaba numaranız kayıtlı değil afedersiniz tanıyamadım.
O; Ben Belçikaya uğurladığımız dünyanın en şirin İnsanının bir nevi Ablası sayılırım. Numaranızı Ondan aldım. Bana Size Benden bahsettiğini ve Sizinde Bana numaranızı verebileceğini daha bu sabah söyledi.
B; aa evet tamam (ismimi söyledim kendimi tanıttım yani)
O; Ben de Okyanus
B; Adınız Okyanus mu
O; evet biraz sıra dışı bir isim biliyorum genellikle benzer tepkilerle karşılaşıyorum
B; Adınız be kadar da güzel memnun oldum. Evet Bizim şirine Sizden bahsetti. Nasılsınız ne yapıyorsunuz?
O; travmatik bir halde sayılabilirim şu anda işten çıktım eve geçeceğim sanırım
B; açmısınız?
O; aslında evet ama.....
Cümleyi tamamlamasına izin vermeden
B; Ben çok açım Bana eşlik etme ayrıcalığını gösterirseniz çok memnun olurum
O; çok naziksiniz çok teşekkür ederim ama...
B; hadi lütfen kırmayın Beni yalnız yemeyi hiç sevmiyorum. Hem Ben çok iyi bir dinleyiciyimdir dertleşiriz biraz hadi konum atın alayım Sizi
O; eeee peki madem atıyorum
Konuma çokta uzak değildim. 10 dakikaya oradayım bir aksilik çıkmazsa deyip gazladım. Kırmızı Bmw de ki Benim demişti. Ben de beyaz suv ile geldiğimi söylemiştim. Konuma geldiğimde durdum 50 metre kadar ileriden sellektör yaparak kendini belli etti. Yanına yanaştım, inip kapısını açtım. İndi merhaba bu devirde böyle kişiler kaldı mı teşekkür ederim deyip elini uzattı. Okyanus hakkaten okyanustu adını gözlerinden almıştı belli ki.. uzun boylu şahane bir vücut yapısına sahip çok güzel bir kadındı. Diksiyonundan kültürlü biri olduğu da belliydi. Kısa bir duraksamanın ardından elini tutup merhaba dedim.
B;Kusura bakmayın o kadar güzel görünüyorsunuz ki nutkum tutuluyordu nerdeyse, gerçi Siz alışıksınızdır bu durumlara
Gülümsedi ve..
O; Siz de hiç fena sayılmazsınız
B; teşekkür ederim nezaketiniz için, ne yemek istersiniz? Gerçi Ben öğreneyim diye bizimkini aradım ama cevap veremedi.
O; nasıl yani hangi yemeği sevdiğimi öğrenmek için mi aradınız?
B; evet restorana gidince itiraf edecektim bunu, yeri de ona göre seçeyim istedim ama olamadı işte
O; Siz hep böyle açık sözlümüsünüz
B; genelde evet ama bu pek hoş karşılanmaz genelde, afedersiniz yanlış bir davranış sergilediysem.
O; Lütfen rica ederim kesinlikle öyle bir şey olmadı. Şaşırdım sadece etrafımda pek böyle kişilikler bulunmuyor.
B; oh şahane... ne yiyelim?
O; Tamam Ben de rahat konuşacağım izninizle o zaman
B; Lütfen tabii ki sevinirim
O; gülmeyin ama gördüğüm kadarıyla pek Sizin tarzınız değil, Benimle de bağdaştıramayacaksınız
B; Benim için farketmez lütfen söyleyin zaman zaman hepimiz kozalarımızdan çıkıp farklı şeyler yapıyoruz
O; bak gülmek yok ama tamam söylüyorum buralarda bir minibüsle dolaşan çok güzel leziz yapan bir pilavcı var nasıl canım çekti anlatamam
B; ciddisiniz?? Tamam şahane hadi bakalım o kadar iyimiymiş
Benim arabayla gidelim mi, boşa iki araç gitmeyelim dediğim anda
O; bu kadar olur geliyor bakın
Hemen dönüp elimle işaret edip durdurdum. Uygun bir yere parkedip durdu, yanına yürüdük. Nohutlu pilavları ve ciğeri görünce hepsinden istiyoruz dedim, Okyanus'a baktım gülümseyerek onaylar anlamında başını salladı. Ustam çok açım deyince o zaman tamam Okyanus Ablanın porsiyonuna göre iki tane ayarlıyorum dedi, Okyanus gülmeye başladı. Şaşkınca ikisine baktım. Baya kallavi iki porsiyon pilav ve bir porsiyonda ciğer hazırladı. Ödemeyi yaparken lütfen falan dese de ısrar ettim ve ödedim fazladan da bahşiş bıraktım. Ayrılmadan Usta şu telefonunu da bir alayım Senin dedim. Poşetleri aldım, yürürken;
B; yanlış anlaşılmayacaksam bir teklifim var Benim evimin terasında küçük bir kış bahçem var orada yiyelim mi hava soğuk.
O; Sizi öyle bir anlattı ki referansınız çok sağlam olur gidebiliriz
B; aracınız burada dursun Ben bırakırım Sizi
Yola koyulduk havadan sudan konuşup birbirimizi tanımaya başladık bir holdingin uluslar arası ilişkiler müdürüydü iyi derece bir kaç dil biliyordu ki onların üçünü Ben de biliyordum. O dilleri kullanarak konuştuğumda çok şaşırdı. Eve vardık. Çizmelerini çıkarırken fermuar takıldı hemen yardım ettim. Çizmesini çıkarttı diğerinin fermuarını da açtım onuda çekip Ben çıkarttım
O; bu zaman zarfında galiba ilk defa ayaklarıma baktınız oysa ki bir ayak fetişistinin ilk bakacağı yer
B; Ben İnsan içindeyken öyle ne yanımdakinin ne etrafımdakilerin ayaklarına bakmam bu Benim özelim ve özel yaşanmasını isterim. Bu yaşanacağı zamanlar ile normal sosyal hayatımı ayırırım.
O; çok fazla tecrübem olduğunu söylemek doğru olmaz ama yaşadığım bişey bu bahsetmiştir
B; evet biliyorum
O; baya araştırma yapmıştım bu konuda ama ilk defa böyle bir bakış açısı ile karşılaştım, ilginç geldi
B; bunları iş o aşamaya gelirse konuşuruz hadi yiyelim ne olur dedim..
Gülümsedik ve terasa çıktık. Gelmeden ısıtmıştım evi telefon uygulamasıyla, kış bahçesi dahil yerden ısıtmaydı. Köşe takımı önünde büyükçe bir masa vardı. Geçip oturduk. Folyoya sarılı olduğundan yiyeceklerimiz hala sıcaktı. İçecek bir şeyler getirdim. Benden de iştahlıydı ama formda bir vücut sahibiydi. Yemeklerimizi yedikten sonra yanımızda ki çaycıyı çalıştırdım. Çaylar demlenirken, elini ayağına götürdü bütün gün o yüksek topuklu çizmeler yormuştu tabii. Çayları doldurdum. Benim gibi dev kupada içiyordu O da..
B; Ön bilgi sahibiyim ama çokta merak ediyorum haddimi aşmayacaksam anlatır mısınız? Ben iyi bir dinleyiciyimdir, sırda tutarım.
O; emin misiniz şimdi daha yeni tanıştık hiç sıkmayayım Sizi
B; kimseyle paylaşamıyormuşsunuz öyle demişti, Bana anlatabilirsiniz..
O; ya ama uzun ve nahoş bir konu hatta şöyle ifade edeyim olayın yaşandığı günden beri ilk kez bugün güldüm
Masayı biraz uzaklaştırıp, köşeyi minderlerle doldurdum, işaret ederek lütfen dedim ve oraya doğru kaydı. Ayaklarını uzatmasını da rica ettim tereddüt etti ama ısrar edince uzattı. Çoraplarının aldığı şekilden tabanlarının en beğendiğim şekilde olduğu belli oluyordu. Hemen geliyorum diyerek masanın üzerini toplayıp götürdüm ve geldim. Şimdi Bana müsaade edin lütfen; Ben Sizi rahatlatırken ki bu konuda çok iddialıyım dediğim sırada gülümsüyor ama gözlerini kocaman açmış Beni takip ediyordu. Sizde Bana O lanet kişiliğin neyi neden nasıl yaptığını anlatın. Ayaklarını hafifçe kaldırıp bacaklarımı altına sokarak oturdum ve sağ ayağını ovmaya başladım. Elimden ayağını kaçırdı ve ne olur bütün gün ayaktaydım çizmede kokmuştur yapmayın boşverin dedi. Kucağımda ki diğer ayağını tutup kaldırdım bakalım kötü kokuyorsa söyleyeceğim söz diyerek burnumu tabanına yaklaştırdım. Doğal olarak kokuyordu yoğun bir koku vardı ama belli ki bakımlıydı ve temizdi çorabının tabanı bile bembeyazdı. Ayağını indirdim evet kokuyor ama Bence kötü kokmuyor dedim. Nasıl gerçekten mi deyip kendi ayağını kokladı. Hımm tamam o kadar da ağır kokmuyormuş. Yani fetişist için ilk aldığı koku çok belirleyicidir ya o yüzden korktum dedi. Havada ki ayağını uzattığım elime bıraktı. Masaja özenle başladım. Kısa bir süre sonra iyice geri yaslanarak evet gerçekten dediğiniz gibi baya baya iyisiniz bu konuda dedi. İyice gevşemesini bekledim ve hadi bakalım gönderin gelsin Sizi dinliyorum deyince döküldü. Konuşma sırasında hala Sizli Bizli konuşuyordu. Sen diyebilirsiniz hem konuşma daha akıcı bir hale gelir hem daha rahat olur dedim. Teşekkür ederek devam etti. Ayrıntılı bir şekilde her şeyi anlattı sadece çok gerektiğinde araya girdim, bunun dışında kesmeden dinledim ve masaja devam ettim. Çaycı onun tarafında kalmıştı çayı bitince Benim kupamında boş olduğunu gördüğünde anlatmaya devam ederek Bana da çay doldurdu. Bitirdiğinde işte olan biten bu dedi yaşlı gözlerle. Kalkıp mendil getirdim yaşlarını sildi. O güzel gözlerine yazık, tamam sevmiş inanmışsın ama çok sevdiğimizde İnsanların Bize yansıttığı yüzlerini görürüz sadece, başlarda da iyi oynamış belli ki..Bazen yakalayamayız göremeyiz, hoşlanmış her şeyi akışına bırakmışızdır çünkü. Ağlıyor ve evet tam olarak olan bu o kadar haklısın ki Beni bu duruma sokan da aslında bu; nasıl göremedim nasıl teslim olurum bunu nasıl anlayamam diye kendimi yiyorum. Bu sırada telefon çaldı özür dileyerek açtı. Babası normalde başka bir yerde yaşıyordu ama kızıyla telefonda konuştuğunda inkar etsede bir sorun olduğunu anlamış yanına gelmişti. Tamam Babacığım birazdan geliyorum haber veremedim affet deyip toparlandı. Kalktık ve kapıya geldik çizmelerini giydi araçla arabasını bıraktığı yere doğru yola çıktık. Vardığımızda uzanıp nasıl teşekkür edeceğimi bilmiyorum, üzerimden bir yük kalktı ki anlatamam, ayrıca masajında çok iyi geldiğini söyleyip gülümseyerek yanağımı öptü ve inip aracına geçti. Evlere döndük. Yarım saat kadar sonra iyi geceler tekrar teşekkür ederim mesajı geldi. Ben de rica ederim daha yeni başladık terapi daha bitmedi, daha Seni toparlayacağız ve ardından da mümkünse Ben normal Okyanus'u tanıyacağım müsaade edersen dedim. Gülücük emojisi attı. Bunalıp kaçıp gitmezsen neden olmasın ki dedi. Ben de gülücük attım. Müsait olduğunda görüşmek dileğiyle yazdım. En kısa sürede iple çekiyorum dedi. Uyudum sonra da.. (( Giriş biraz uzun olmuş, umarım sıkılmadan sonuna kadar okursunuz))