"Canım tatlı birşeyler çekiyor."
Dedi Hunter uzanmış olduğu eski koltukta kıpırdanarak.
"Ne gibi?"
"Kız gibi" dedi Hunter sırıtarak. Roy onun en yakın arkadaşıydı, onu tek anlayan kızdı fakat eşcinseldi. Öyle olmasaydı bile Hunter ona aşık olmazdı.
Roy gözlerini devirip ona teneke uzattı.
"Tatlı istiyorum bira değil" diyerek itti Hunter tenekeyi.
"Bu akşam parti varmış diye duydum?" Diye sordu Roy. Bu sıradada Hunter'ın reddettiği tenekeyi açmakla meşguldü.
"Evet.. Josh pisliğinin partisi. Çağırmıştır yine herkesi ama tek derdi kızlar!"
"Enid gidiyor mu?" Diye sordu Roy. Bir sıralar ondan hoşlanıyordu. Fakat Enid bir heteroseksüeldi.
"Nebileyim ben!" Diye cevap verdi Hunter.
"Kafam şu sarıda.." diye itiraf etti en sonunda.
"Garip çocuk, ama birşeyler çevirdiğine eminim"
Roy kıkırdadı.
"Aşık mısın yoksa?"
"Gay değilim Roy, biliyorsun."
"Hayır aslında bilmiyorum, sende öyle. Sadece çok homofobik yaklaşıyorsun konuya. Hemcinsinden hoşlantı duymak kötü birşey değil Hunter. Bu çok normal hatta heyecan verici" derken gözleri parladı Roy'un.
"Tabi benim şansım yaver gitmiyor orası ayrı.." diyerek birasını yudumladı.
"Enid'i arayayım. Belki geliyordur" diyerek ayaklandı Hunter.
"İyi. Kaç zaten!" Dedi arkasından Roy.
***
"Merhaba Enid, nasılsın?"
"İyiyim, bir sorun mu var? Çok aramazdın?"
"Sadece parti olduğunu duydum, nerede olduğunu biliyor musun?"
"Josh'un partisi olduğuna göre nerede olabilir?"
"Ah... Doğru, Josh'un partisi olduğunu unutmuşum"
"Kesin öyledir Hunter.."
"Şey peki.. Geliyor musun?"
"Kesinlike hayır!"
"Neden? Partileri severdin kaba kız"
"Eskiden.. Bilirsin artık bu partiler sadece sevişmek için varlar"
"Öyle diyorsan.. Seni okulda görürüm, görüşürüz Enid"
***
"Sevgilin gelmiyor Roy, gidecek misin? Sen gitmezsen bende gitmem"
"Kes sesini Hunter. Az önce kız istiyorum diyordun?"
"Az önceydi o, şimdi bira istiyorum." Roy'un elindekine uzanıp içinde kalan son birkaç yudumu aldı.
"Bilmem ki. Bence kafa dağıtmaya gidebiliriz"
"Hadi gidelim!"
"Peki tamam, hazırlan kimse seni böyle yatağına almaz"
"Kimsenin yatağına girmek için gitmiyorum Roy"
"Belli olmaz o.."
***
Parti mekanına vardıklarında karanlık ortamda parıl parıl parlayan lüks eve baktılar.
"Paraya para demiyorlar ulan!"
Roy koluna girince Hunter yürümeye başladı.
"Gidip biraz eğlenelim" dedi Hunter güzelce.
~
"Hunter gelmişsin dostum!" Diyerek tokalaştıklarında Roy Josh'a selam vermeden içeriye ilerledi.
"Hoşbulduk.." yüzünde iğrenme ifadesi olan Hunter eline bakıyordu. Josh'un eli muhtemelen ıslaktı ve tam olarak neyle ıslandığını düşünmek bile istemedi.
Yanındaki mankene benzer bikinili kızlar bellerini kıracak derecede olan bir pozisyonda iki yanında duruyordu.
"Biride yetmemiş sikik herife" diye düşündü Hunter. Çakma bir gülüş takındı ve uzaklaşmak istedi.
"Yukarıda birkaç boş oda var istersen bunu da al!" Diyerek sol tarafındaki sarışın kızı uzattı malzemeymiş gibi.
"İkisinide alabilir miyim?" Diye sordu Hunter.
Büyük bir kahkaha patlattı ve eline garsonun tepsisinden bir kadeh kaptı.
"Al senin olsun!" Diyerek sarhoşluğunun verdiği sersemlemeyle ilerlemeye başladı.
Hunter iki kızın kollarını tutarak evin içine götürdü. Kızların ikiside sarhoş ama azgın görünüyordu.
"Yatak odası yukarda ama böyle seviyorsan ofa olur.." diyerek sırıttı esmer olan.
"Sizinle sevişmeyeceğim elbet! Pisliğin tekinden kurtuldunuz ona dua edin" dedi ve bu söylediğine kendi güldü.
Sarışın olan Hunter elini yıkarken kulağına yaklaştı.
"Eğlenebiliriz güzel çocuk" diyerek saçlarına dokundu.
"Kalsın" diyerek havluyu aldı. Esmer olan neredeyse bayılacak gibiydi. Birkaç adımda yere yığıldığında Hunter içinden bir "Siktir" çekti ve yanına gitti.
"Hey yardım ette içeriye yatıralım onu"
Dedi sarışın kıza
Kaşlarını çatan kız yinede yardıma gitti, bacaklarından tuttu ve Hunterla birlikte kızı oturma odasındaki beyaz koltuğa yatırdılar.
"Sende sarhoşsun değil mi?"
Kız kıkırdadı ve esmer kızın bacaklarına doğru oturdu.
"Adım Sally,sen?" Diye sordu gülerek.
"Sen fahişe misin?"
Diye sordu Hunter tüm masumluğuyla.
Kız ona bir yastık fırlattı.
"Elbette hayır! Sadece eğlenmek istiyorum"
"Herhangi biriyle mi?" Diye sordu Hunter.
"Herhangi biri.." diye mırıldandı kız gözlerini kaparken.
Hunter sırtını dönüp çıkarken kendi duyabileceği şekilde konuştu.
"Yani evet"
~
"Yarım saattir seni arıyorum nerelerdesin? Telefonuna da bakmıyorsun!"
"Siktir ya! Telefonumu içeride bıraktım!"
Dedi Hunter ve geri içeriye doğru koştu. Kızların yattığı koltuğa yaklaştı fakat karanlık odada sadece yatan bir kız vardı diğeri ve telefon ise, yoktu.
"Kız telefonumu mu almış?"
"Ne kızı?" Dedi Roy arkasından.
"Birde sevişmeye gitmiyorum demiştin" diyerek gözlerini devirdi.
"Bir dur kızım, sarışını bulmamız lazım"
"Ne sarışını? Çocuğu mu?"
"Hayır ulan kızı!"
Diyerek Hunter merdivenlere yöneldi.
"Havuza baksan ya?"
Hunter bunu mantıklı bularak dışarıya koştu.
Gözleriyle Josh'u aradı ve havuza inen minik merdivenleri indi.
"Hey" diyerek omzuna dokundu Josh'un.
"Sarışın kızı gördün mü?" Diye sordu Hunter.
"Sally'mi? Ah kesinlikle hayır!" Diyerek uzaklaştı.
En sonunda gözleri okuldaki sarışın çocuğun yanındaki kıza kaydı. Bu oydu, Sally orada duruyor onunla birşeyler konuşuyordu.
Hunter sinirle oraya doğru hızlı adımlar attı. Peşinden Roy koşturuyordu.
"Telefonum nerede?" Diye sordu sakince kızın kolunu tutarak kendine çevirdi, Eric kaşlarını çattı ve sipere geçti.
"Ne?" Diye sordu kız. Hunter iyice sinirlenmiş olacak ki kızın bileğini iyice sıkarak kendine iyice yaklaştırdı. Yüzünü yüzüne yaklaştırarak tısladı.
"Siktiğimin telefonunu çaldığını biliyorum. Bu iş uzamadan ver şu telefonu"
"Ellerini çek kızdan!" Diyerek omzundan sertçe ittirdi sarışın çocuk.
"Kavgaya gelmedik öyle değil mi?"
Diyerek araya girdi Roy Sarışın ve Hunter birbirlerine tiksinerek bakıyorlardı.
"Özürdilerim prensim ama o kız benim telefonumu çaldı! Nesiniz sizin işbirlikçisi mi? Senin gibi biride ancak bir fahişeyle yapardı bunu!" Dedi Roy'u elleriyle kenara çekerken. Lafını bitirir bitirmez sarışın çocuk yakalarına yapışarak beyaz duvara hızla vurdu Hunter'ı.
"Kardeşime ne dedin sen?"
Diyerek tısladı. İkiside sıcaktan terliyordu, herkes bir anda herşeyi bırakıp onları izliyordu.
"Bir de kardeşin öyle mi? Bilmiyor muydun yoksa fahişe olduğunu?"
"Benim kardeşim fahişe falan değik sikik!"
Diyerek bağırdı yüzüne yaklaşarak.
"Öyle mi? Az önce altıma girmek isteyende Roy'du zaten!" Diyerek kahkaha atmaya başladı fakat bu sarışını iyice sinirlendirmişti. Yakalarından tuttuğu Hunter'ı yere yatırıp üzerine çıktı ve yüzüne yumruk attı.
"Siktir Eric dur!" Diye bağırdı Sally.
Hunter son yumruğu engelleyerek onu üzerinden hareketle itti. Burnu kanıyordu ve kaşı patlamıştı.
"Kardeşini dinle Eric.." dedi yine sırıtarak Hunter.
"Hey hey hey! Ne oluyor ulan burda!"
Diyerek Josh araya girdi, belinde unicorn simidi vardı ve kırmızı şortuyla orada çıplak bir şekilde duruyordu. Saçlarını yukarı dikmişti.
"Sen karışma Josh!"
"Nerden tanıyorsun onu?" Dedi Hunter
"Sana hesap mı vereceğim ben?" Dedi yeniden sinirlenerek Eric. Bembeyaz teni kırmızıya dönmüştü. Josh onu itekleyerek içeriye götürmeye çalıştı.
"Benden önce Josh'un kollarının altında kıvranıyordu kardeşin Eric! Ama dost diye yanında mı tutuyorsun?" Dedi yeniden gülerek
"Aptal.." dedi ve burnumu hırsla parmağıyla sildi ve çıkışa doğru ilerledi.
Roy yine peşinden koşturdu.
"Ne yaşandı az önce gerçekten?" Desede sadece Hunter'ın derin nefesleriyle karşılaştı.
Arabanın kapılarını sertçe açarak bindi ve hızla uzaklaştılar.
****
ŞİMDİ OKUDUĞUN
It's an Emergency // BoyxBoy
Teen FictionHunter pis işlerle uğraşan 12. sınıf lise öğrencisiydi. Daha önce bir kaç kız arkadaşa sahip oldu ama kimseye bağlanmadı.