Bölüm 3

153 12 25
                                    

"Hey Shoto uyan!!"

Ne olduğunu anlayamazken gözlerimi Katsuki'nin kolları arasında açmıştım. Olan biteni anlamaya çalışırken Katsuki bana bir bardak su verdi.

"N-neredeyim ben?"

"Benim evimdeyiz Shoto. Saat şuan gece 4. İlk başta ne olduğunu anlayamadım fakat sonra uyurgezerliğinden dolayı buraya geldiğini anladım."

Ahh evet, uyurgezerlik. Kimseye bahsetmediğim bir durumdu bu. Uzun süredir bununla alakalı bir şey yaşamıyordum fakat birden neden tekrar başladı hiç bilmiyordum.

"Ah, çok özür dilerim. Rahatsız ettim gece gece aptalca bir sorunum yüzünden. Gideyim ben o halde-"

"Uyurgezer olduğundan hiç bahsetmemiştin."

Hiçbir şey demeden Katsuki'ye baktım öylece. O ise hâlâ cevap ister gibi bana bakıyordu.

"Bu durumu ailem dışında kimse bilmiyor. Uzun süredir bununla alakalı bir sorun yaşamıyordum zaten. Bugün neden birdenbire böyle oldu bilmiyorum."

Kafa salladı. "Anladım.."

Tam gitmek için ayağa kalkacaktım ki "Bizde kalmaya ne dersin? Gecenin köründe tek başına yürürken başına bir şey gelsin istemem."

"Oh.." Şaşırmıştım. "Ailen kızmaz mı?"

"Evde değiller."

"E-eh.. Sorun olmayacaksa kalabilirim o zaman."

O güzel gülümsemesini bana sundu ve birlikte misafir odasına ilerledik. Evini bilmediğim için tek yaptığım şey Katsuki'nin peşinden gitmekti. Yatağı hazırlanmasına yardım ettikten sonra teşekkür edip odadan çıkmasını izledim.

Tam kapıyı kapatacakken "Katsuki," diyerek ona seslendim.

Aynı yerde beklerken "Efendim?"

"Benden rahatsız oluyor musun?"

Bu sorum karşısında afallamıştı. Yanıma gelip yatağa oturdu.

"Ne saçmalıyorsun Shoto?"

"İlk önce seni istemeyeceğin bir işe karıştırdım, şimdi evinde kalıyorum. Rahatsız olmuyor musun?"

"Homo rolü yapmak tabi ki beni rahatsız ediyor, seni de ediyordur elbette fakat bu senin suçun değildi. Uraraka'nın uydurduğu bir yalan yüzünden bu haldeyiz. Bu konuda kızmam gereken biri varsa o sen değil Uraraka'dır."

Bunları söylemesini beklemiyordum. Ve bu dedikleri beni nedense mutlu etmişti. Benden rahatsız olması düşüncesi, bana çok kötü hissettiriyordu ve bu dedikleri rahatlamanı sağlamıştı.

"Ve evimde kalman konusunda, neden rahatsız olayım ki? Az önce sen gitmeye kalktığında sana bizde kal diyen bendim."

Daha da rahatlamıştım. Katsuki'ye sarılmak istiyordum ama bunu yapamazdım. Onun yerine tebessüm ettim.

"Teşekkür ederim..."

O da bana gülümsedi. "Hadi uyu artık, yarım piç."

Kaşlarımı çatıp ona baktığımda kıkırdadı ve odadan çıktı. Kalkıp ışığı kapattım ve yatağa geri döndüm. Bir süre oturur pozisyonda camdan dışarıyı seyrettim.

Katsuki aslında o kadar kötü biri değildi sanki, hm?

Daha fazla düşünmeyi bırakıp yattım ve kapanmaya direnen göz kapaklarımı serbest bıraktım.

...

"Mmhh.."

"A-ah..!"

Yan odadan gelen inleme sesleriyle uyanmıştım. Sesin sahibinin kim olduğunu anlamak için uyku sersemi bir şekilde odadan çıktım. Aralık kapıdan içeri baktığımda kendinden geçmiş bir halde olan Katsuki'yi gördüm. Tek başınaydı, aletini tek eliyle kavramıştı. Aralık olan kapıyı ittirip odaya daldım.

"Katsuki.."

Göz göze geldik. Alnından boncuk boncuk ter damlıyordu. Saçları yüzüne yapışmıştı. Zorlanıyor gibi duruyordu. Onu bu halde gördüğümde yutkunmama engel olamadım.

"Shoto..~"

Kendimi tutamayıp yanına gittim ve ellerini tek elimle kavradım ve başının üstünde sabitledim. Diğer elimle Katsuki'nin aletini kavradım ve çekmeye başladım. Yavaş yavaş hızlanıyordum, buna karşı Katsuki'nin inlemeleri artıyordu. Onun inlemelerini duydukça ben de kendimden geçiyordum. Katsuki'nin inlemeleri hızlanıp daha sesli bir hal almaya başlayınca geleceğini anladım.

"G-geliyorum!"

Kapının çalınmasıyla yavaş yavaş kendime geldim.

"Shoto, girebilir miyim?"

Olanların rüya olduğunu o an anlamıştım. Altımdaki sertliği hissettiğimde hemen battaniyeyi üstüme çektim.

"Girebilirsin."

Kapı açılıp Katsuki görüş açıma girdiğinde yüzüme yalandan bir tebessüm yerleştirdim.

"Günaydın, iyi uyudun mu?"

"Günaydın. Evet çok güzel uyudum. Sadece gece biraz terlemişim, duş alsam sıkıntı olur mu?"

"Oh hayır, alabilirsin. Ben sana yeni havlu ve kıyafet getireyim."

Katsuki havluyu ve kıyafetleri getirdiğinde teşekkür ettim ve odadan çıkmasını bekledim. Odanın kapısı kapandığında nefes verip kendimi hemen banyoya attım.

İşimi halledip duştan çıktıktan sonra saçlarımı kurutup üstümü giyinmeye koyuldum. Giydiğim kıyafetlerin Katsuki'nin kıyafetleri olduğunu hatırlayınca duraksadım. Lacivert tişörtü elime alıp burnuma götürdüm ve kokusunu içime çektim. Tanrım... Çok güzel kokuyordu. Oyalanmayı bırakıp giyindim ve odadan çıktım. Aşağı kata indiğimde Katsuki mutfakta masayı hazırlıyordu.

"Yemek yapabildiğini bilmiyordum."

Sesimi duyunca bana döndü. "Çok konuşma da gel hadi."

Hiç konuşmadan kahvaltımızı ederken Katsuki birden "Bugün gezi var biliyorsun değil mi?"

"Aa, tamamen aklımdan çıkmıştı. Ben gidiyorum geziye, ya sen?"

"Ben de gidiyorum."

...

Her zamanki gibi okula gidip derslere girdikten sonra gezi vakti gelmişti. Öğretmenimiz sınıf listesine göre kişileri eşleştirecekti.

"Ojiro ve Aoyama."

"Ashido ve Jirou."

"Sero ve Midoriya."

"Hagakure ve Uraraka."

"Kaminari ve Mineta."

"Yaoyorozu ve Tokoyami."

"Asui ve Iida."

"Bakugou ve Todoroki."

Katsuki ve ben. Tanrım...

Sınıftaki herkes eşleştikten sonra ikişerli sıra olup servise bindik. Önden üçüncü koltuğa, Katsuki'nin yanına oturdum. Yolculuk uzun sürecekti.

Bir süre sınıftakilerle sohbet edip telefona baktıktan sonra gözlerimi açık tutamıyordum, çok uykum gelmişti.

...

Gözlerimi açtığımda başım Katsuki'nin omzundaydı, onun başı ise benim başıma yaslanmıştı.

from role to love, todobakuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin