2 haftalık hızlı geçiş
Yoongi canı sıkılınca piyano çalıyor, kitap okuyor, veya sarayın içinde dolaşıyordu. Ah, tabi Jimin diye soracak olursanız, miniği Yoonginin aklından asla çıkmıyordu. Acaba yemek yedi mi, eğleniyor mu, beni özlüyor mu, sıkılıyor mu, beni unutur mu, dışarıda mı, mutlu mu, ne yapıyor, hasta mı, sağlıklı mı... Her şey geliyordu aklına. İşte bu düşünceler aklına gelince Jimin'e daha çok vurulduğunu anlıyordu. Arada kendi odasının camından köyün meydanına bakıyordu. Orada oynayan sarı saçlı bir çocuk oluryordu hep. Ama onun Jimin olduğundan emin değildi Yoongi. Keşke odası papatya tarlasına da bakabilseydi. Ama o papatya tarlası köyün diğer girişindeydi. Orayı görmesi imkansızdı.
Jimin ise arada ailesiyle vakit geçiriyor, ablasının Yoongi hakkında sorduğu bunaltıcı soruları cevaplıyor, köy meydanında çocuklarla oynuyordu. Sıkılınca da papatya tarlasına gidip çeşmenin başına oturuyor, Yoongiyi düşünüyordu. Hele ki yerde sarıldıkları o günü asla unutmuyordu. Hatta papatya tarlasına gelince ilk oraya bakıyordu. Ezberlemişti yerini. Bazen oraya gidip uzanıyor ve Yoongiyi düşünüyordu. Ona o sıcacık kollarıyla sarılmasını... Çok özlemişti Yoongiyi. Keşke Yoonginin nerede oturduğunu bilseydi. Madem babasıyla sıkıntı yaşamış ve evden çıkamıyor, kendisi giderdi. Hem konuşurlardı hem birbirlerine sarılırlardı.
Yoongi olmadan jimin'in, Jimin de olmadan Yoongi'nin hayatı çok sıkıcı geçiyordu.
Hızlı geçişin sonu, 10.03.1987
Yoongi kararlıydı.
Jimin'in yanına kaçacaktı. Ve o çok sevdiği çocuğa sıkıca sarılacaktı. Çok özlemişti onu.
Hızlıca üzerini giyinip babasına yakalanmadan saraydan çıktı ve koşa koşa papatya bahçesine gitti. Jimin yerde yatıyordu. Gözlerini kapatmış gülümseyerek bir şeyler düşünüyordu. Yoongi onu görünce gülümsedi ve biraz onu izledikten sonra yanına gitti oğlanın.
"Selam miniğim"
Jimin sesi duyunca hemen gözlerini açıp etrafına bakmış, Yoongiyi görünce heyecandan hemen kalkıp Yoongi'ye sarılmıştı. Yoongi de ona. İkili bir süre böyle kalmıştı, ilk ayrılan Jimin olmuştu.
"Efendim sizi çok özledim haberiniz var mı?"
"Ben de seni çok özledim miniğim, ama babamla dediğim gibi biraz sorun yaşadık, o da fazla kuralcı biri olduğundan bana ceza verdi maalesef, ama şuan beraberiz. Kimse bizi ayıramaz."
"Kimse mi"
"Kimse..."
Jimin Yoongiye gülümsedi ve yanağından öptü.
"Bir daha öpsene miniğim, senin öpmelerini çok özlemişim..."
Jimin kıkırdayıp tekrar yanağından öptü.
"Bir daha..."
"Başka zaman efendim"
"Bu son lütfen"
"Peki efendim ama bu son"
"Hmhmm"
Jimin Yoongi'nin yanağından tekrar öptü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Prens ile Miniği || Yoonmin
FanfictionPrens Yoongi ile minik Jimin'in hikayesini duymuş muydunuz? Bir hoşlantı ile başlayan bu hikaye, minik Jimin'in ölümüyle bitmesini kim bilebilirdi ki... İlk ficim kötü olabilir, yazım hataları varsa affola