Bu gün çarşamba istediğim bir yere gidebilirim. Ama Hyunjin ile gitmek zorundayım. Gitmesem bile nereye gittiğimi görüceği için yine peşime takılır gerçi. Her neyse bu gün haftanın en sevdiğim günü evden çıkabiliyorum. Oda da kitli olduğum için Hyunjin'in gelip kilitleri açması gerek. O gelene kadar oda dan bahsedebilirim. Duvarların hepsi beyaz. Bir kıyafet dolabım var oda beyaz. Odanın her şeyi nerdeyse beyaz. Camdan kaçmaya çalıştığımda cama beyaz parmaklıklar yaptırdı. Bunları hiç sevmiyorum ama en azından cam var diye şükür etmeliyim. Bir tane çalışma masam var Yoongi geldiğinde onun ile orda ders işliyoruz. Camımın önünde zambak çiçeği var. Ondan evcil hayvan istediğimde bunu getirdi. Nedenini bende bilmiyorum. Sanırım Hyunjin geldi.
Felix:
Bu gün çarşamba ve saat 9.30
Hyunjin:
Nereye gitmek istiyorsun?
Felix:
Bir anime mağazasına gidelim
Hyunjin:
Tamam. Aşağıdayım giyin gel. Sakın geçen hafta yaptığın gibi kaçmaya çalışma
Felix:
Tamam ama beni bu yataktan çözmen lazım kalkamam
Hyunjin:
Tamam çözeceğim ama kaçmayacaksın. Diğer seferki gibi nazik olmam bu odada kaldığına şükret o depoyada götürebilirdim seni
Felix:
Tamam beni çöz zaman gidiyor
Hyunjin Felix'in yanına oturdu ve bileklerindeki kırmızı ipleri çözmeye başladı
Hyunjin:
Çok sıkı bunlar makas alıp geleceğim.
Felix:
Tamam
Hyunjin aşağıdan makası aldı geldi ve ipleri kesmeye çalışırken yanlışlıkla Felix'in bileğinde kesti.
Hyunjin:
Özür dilerim
tuhaf tuhaf baktım. Bu Hyunjinden beklenecek bir şey değildi. O yaptığı şeyler yüzünden asla özür dilemezdi
Hyunjin:
Tamam. Kestim hepsini kalk giyin ben aşağıda arabadayım.
Yataktan kalktım ve üzerimi giyinmek için dolabımdan kıyafet seçtim. Boğazımdaki yaralar gözükmesin diye boğazlı bir sweat giydim. Dolabımda pantolan bulmak için kurcalarken okul kıyafetlerimi buldum. Gerçekten okula gitmeyeli uzun zaman olmuştu. Her neyse çok geciktim o yüzden normal bir kargo pantalon giyip aşağı indim.
Hyunjin:
Arabaya bin
Felix:
Tamam
Dedim ve arabaya bindim. Mağazaya gelmiştik gerçekten güzel gözüküyordu.
Hyunjin;
Alacaklarını seç ve kasaya git. Saat 10.00 olacak
3 tane manga ve bir tane ahşap poster aldım. Kasaya gittim . Zamanım dolmuştu. Ama hala önümde 4 kişi vardı. Her neyseki Hyunjin yanıma geldi ve 15 dakika daha izin verdiğini söyledi. Önümde 1 kişi kalmıştı. Oda gitmişti ve elimdekileri en sonunda ödeyebilmiştim. Çıktık ve arabaya bindik. Eve gidiyorduk. Şimdi sadece mutfağa gidebilirdim. Çarşamba gününün programına göre. Eve geldik
Hyunjin;
Ben bir yere kadar gideceğim. Sakın kaçmaya çalışma yoksa bulurum
Felix:
Tamam tamam
Normalde beni evde hiç yanlız bırakmaztı. Ama neyse. Evden çıktı ve kapıyı kitleyip gitti. Acaba bana yasakladığı oda da ne vardı? Girersem ve yakalanırsam neler olacağını biliyordum. Ama içimi tuhaf bir merak kemiriyordu. O yüzden girmeye karar verdim. Odanın anahtarını buldum ve kapıyı açtım. Çok kötü bir koku vardı. İçeri baktığımda bir sürü ceset ile doluydu. Ama nasıl? Hyunjin'in sadece bir okul zorbası olduğunu düşünüyordum. Ve en kötüsü benim yıllar önce trafik kazasında ölen kardeşimin cesetide vardı aralarında. Ağlamaya başladım. Bunlar gerçekten iğrenç. Arkamda biri varmış gibi hissediyorum ama büyük ihtimal bu bir yanılmadır dedim ki değilmiş. Arkamı döndüğümde Hyunjin arkamdaydı. Hyunjin'in elinde bir silah vardı ve bana doğrultuyordu
Hyunjin;
ORDA NE İŞİN VAR ORAYI YASAKLADIM. O CESETLERE SENİ DE EKLİYEYİM Mİ?
Felix;
Gördüklerimin hepsini unutacağım sana yemin ediyorum
Dedim ama silahın arkasıyla enseme çok sert vurdu. Gözlerim karardı ve yere düştüm. Uyandığımda ilk günkü depodaydım . Neler olucağını anlamıştım.
Hyunjin:
Uyanmışsın.
Felix:
Lütfen gördüğüm her şeyi ama her şeyi unutucağım
Hyunjin:
Hayır bırakmayacağım seni. Birine söylemeyeceğini nerden bilebilirim? Kafana sıkmadığıma şükret ama başka bir şey yapacağım
Dedi ve silahı alıp benim üzerime yürümeye başladı.
Felix:
Onun ile bana saldırırsan ölürüm. Lütfen
Hyunjin:
Abartma bir kaç yerine ateş edeceğim bir kaç gün yürüyemezsin olur biter
Felix:
Bir kaç gün?
Hyunjin:
Baya bir kaç gün
Dedi ve bacaklarımın ikisinede iki kere ateş etti. Gerçekten çok acıyordu. Sakat kalmam diye umut ediyorum. Hem bununlada kalacağını düşünmüyorum.
Hyunjin;
Şu elektirikli sopalar gözüme çok güzel gözüktü.
Felix:
Ne yaparsan yap artık umrumda değil alıştım her gün nerdeyse bunların aynısını yaşıyorum
Hyunjin:
Pişman ediceğim bu söylediklerine seni
Dedi. Elinde çivili bir sopa vardı. Bu sefer bunun açıcağı yaraların kalıcı olucağını hissettim. Vurduğu gibi bütün çivilerin bedenime geçtiğini hissettim. Kan fışkırırcasına akıyordu. Hyunjin üstüme çıktı ve boynuma yöneldi. Gözlerimi kapadım. Neler olabileceğini hissediyorum.
Hyunjin;
Gözlerini aç
Ben gözlerimi açmamıştım hala.
Hyunjin;
GÖZLERİNİ AÇ
Gözlerimi açtım Hyunjinle hiç olmadığımız kadar yakındık. Bi anda üzerimde doğruldu. Çok hızlı doğrulduğu ve üzerimde oturduğu için o an karnıma bir baskı oluştu ve kusmamak için kendimi zor tuttum. Bu gerçekten başa çıkılmaz bir hale geliyordu. Kendimi çok kötü hissediyordum
Felix:
Sana yalvarıyorum in üzerimden bayılcağımı hissediyorum
Hyunjin:
Daha fazla yalvarıcak mısın? Yoksa ağzını bağlıyayım mı?
Felix;
Lütfen kusacağım karnıma baskı uyguluyorsun kusmak istemiyorum.
Hyunjin;
Gerçekten neden bu kadar narinsin. Ayrıca sana yalvarma dedim. Ağızını bağlayacağım.
Hyunjin halatı kafamın arkasından geçirdi ve ağzımı bağladı. Harika artık konuşamıyordum. Hyunjin kıyafetlerimi çıkardı ve fırlatıp attı. Bu sefer parçalanıcağımı hissediyorum. Gözlerimi tekrar kapattım.
Hyunjin;
Noldu korktunmu bacaklarına ateş ettiğimde bile bu kadar korkmadın
Boynuma tekrardan eğildi. Öpücüklerini hissetmeye başladım. Gerçekten bundan tiksiniyorum. Bu adamdan nefret ediyorum. Bu öpücükler her defasında daha sertleşti. Hyunjin boynumdan kalktı en sonunda. Boynumun morardığına eminim.
İçime bir şey girdiğini hissettim. Sessiz bir şekilde ağlıyordum. Gerçekten yetmedi mi? 4 gün ona katlandım katil olduğunu öğrendim. Beni odaya hapsetti. Okula gitmeme bile izin vermedi. Chan ile konuşmama izin vermiyor. Bu köle yaşantımdan sıkıldım. Ciddi söylüyorum.
Hyunjin;
Ağlama
Felix:
Nasıl ağlamamamı istiyorsun. Her gün senin tecavüzlerine katlandım. Şiddet uygulamama karşı bir şey yapamıyorum. Tek istediğim beni rahat bırakman lütfen beni bırak karşına bir daha çıkmayacağım
Hyunjin:
Bunları söyleyince sana acıyacağımımı sandın? Ayrıca ağzındaki ipi nasıl çıkardın
Dedi ve ipi ağzıma tekrar bağladı. Bu sefer daha fazla sıkmıştı düğümü.
Hyunjin;
Gidiyorum ben. Telefonun burda birine haber vermeye çalışırsan seni öldürürüm bu sefer.
Dedi ve gitti. Seungmini aramak istiyordum ama arayamazdım. Zaten sim kartını çıkarmış ve iletişim kurabileceğim uygulamaları silip uygulama yükleyebileceğim programlara parmak izi kilidi ile kilitlemiş. Gerçekten bu işkence nereye kadar sürecek? Uyumak istiyordum. O yüzden uyumaya karar verdim ve ağlayarak uyudum. Sabah olmuştu.
____________________________________
Merhaba!Ben Irmak yazarıyım. Birazcık değil çok fazla üzücü bitti bana göre bu bölüm ama merak etmeyin Felix'i bundan kurtaracağım. Sizleri seviyorum<3
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PLAY WITH FIRE
Short StoryFelix okulda yeniydi ve Hyunjin'e bulaşmıştı şimdi ise 4 günlük işkencesini çekmek zorundaydı