olmazların içinde 2

16 3 7
                                    

multimedya:Uraz Taşkın

1. bölümden Hatırlatma

En sonunda boğazını temizleyip, "Nereye bırakayım seni küçük hanım" dedi. İşte gelmiştik en zor yere bir şekilde beni kendi evine götürmesini sağlamalıydım. Sorusunun cevabını beklediğini biliyordum lakin sessiz kalmaya karar verdim. Bir süre bekledi, cevap vermiyeceğimi anlayınca kaşlarını derince çatıp,

2. bölümden devam

Yazgının anlatımıyla

Sert bir sesle "Sana bir soru sordum. Cevap ver" dedi. Emir kiplerinden hoşlanmazdım, hele bağırmaktan hiç hoşlanmazdım.Kimliğimi açık edip boğazına yapışmamak için çok zor duruyordum. birkaç saniye kendimi teskin edip role girdim. korkmuş ve fısıltı ile "gidecek bir yerim yok" diye cevap verdim.

Aldığı cevapla derin bir nefes aldı ve bir sigara yakıp derince bir nefer içine çekti. Bir süre sigarasını içtikten sonra. Tekrar konuşmaya başladı.
"Pekala ne yapmayı planlıyorsun, dışarıda kalmayı planlamıyorsun herhalde" dedi. Tabiki öyle bir planım yok sende kalmayı planlıyorum demek yerine

"Bilmiyorum, tek bildiğim o adamla evlenmek istemediğim"
diye cevap verdim.

Aldığı cevapla sıkıntılı bir nefes aldı ve
"Of be kızım, madem gidecek yerin yok. Ne diye düğünden kaçıp, başıma bela açarsın ki"
Duyduğum sözlerle gülümsedim, evet oluyordu. Biraz daha vicdanına oynamak için
"Beni buradan uzak bir yerde indirebilirsin. Bakarım ben başımın çaresine" derken gözlerimden birkaç damla yaş akıtmaya unutmadım.

Kararsız bakışlarını görünce titrek bir nefes verip
"Merak etme sokmam başını derde" diye ekledim.

kaşlarını çatıp bana bakmaya başladığın da yanlış bir şey yapıp yapmadığımı düşündüm.
Sert ama Bi o kadar da güvenilir bir edayla
" Saçmalamayı kes. Seni sokakta bırakacak kadar adi Bi adam değilim" dedi.

Duyduğum sözlerle rahatlarken, sorduğu soruyla derin bir nefes aldım. Adımı sormuştu. Herşeyi ayarlamıştım. Sahte kimliğimi, hayatımı soruya gayet gönül rahatlığıyla cevap verdim. "Helin Tatar" deyip. Hemen sonrasına "Senin adın ne" diye eklemeyide unutmadım.

Bana uzun uzun bakıp en son konuşmaya karar verip
"Uraz Taşkın" diye cevapladı.
Kısa sohbetten sonra arabada uzum bir sessizlik oluştu. Sessizliği bozmaya karar verip. "Beni nereye götürüyorsun? " diye sordum. Sorduğum soruyla çapkınca göz kırpıp
"Kaçırıyorum seni" dedi. Dediği şeyle gülmeye isteğimi bastırmaya çalıştım.
Bu adamın mafya olduğuna inanamıyorumdum. Bu kadar saf mafya mı olurdu. Diye düşünürken gözlerimiz dikiz aynasında buluştu. Bakışları çok yoğundu. Bakışlarının anlamını çözmeye çalışırken bakışlarında ki yoğunluk gitti yerini soğuk bakışlara bıraktı. Bir anda neden değiştiğini anlayamamıştım.

Bir süre ona bakmaya cesaret edemedim en sonunda tüm dikkatini yolda olduğuna kanaat getirince tekrar bakışlarımı çevirdim.

kumral teni, denizi andıran gözleri dağınık arasında sarı ışıltılar olan kahve saçları, biçimli her zaman çatık kaşları ince dudaklarıyla ortalamanın üstündeydi. Fakat onu yakışıklı kılan uzun boyu ve muhtemelen ömrünü spor salonunda geçirmesini sağlayan kaslarıydı. Kasları, gayet yeterliydi ne çok fazla ne de çok azdı.

Diye düşünürken Alaylı Bi sesle
"Hayırdır, prenses nikahına almayı mı düşünüyorsun"dedi.
Fazla bakmış olmalıyım ki fark etmişti. Hiç utanmıyacağım bir konu da utanmış gibi yapmam lazım dı. Birkaç şey geveleyip önüme döndüm ve yol bitene kadar ona ne baktım ne de tek kelime etti
*
*
*
*
Yazgının anlatımıyla

Uzun bir yolculuktan sonra nihayet eve ulaştık. Arabadan indiğim de beni büyük bir villa karşıladı.
Uraz hızlı adımlarla eve doğru yürüyordu. Bende vakit kaybetmeden hızlıca peşinden gittim. Kapıya ulaştığımız da, Uraz hemen kapıyı açtı ve
"Hoşgeldin küçük kaçak" dedi.

Uraz, biraz daha küçük demeye devam ederse polis arabası değil, cenaze arabası götürecekti onu ama ne yazık ki farkında değildi. O kadar sinir ediyordu ki beni ona zarar vermemek için zor duruyordum. Sakinleşmek amacıyla nefes alıp verirken
Uraz'ın sesimi işittim
"Hadi küçük kaçak, kırk saat seninle uğraşamam. Odanı gösterip gitmem lazım" diye hayıflandı.

İçimden Sabır dileyerek Urazı takip ettim. Beni gri ve beyaz tonlarını hakim olduğu oldukça geniş bir odaya getirdi ve
"Benim şimdi çıkmam lazım birşeye ihtiyacın olursa çekinmeden hizmetlilere söyliyebilirsin" dedi.
Cevap dahi vermeme dahi izin vermeden ışık hızıyla çıktı odadan.

Bitti
vote ve yorum atmayı unutmayın


Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 15, 2023 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Olmazların içinde Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin