Lisa~
"ne diyorsun ya aklın başında mı senin!"tam şu anda hayatımın şokunu yaşıyordum resmen.
"bak lisa nasıl fark etmedin bilmiyorum ama tam 4 aylık hamilesin."gözlerim dolmuştu.
"olmaz ben bakamam bu bebeğe, aldıralım bir şey yapalım, ben kendime daha bakamıyorum unnie ona nasıl bakıyım!?"gözümden yaşlar süzülmüştü.
"olmaz 4 aylıksın lisa bu sana da zarar verir hattap öledebilirsin git annesini yada babasını bul"
Ellerimi saçlarımın arasına geçirip sandalyeye oturup ağlamaya başladım.
Miyeon yanıma oturdu"bak lisa olur öyle şeyler bazen korunmak da işe yaramaz."
"beni anlamıyorsun çünkü hamile olan sen değil benim unnie."
"lisa git ve babasını bul"
"ne saçmalıyorsun sen unnie ben bir erkekle yatmadım hiç."
"ahh peki o zaman git ve annesini bul."
♡♡♡
Lisa önündeki binaya bakıyordu gözleri dolu bir şekilde.
Karnındaki çocuğun annesi şuan başka kadınlarla öpüşüyordu, lisa buna daha fazla dayanamayıp başını çevirdi.
Gözleri sürekli doluyor lisa ise ağlamamak için gökyüzünü seyrediyordu.
Lisa beyaz üstünde ise mavi çiçekler olan bir elbise kolundaki çantası ve sarı kahkülü saçları ağlamaktan hafif kızarmış burnu ile takım elbise giyen momy kılıklı kim jennie ile çok zıt duruyorlardı.
Lisa gündüz ise jennie geceydi.
Lisa nasıl böyle bir kadınla birlikte olduğunu ve karnında onun çocuğunu taşıdığını hala anlayamamıştı.
Jennie sevgilisinden ayrılarak etrafında göz gezdirdi Lisayı görünce biranda duraksadı.
Lisa Jennienin yanına ilerledi.
Jennie'nin gözleri lisanın şişmiş karnına doğru indi.
Bebeğine merhaba de jennie.
"lisa senin burada ne işin var."
Lisa jennie'ye doğru yürüdü.
Lisa yutkunup jennie'nin yüzüne baktı.
"sana bir şey söylemem lazımdı o yüzden geldim."
"ne gibi bir şey?"
Dedi jennie kaşlarını çatarak.
"hamileyim"
♡♡♡Lisa~
"otur bakalım."
Jennie kollarını göğsünde birleştirerek söyliceğim şeyi bekledi.
"ben şey-"
Ben söyliyeceğim şeyi tamamlayamadan kapı çaldı.
Jennie kapıyı açtığında içeri bir sarışın birde esmer bir kız girdi ve de sarışın kızın kucağında küçük bir kız çocuğu vardı.
Çocuk sarışın kıza benziyordu galiba onların çocuklarıydı.
Çocuk yerinden kalkıcağı sırada sarışın kız onu elbisesinden yakalayıp tekrar yerine oturtup eline telefonu verdi.
Sarışın kız karnımı göstererek bana baktı.
"hamile misin?"
Önce karnıma daha sonra kıza bakıp kafamı salladım.
"kaç aylık?"
"dört aylık."
"bebeğin babası kim?"
Karnımı okşayıp jennie'ye baktım.
"bebeğin babası jennie."
Bunu dememle esmer kız jennie'ye baktı.
"siktir ne?!"
"jisoo bir daha ria'nın yanında küfür edersen o dilini kesip kuşlara yem ederim ve de dur bir dakika hassiktir ne?!!"
Jennie bana kızgın bir şekilde baktı.
"hey hey benden olduğu ne malum ki!"
Ayağa kalkıp jennie'nin yanına doğru yürüdüm.
"sen bana orospu demeye mi çalışıyorsun?!"
"kim bilir o odada yalnız bir şekilde kaç defa kalktın! "
Çift bizi izlerken ben gözlerim dolu bir şekilde jennie'ye bakıyordum.
"o piçin de kimden peydahladığın belli değil ama benden olmadığı baya belli."
"birincisi kaç defa yalnız uyanmam seni ilgilendirmez.
İkincisi benim bebeğime piç diyemezsin.
Üçüncüsü sensiz piç orospu çocuğu!"Ona sert bit tokat atıp koltuktaki çantamı alıp dışarı çıktım.
Dışarı çıktığımda göz yaşlarım gözlerimden firar etmişti.
Anneme gittiğimde onun kocası da bebeğime piç demişti.
Göz yaşlarımı elimin tersiyle sildim.
Asıl piç onlardı.