Süsen büyük bir sır saklıyor buda ömer'in abisinin ölümü....Süsen telefonu kulağına koydu, Ömer'in bugün okulda emirle ettiği kavgadan sonra ne yanına gitmiş ne de onu aramıştı. Aslında Ömer'in iyi olmasından başka bişey istemiyordu ama Ömer bunu çok yanlış anlamıştı.
Telefon bir süre çaldı tam kapanmak üzereyken telefon açıldı."Efendim süsen" dedi çocuk, süsene genelde adı ile hitap etmezdi. Bebeğim veya güzelim derdi her zaman, süsen bunu bildiği için Ömer'in ona kızgın, çok kızgın olduğunu anlamıştı.
"Ben sesini duymak istedim sadece" derin bir nefes aldı kız şuan sevgilisiyle iki yabancı gibi konuşmak istemiyordu ama Ömer çok kindar bir insandı Süsen'i affetmek için elinden geleni yapacak miydi işte kız bundan emin değildi.
"İyi.. nasılsın?" Diye sordu çocuk, bunu sorarken dışarı çıkmıştı. "İyiyim, sesini duydum daha iyi oldum sen nasılsın sevgilim" kız sonda sevgilim derken istemsiz gerilmişti.
"Bende iyiyim duştaydım" dedi çocuk,
"Bu saatte neden girdin ki hasta olucaksın Ömer havalar bu sıralar aşırı düzensiz çok dikkat etmen gerekiyor" kız söylenmeye başlamıştı, Ömer kızın bu hallerini seviyordu ama ona çok kırgındı. Sabah emirle ettiği kavgada sevgilisinin onun yanında olmasını beklerken emirin yanında durmuştu, emir ömeri sürekli kışkırtıyordu. Ömer öfkesini kontrol edebilen biri olmadığı için çabucak sinirleniyor ve gözü hiç kimseyi görmüyordu.Üstelik bu konuda Ömer haklıydı. Emir, Ömer'in okul dolabının içine süsen ile ayrılması için mektup koymuştu başka bir kızdan yazılmış aşk mektubuydu süsenin edebiyat kitabının Ömer'in dolabında olduğunu biliyordu emir, bir sonraki dersin edebiyat olmasından faydalanıp bu mektubu dolaba koymuştu. Ömerde emirin dolaba koyduğu şeyi görmüştü alıp okumuştu Süsen'i kaybetme korkusuna engel olamayıp sınıfa girip emire okkalı bir yumruk atmıştı.
Süsen sınıfta değildi o sıra Berk ve Oğulcan araya girmeye çalışsada Ömer'in gözü çoktan dönmüştü.
Ömer=Ulan it seni bitircem oğlum ben, sen nasıl aşağılık bir adamsın
Emir=*gülmeye başladı* ya mektubu sen değil süsen okuyacaktı olmadı böyle
Ömer=Lan sen dayak arsızı mısın?! Yediğin dayaklar nereye gidiyor manyak
Emir=Evet dayak yemek hoşuma gidiyor amaa Ömercik en çok senin o sevgilin varya o benim hoşuma gidiyor.
Berk=Ne biçim konuşuyorsun lan şerefsiz
Emir=O biçim konuşuyorum berko noldu
Ömer=Ağzını burnunu kırmamı istiyorsan, kırarız. Oğulcan bırak kolumu! şuna gösteriyim benim sevgilime asılmak ne demek
Oğulcan=He kuzi bırakayım da çocuğun ağzı yüzünü dağıt sonra disipline git sonra süsen yengemi üz yok öyle.Ömer Oğulcandan kolumu kurtarıp tekrardan Emire bir yumruk attı tam o sırada sınıfa süsen geldi. Emir dudağındaki kanı silip gülmeye başladı.
Ömer=Hâlâ gülüyor ya, sen ölmeyi bayılmak mi sanıyorsun yavsak
Emire tam vurmak öne atıldığında süsen araya girdi.
Süsen=Ömer dur napıyorsun!
Ömer'i yavaşça geriye itti
Süsen=Ben seni aşağıda bekliyorum kahve içeceğiz diye sen burda emirle mı kavga ediyorsun?
Ömer=Süsen bu adam-
Süsen=Sus Ömer senin bu sinirinden bıktım ben anlıyor musun ben hep seni düşünmek zorunda mıyım ya, acaba bugün kime sataşip başını belaya sokucak diye düşünmek zorunda mıyım?
Emir=Süsi senin bu sevgilin olucak herif piskopat benden söylemesi
Süsen=Sende düzgün konuş gerizekalı, git revire pansuman yapsınlar kötü gözüküyor yaranÖmer hiç bişey söyleyemiyordu, aslında soylenicek çok şey vardı ama Ömer sadece sustu.
Ömer=Artık bırak kolumu Oğulcan!