Biri size hayatınızın tüm düzenini sadece birinin darmaduman edebileceğini söyleseydi,ne yapardınız?
İnanmazdınız,bende inanmamıştım zaten.Sabah uyandığımda alt kattan gelen sesler susmak bilmiyordu,biri taşınacaktı heralde ondandır.
Daha fazla uyuyamayacağımı anladığımda yatağımdan kalktım,sabah işlerini hallettikten sonra mutfağa girdim.
Kapının çalmasıyla mutfaktan çıkmam bir oldu,kapıyı açtığımda tahmin ettiğim gibi karşımda Jungwon vardı.
"Günaydın!Bugün erken kalkmışsın şaşırdım"İçeri girdiğinde kapıyı kapattım.
"Akşam önemli bir aile yemeği varmış,bende erken giderim diye düşündüm"Elindeki poşeti tezgaha bırakıp tabak çıkardığında bende dolaptan meyve suyu çıkarıyordum."Birden ne oldu ki?Her şey yolunda mı?"Gülümseyip bardaklara meyve suyu doldurdum.
"Evet evet,Heeseung'un sevgilisiyle tanışacakmışız"Jungwon kahkaha patlattı,tabaklara sandviçleri koyduğumda masaya oturmuştu.
"Heeseung?Bizim tanıdığımız Heeseung?"Tabakları masaya koydum.
"Bende şaşırdım,Heeseung ve ciddi ilişki birbirlerine uzak şeyler"
Kahvaltı seansını bitirip bulaşıkları hallettiğimizde saat öğleni geçiyordu,hazırlansam iyi olacaktı."Jungwon-"Lafımı bitirmeden Jungwon gelip dolabımdan siyah pantolon ve gömlek uzatmıştı.
"Ne diyeceğini ezberledim artık"Gülümseyip elindeki kıyafetleri aldım.
"Ne zeki şeysin sen"Gülerek içeri gittiğinde kıyafetleri üzerime geçirdim.
Aklımdaki tek soru Heeseung'un ciddi ilişki yapabilmesine sebep olan kişinin kim olduğuydu.Hava hafiften kararmaya başlamış,serinlik çökmüştü.Kapının önüne geldiğim an durdum,üstümde bir gerginlik vardı fakat nedenini bilmiyordum.
Derin bir nefes alıp rahatlamaya çalıştığımda kapı açılmıştı.
"Sunghoon!Hoşgeldin"Annem beni gördüğü an bana sarılmıştı,annemi gerçekten özlemiştim.
"Hoşbuldum anne geç kalmadım değil mi?"Annemden zor da olsa ayrılıp içeri geçtiğimde kapı kapanmıştı.
"Hayır hayır aksine erken geldin ve bu çok iyi oldu"Gülümseyerek ceketimi çıkarıp askıya astım.Salona göz attığımda masadaki sofrayla ağzım açık kalmıştı.Anneme yardım ederken kapı çalmıştı,gidip kapıyı açtığımda nefesim kesilmişti.
Bu bakışları nerde görsem tanırdım.
Zaman durmuş gibiydi adeta,çevremdeki her şey önemini yitirmişti.
Gözlerim sadece Jake'i görüyordu.
"Sunghoon insan bir hoşgeldin der,hayalet görmüş gibi bakıyorsun"Heeseung'un sözleriyle kendime geldiğimi hissettiğimde onlar içeri geçmişti bile.
"Pardon sizi beklemiyordum,hoşgeldiniz"Onlara bakamıyordum bile,şaşkınlığımı bir şekilde gizlemem gerekiyordu.Neden yüzümüze bakmıyorsun derlerse de abi sevgilinden hoşlanıyordum da dersin,gerizaklı.
Sofraya geçtiğimizde yemek zor bela boğazımdan geçiyordu,Jake tam karşımdaydı bu bile düzenimin alt üst olmasına yeterliydi.
Masada geçen sohbet boyunca tek kelime etmemiştim.
"Sunghoon bişey demeyecek misin sende?"Anne olaylar karıştı bi dur.
"Dediğin gibi anne"Tabağımı alıp mutfağa gittiğimde derin nefes aldım.
Sadece ona göz ucuyla baktığımda bile kalbim yerinden çıkacak gibi oluyordu.
Ama o şuan abimin sevgilisiydi ve benim böyle hissetmem başlı başına yanlıştı.
En iyisi uzak durmaktı."Sunghoon iyi misin?Sofrada da gergin gözüküyordun endişelendim"
Sana aşıktım ondan desem ne tepki verirdin acaba?
"Endişelenme o zaman,gayet iyiyim ben"
Sesim beklediğimden daha sert çıkınca mutfakta sessizlik oluşmuştu.
"Bu kadar kaba olduğunu bilseydim konuşmaya çalışmazdım"Tabağı tezgaha bırakıp içeri gidecekken kolundan tutup onu durdurdum.
"Ben kaba değilim nereden çıkardın onu?"
"İstenmediğimi yeterince hissettirmenden çıkardım"Uzak durmak hiç iyi bir fikir değilmiş,kafama sıçayım.
Kolunu benden kurtarıp içeri gittiğinde oflamıştım.
Burdan bu topu nasıl döndüreceksin acaba Sunghoon?Keşke direkt ben lisede sana platoniktim hala da deli gibi seni seviyorum diyebilseydim,o zaman en azından içim rahat olabilirdi.
Salonda kahvemi sessizce yudumlarken Jake annemle konuşuyordu,ben ses çıkartamıyordum.Annem içeri gittiğinde ben telefonumu elime almıştım.
Ama ikisini çok net görebiliyordum,Heeseung bişeyler söylüyor Jake ise karşılık olarak gülüyordu.Peki ben neden kalbim parçalanıyormus gibi hissediyordum?
Annem gelince Jake ayağa kalkmıştı.
"Ben kalkayım artık,yarın çok işim var"
"Bende kalkıyordum seni bırakabilirim"Anında bende ayaklandığımda şaşırdığını anlayabiliyordum.
Neyse ki itiraz etmeden kabul etmişti,evden çıktığımda dışarının serinliğiyle içim biraz da olsun rahatlamıştı.Arabayı sürüyordum Jake ise başını cama yaslamış dışarıyı izliyordu.
Lisede düşük not alıp üzüldüğünde de pencere kenarında sessizce otururdun.
"Ben seni üzmek istememiştim,sadece nasıl davranacağımı bilemedim aptallık ettim özür dilerim"Yüzüne yorgun bir gülümseme yerleşti.
"Hiç sorun değil zaten bundan sonra istemesen de bana yakınsın"Nasıl yani?
"Alt kata taşınan sen miydin?"Başını evet anlamında salladığında gözlerim fal taşı gibi açılmıştı.
Şaşırmama karşılık gülümsediğinde eve varmış,arabadan inmiştik.Evet artık istesem de uzak kalamayacaktım çünkü Jake tam anlamıyla dibimde olacaktı.
Apartmandan içeri girdiğimizde artık ayrılmamız gerektiğini biliyordum.
Her ne kadar istemesem de.
Kalbim büyük bir savaş içerisinde gibiydi âdeta,yanlıştı hala aynı duyguları hissediyor olmam başlı başına yanlıştı.
Olmaması gereken bişeydi ama engelleyemiyordum,söz geçiremiyordum.Ne yüzü,ne saçları ne de huyları hiç bir şeyi değişmemişti hepsi hatırladığım gibiydi.
Anahtarla kapıyı açacakken duraksamıştı.
"Sunghoon"Sen söyledin diye ismimi sevmeye başlayacağım.
"Bugün cidden üzgündün,sarılmak ister misin?"
Ne Heeseung ne de annemin farketmediğini sen nasıl farkedebildin?
İhtiyacım olan buymuş gibi aniden ona sarılmıştım.Sarıldığımda tek farkettiğim onu cidden özlemiş olduğumdu.
Kokusu ciğerlerime doldukça içim bir hoş oluyordu,gözlerimin dolduğunu hissediyordum ama artık hiç bir şeyi içimde tutamadığım noktadaydım.
Beni düşünmesi bana o kadar özel hissettirmişti ki.Ben senin bu güzel kalbinle ne yapacağım Jake?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Brother|jakehoon
FanfictionAşka inanmayıp asla aşk şarkısı yazmayan Sunghoon lisede hoşlandığı Jake ile tekrar karşılaşır. Ama bu sefer sadece lisede hoşlandığı kişiyle değil,abisinin sevgilisi ile karşılaşmıştır.