Brother|jakehoon

3|Baş Başa

İnsanların çoğu zaman şanssız olduklarına söylendiklerini duymuşsunuzdur.
Şans mevzusuna fazla inanan biri değilim,öyle şans tesadüf bana uzak şeylerdi.

Ama Jake ve benim asansörde tıkılı kalmamız güzel bir tesadüftü,en azından benim için.

Gelen gürültüyle hem asansör çalışmayı durdurmuştu neyse ki ışıklar gitmemişti.

Ama bununla beraber hiç beklemediğim bişey olmuş,Jake bana sarılmıştı.
Donakalmıştım,tam anlamıyla donakalmıştım.

Doğru ya,sesten korkardın.

"Korktun mu?"
Bunu olabilecek en sessiz şekilde söyledikten sonra saçlarını okşadım.
Tabikide ona iyi hissettirmek için başka neyden olacak.

Gözlerini sıkı sıkı kapatmıştı,kulağına fısıldadım.
"Korkma ben buradayım,aç hadi gözlerini"
Başını kaldırıp bana baktığında kalp atışlarım aniden artmaya başladı.

Çekingen bakışları,o güzel kokusu.

"İyisin değil mi?"
Başını evet anlamında sallayıp benden ayrıldı.
"İyiyim öyle birden asansör şey olunca"
Sanki ben ondan açıklama bekliyormuşum gibi kendini bana açıkladığında gülümsedim.
"Ney olunca?"

Utanınca da saçmalardın.

"Şey işte durdu ya"
Dudaklarımı birbirine bastırdım,onla dalga geçtiğimi geç anlamıştı.

"Ya alay ediyorsun benle resmen!"
Mızmız bir çocuk gibi konuştuğunda gülmeden edemedim.
"Tamam tamam sinirlenme,çalışır asansör birazdan"
Arkamdaki aynaya yaslandığımda,gözleri fal taşı gibi açılmıştı.
"Ya nereden biliyorsun çalışacağını,ya sabaha kadar burada kalırsak?"
Ben ne kadar sakinsem o da en az o kadar paniklemişti.
"Ben bilirim"

Sabaha kadar bu asansörde senle kalmak mı?
Asansör kapısının üstünde yazan numaraya bakıp ofladı,benim yanıma gelip oda sırtını benim gibi aynaya yaslamıştı.
Şuan ne asansörün durması,ne de belki de burada saatlerce kalacağımız ihtimali umrumda bile değildi.

Jake o kadar güzel gözüküyordu ki.

Yorgun bakışları,sürekli oynayıp durduğu dudakları,o kusursuz çene çizgisi.

Bakışlarını bana çevirdiğinde göz göze geldik.
Gelen cesaretle gözlerimi kaçırmadım,bu çok güzel hissettiriyordu.

Hiç bir şey yapmamana rağmen nasıl bu kadar hoşuma gidebilirsin?

Asansörden gelen sesle kapının açılması bir olmuştu.
Jake anında dışarı fırlamıştı,bende onla beraber asansörden inmiştim.
Keşke şu lanet asansör çalışmasaydı da ben sabaha kadar suratını izleyebilseydim.
"Sana ben bilirim demiştim"
Cebimden evin anahtarını çıkarıp içeri girdim,hızlıca mutfaktan kahve paketini alıp Jake'e uzattım.

"Teşekkür ederim biraz versen yeterdi bana,uğraştırdım seni de"
Bir elimdeki kahve paketine bir de bana baktığında gülümsedim.
"Asansörde de panik yaptım öyle birden durunca özür dilerim gerçekten gece gece uğraştırdım seni"
Keşke hep uğraştırsan beni böyle,keşke hep konuşsan.
Ben hep dinlesem seni.
Elinden tutup kahve paketini avucunun içine yerleştirdim.

Elini tutuyordum,sadece elini tutuyordum ama kalp krizi geçirmem an meselesiydi.
"Emin ol sorun değil,git uyu güzelce uykunu al"
Bu ani hareketime karşı şaşırmıştı,ben ise heyecanlanmamı gizlemek için 40 takla atıyordum.
"Tekrardan teşekkür ederim,iyi geceler"
Gülümseyip konuştuğunda sonunda ayrılmıştık.
Her ne kadar istemesemde.

Jungwon
LAN RUH HASTASI MISIN SEN
SABAH 6 LAN 6
32 KEZ ARAMISSIN
MAL MISIN YAT ZIBAR AMK
TAM UYICAM ARIYOSUN
AÇMAK ISTESEM AÇARIM
HAAH SIMDI DE MESAJA CEVAP YOK
BIR BOK MU YEDIN LAN

Sunghoon
GUNAYDIIIIN

Jungwon
SIKTIRTME GUNAYDININI 6 LAN 6 GECE RESMEN AMK
NE OLDU DA ARADIN

Sunghoon
Ya sey

Jungwon
AGZINA SICMAMA VAR YA ÇOK AZ KALDI
SOYLE SUNU ARTIK AMK UYICAM BEN

Sunghoon
sen simdi uyu sabah gel

Jungwon
SABAH GOSTERICEM BEN SANA

Evet sabaha kadar uyumayıp deli gibi Jungwon'u aramıştım.
Birazcık sinirliydi bu yüzden sabah telefonunu tamamen kapatıp hiç bir aramama cevap vermemişti.

Biriyle konuşmam gerekiyordu ama aklımdakileri Jungwon'a sonra anlatabilirdim.

Jake kahveden nefret ederken neden benden kahve ister ki?
Uyumayı bu kadar çok sevip her fırsatta uyuyan biriyken nasıl olur da uykusuz kalabilir?
Gece dışarı çıkmayı da sevmezdi,tamam bu işte bir gariplik seziyordum.

Kesinlikle bişeyi vardı.
Anlardım,onu tanıyordum belki lisede 4 sene boyunca gözüne batmamıştım ve ismimi dahi hatırlamıyordu ama ben onunla alakalı neredeyse her şeyi biliyordum.
Biri onu mu üzdü biri onu mu kırdı hiç bir şey bilmiyordum.

Kısa bir sürede seni bu kadar üzen ne oldu?