10|Gelişme

77 11 13
                                    

Bazı anlarda durup düşünmeniz gerekir ama düşündükçe kafanızın daha çok karışacağını bildiğiniz için düşüncelerinizden kaçarsınız ya.

Şuan yaptığım şey tam olarak da buydu, her ne kadar yapmak istemesem de kaçıyordum.

"Aradan 6 yıl geçmesine rağmen bu çocuğun inadı hala aynı"
Jay içeri geçtiğinde bende arkasından gelip kapıyı kapattım.
"Keşke biraz daha kalsaydık asansörde"
Ona ters ters baktım.
"Asansör dışında yerlerde de insanlar buluşabiliyor ama sen bilirsin"

Jay koltuğa oturup iç çektiğinde bu durumu biraz garipsemiştim.
"Sanki beni hiç tanımıyormuş gibi davranıyor, nasıl yapabiliyor anlamıyorum cidden"
Yanına oturup ona döndüm.
"Ya üzülme ben seni böyle görmeye alışkın değilim"
Derin nefes aldığında ona sarıldım.
"Dışarı çıkıp dağıtalım mı kafanı biraz? Ya da evde beraber yemek yapalım böyle yavaş yavaş acelemiz olmadan, sonra da konuşuruz hallederiz nasıl fikir?"
Ondan ayrılıp yüzüne baktığımda hüzünle karışık bir gülümseme görmüştüm yüzünde.

"Tamam tamam yapışma bana ya uzaklaş biraz"
Jay'in temas sevmediğini tanıştığımızdan beri biliyordum ama benimde sevgi dilim buydu işte.
Ondan ayrıldığımda karşılıklı güldük, tam bu sırada Jay bir soru sordu.
"Sen parfüm falan mı değiştin?"
Bunu neden sorduğunu başta anlamasam da sonradan kafama dank etmişti.

Sunghoon'un kıyafetleri hala üstümdeydi.

"Yok ya, neden öyle dedin ki"
Sesimdeki tedirginliği sezmiş olacak ki doğrulup daha dikkatlice bana baktı.
"Jake"
"Efendim nolmuş"

Beni incelediğini fark edince daha da paniklemiştim.

Fazla mı büyütüyordum ben acaba ya.

"Ya ne inceliyorsun öyle"
"İz var mı diye bakıyorum"
Başta neyi kastettiğini anlamasam da sonradan anlamamla elime geçen yastıkla sertçe ona vurmuştum.
"Ya ne alakası var izle falan beni tanımıyor musun!"
İmalı imalı bana bakıp kahkaha attığında ben nedensizce aşırı utanmıştım, yüzüne bile bakamıyordum.

"Gerizekalı ya seni tanıyorum tabikide, suratıma baksana hadi"
Göz ucuyla ona baktığımda bir anda ciddileşmişti.
"Anlat"
"Dün gece Sunghoon'da kaldım"
Dediğime şaşırınca yutkundum.
"Ya bakma öyle bak anlatayım bana hak vereceksin"
Her şeyi en ince ayrıntısına kadar anlatmıştım ve ağzımdan çıkan her bir kelime için suçlu hissetmiştim.

Bu olayı bu kadar basit anlattığım için duygularıma karşı, hissettiklerime karşı suçlu hissediyordum.

"Heeseung'u bırakıp bir küçük versiyonunu mu denesen acaba"
Laflarına karşı yapabildiğim tek şey dik dik bakmak olmuştu.
"Ya dalga geçme, kafam karışık zaten"
Ayağa kalkıp mutfağa gittiğimde Jay de peşimden gelmişti.
"Hem sanki o bana bakacak da"
Dolaptan çıkardığım şişenin kapağını açıp suyu içtiğim sırada Jay tekrardan konuşmaya başladı.
"Ya neden öyle diyorsun hem bak lisede de-"

"Lise deme midem bulanmaya başlıyor, üstüne kusarım"
Jay konuştukça kafamın karıştığını hissediyordum, bir yanım şu an konuyu değiştirmem gerektiğini söylüyordu ama bir yanım da susmak istiyordu.
Sadece düşünmek istiyordum belkide ama düşündükçe kafamın daha da karışacağını biliyordum.

Derin nefes aldım.
"O kadar ünlü biri çevresinde bir sürü insan varken neden ben olayım? Diyelim ki öyle bişey var neden karşılaştığımız zaman beni görmezden geldi ki?"

Jay lafımın bitmesiyle kollarını göğüsünde birleştirip benim gibi tezgaha yaslanmıştı.
"Pantolonum da gitti zaten"
Dediğime karşılık güldüğünde kafamı kaldırıp ona baktım.
"Gerizekalı ya hala pantolon diyo alırız bitane"
Lafını bitirdikten sonra Jay elimdeki şişeye dikkatlice bakmıştı ama ben neden şişeyi incelediğini anlamamıştım.

Taa ki şişeyi sıkıp bütün soğuk suyu üstüme fışkırtana kadar.

"Bi ferahladın mı?"
Dik dik ona baktığım sırada üstüm başım sırılsıklamdı.
"Sen sorunlu musun ya! Dün de yağmurun altında kaldım zaten hasta olursam ilaçlarımı sana aldırtırım görürsün"
"Ben zenginim ki sen fakirsin"
Dediğine daha da sinirlenip elimdeki şişeyi tezgaha koyduğumda ne yapacağımı anlamış olacak ki hızlıca mutfaktan çıkmıştı ama ben ona yetişip sırtına atlamıştım.

"Lan siktir in üstümden!"
Her an düşebileceğimin farkındaydım ama bunun için endişelenmiyordum, Jay bana söylenirken ben sadece gülüyordum.
"Mutfağı toplayacağına söz ver ineyim"
"Tamam tamam in üstümden ıslattın beni ya!"
"Söz ver"
"Söz tamam söz"
Ben onun sırtından indiğimde o üstünü ıslattığım için söyleniyordu.

Tipine baktığımda kendimi tutamamış, kahkaha atmıştım.
"Sen bana mı gülüyorsun?"
"Evet rahatsız mı oldun?"
Ciddi misin der gibi baktığında ben tekrardan gülmeye başlamıştım.
"Sen şimdi görür-"
Jay lafını bitirememişti çünkü tam bu sırada telefonum çalmaya başlamıştı.
İkimiz de telefonun ekranına bakmıştık.

*Heeseung kisisinden 1 cevapsız arama*

Heeseung
Konuşmamız lazım

Bölüm kısa oldu farkındayım ama demek istediğim farklı bisey var.
Sizi kimsenin onemsemedigini, umursamadigini dusundugunuzde buraya gelip bu satırları okuyabilirsiniz çünkü sizi belkide fazla yakından tanimasamda önemsiyorum ve siz önemlisiniz.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 02 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Brother|jakehoonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin