Kalktığımda yoongi yoktu, sırtımı çerçeveye yaslayarak gözlerimi ovuşturdum, genelde ben önce kalkarak işlerimi hallederek çıkardım.
Kafamı salladım ve kalkarak lavaboya gittim, işlerimi hallederek giyindim ve masamın üstünde duran flaşı alarak çantama atıp odadan çıktım, yolda simit ve meyve suyu alarak yedim.
Okula geldiğim gibi ağacın altında oturmuş tayfamın yanına gittim, yanlarına oturduğumda jin kaşlarını çatarak
"Bak bunlar bizi dövücek gibi bakıyor korkuyorum"
"Kimden bahsediyorsun"
Jimin hemen konuştu
"Namjoon ve jungkook"
Kafamı çevirerek bize bakan kook ve joon'a baktığımda kaşlarımı çattım, yoongi yanlarında yoktu, gelmeye başladıklarında taehyung
"Ayy dayak yiyecez kaçalım"
"Saçmalama be, biz ne yapmışız da o boklar bizi dövsün"
"Bilmem, bok da çıkabilir"
"Siktir git tae"
Namjoon ve jungkook geldiğinde onlara baktık, namjoon
"Hoseok yoongi'yi gördün mü"
"Hayır, neden?"
"Okula gelmedi, erken buluşucaktık ama o yok"
"Bekçisi değilim namjoon, arayın bulun"
Jungkook aldığı nefesini vererek
"Ulaşamıyoruz, oda arkadaşısınız, bir şey söylemedi mi?"
"Fazla konuşmayız, ne halt ettiği beni ilgilendirmez"
"Tamam"
Jimin kaşlarını çatarak
"Bize niye dövücek gibi baktınız"
Kafamı salladığımda jungkook
"Farkında değildik, ben dalmışım öylesine"
"Umarım o 'dalmak' mecazi anlamda dır"
"Korkma minik, sana zarar vermem"
Yutkunarak kafamı eğdim
'Korkma minik' kafamı sallayarak yutkundum, jin
"Iyy gidin başka yerde flört edin"
Jimin kızarırken jungkook sırıttı, namjoon
"Ne boş yaptınız amk, yürü hadi sende"
"Eğw konuşana bak"
"Baktık, ne oldu?"
"B-bir şey olmadı"
Güldüğümde taehyung da güldü, namjoon'a baktım
"Sakin ol namjoon"
"Sakinim zaten"
"Belli oluyor, onu korkuttun"
Namjoon jin'e baktığında jin kafasını eğdi
"Amacım korkutmak değildi"
Jin kafasını salladığında jungkook
"Hadi gidelim, görüşürüz hoba"
Son kelimesini görmezden gelerek
"Görüşürüz"
Onlar gittiğinde biz de kalkarak sınıfa gittik, neredeydi bu gerizekâlı.
Dersleri falan dinleyemedim ve son derste okuldan çıkarak yurda geldim, odama girerek kapıyı kapatıp çantamı kenarı attım, üstümü değişip balkona çıktığımda yoongi'yi gördüm.
Dizlerini kendine çekmiş, kafasını dayamış ve kollarını da bacaklarına sarmıştı, gözleri kapalı duruyordu, yanağında ıslaklık izleri var ken yenin göz yaşları akmıştı, eğilerek omuzuna dokunduğumda şişmiş ve kızarmış gözleri ile baktı, kaşlarımı çattım
"Neredeydin sen? Neden ağlıyorsun?"
Kısık sesini duydum
"Önemli bir şey değil"
"Jungkook lar sana ulaşamamış"
"Sonra ararım"
Kafasını yeniden dizlerine koyduğunda kafasını kaldırdım, yanakları, anlı, buz gibi olmuştu
"Kalk duş al, hasta olursan bakmam sana"
Kalkarak içeri girdim, gerizekalı kim bilir kaç saat orada kalmıştı, yatağıma oturup flaşı çıkarttım ve bilgisayarı alarak taktım.
Yoongi hala gelmemişti, kafamı sallayarak slayta baktığımda kaşlarımı çattım, konu başlıkları, hepsi yapılmış görünüyordu, iyi de ben bunları daha yapmadım ki amk.
Anlımı ovarak kalktım ve balkona geldim, sessizce ağlıyordu, yanına oturarak boynuna sarıldım
"Kalk gerizekalı, hasta olucaksın"
Belime kollarını sardığında biraz öyle durduk, bir saate yakın oturmuştuk ve o hala omuzumu ıslatıyordu, neden bu kadar çok ağlıyordu bir fikrim yoktu.
Sonunda iç çekişleri başladı ve bir kaç dakika sonra sustu, geri çekilerek yanaklarını tuttum, gözlerini silerek kalktım, onuda kaldırarak içeri girdim
"Git ve duş al"
Yatağıma oturduğumda kıyafertlerini alarak banyoya gitti, bende geri uzanarak neden bu kadar çok ağladığını anlamaya çalıştım.
/

ŞİMDİ OKUDUĞUN
sope : mika
Fanfiction"Bana rahat ver yoongi, huzur ver, lanet bir piç olduğun gerçeğini maskele ve benden uzak dur"