"💜🖤Karanlık Tarafım🖤💜" Gormiti Aoki 😇😈

19. Bölüm

Riff POV
Sessizce oturmuş, Aoki'yi beklerken soğumuş olan slogumla beraber düşünmeye devam ediyordum.

Kafamda yüzlerce soru vardı.

Rüyam bir tesadüf mü? Yoksa bir işaret mi..? Bunu başkalarına söylemeli miyim? Ya da bu durumu ilk olarak araştırmalı mıyım?

Ama en merak ettiğim soru, belkide bütün sorularıma yanıt verebilirdi...

Rüyadaki kız kimdi? Yani elbette Aoki'ydi ama...

Benim Aoki'm değildi...

Biraz mantık yürüttüm, Aoki ile ilgili bir sorun olduğunun farkındayım, acaba...

Eron: "Riff! Ne o öyle boş boş etrafa bakınıyorsun? Birazcık enerji lütfen!" Dedi Eron bütün konsantremi bozarak.

Trek: "Slogunu yemeyeceksen ben yiyebilirim." Dedi Trek slogusunun son parçasını da yutarken.

Riff: "Sağol Trek ama slogumu kesinlikle yiyeceğim." Dedim slogumu Trekten uzaklaştırarak.

İkor: "Vay... Bu kadar uzun süre kıpırdamadan durabileceğini hiç düşünmemiştim, bu bir rekor." Dedi sırıtarak, ona baygın bir bakış attım.

Eron: "Riff hadi slogunu ye de biraz savaşalım. Tabi... korkuyorsan başka."

Riff: "Peh! Siz antrenman yapmaya başlayın, ben gelinceye kadar anca hazır olursunuz." Dedim, herkes bana baktı.

Trek: "Sen neyi bekliyorsun?"

Riff: "Eee, şey..."

Eron: "Tabiki Aokiyi!" Gözlerim büyüdü ve hızla Eron'un ensesine şaplak atarak onu susturdum.

Riff: "Şakacı şey seniii." Dedim ensesini severek, bana bakınca ve susması gerektiğini anladı.

İkor tam birşey diyecekken odaya Aoki girdi. Her zamanki gibiydi ama saçları hala biraz ıslaktı. Şu an saçları gerçekten çok yumuşak olmalı...

Aoki: "Eee hala antrenmana geçmediniz mi?" Dedi kollarını kavuşturup bize bakarken. Birbirimize baktık.

Eron: "Biz... Seni bekledik!"

Aoki: "Yani ben olmasam çalışmayacak mısınız?" Dedi tek kaşını kaldırarak.

Riff: "Yani tabiki hayır, beni bekliyorlardı. Hala slogumu bitirmedim de..." Dedim ve gerginliği geçirmek için hafifçe güldüm.

Aoki: "Peki, sen neyi bekliyorsun?" Dedi daha bir ısırık bile alınmamış sloguma bakarken.

Yanaklarım kızardı. Erona baktım, onaylar gibi işaretler yapınca titrek bir nefes aldım ve itiraf ettim.

Riff: "B-Ben... Seni bekliyordum..." kafamı başka yöne çevirdim ve cevabını bekledim.

Saatler gibi süren sessizliğin ardından yanlış bişey söylediğimi düşünmeye başladım.

Riff: "Y-Yani Duştan çıktıktan sonra yalnız kahvaltı etmeni istemedim!" Ani heyecanla söylediklerimi fark edince daha da panikledim.

Eron: "Şey, mantıksal olarak doğru söylemiş oldum! Sonuçta biz Riff'i bekliyorduk ve Riff'te seni bekliyordu Yani hepimiz senin gelmeni bekliyormuşuz!"

Hepimiz ona bakmaya başlayınca gergin bir kahkaha attı ama sonunda pes edip sustu. Derin bir nefes aldım ve cesaretimi toplayarak Aoki'ye baktım.

Ne..?

Aoki şaşkınca bana bakıyordu ama dikkatimi çeken şey tek gözü tatlı bir mor rengi iken diğer gözü karanlık koyu mor olmuştu. Tıpkı rüyamdaki gibi...

Ayrıca gözünün normal olduğu taraftaki yanağı hafif kızarmıştı.

Saniyelik bu olaydan sonra transtan çıkmış gibi tekrar kendime geldim. Yine Aoki'ye baktığımda gayet normal görünüyordu, yanakları kızarmıştı ve ona baktığımı görünce bakışlarını kaçırdı.

İkor: "Pekala, bence biz artık çalışmaya geçelim. Sizde slogularınızı yiyip gelirsiniz." Tereddüt etmeden Ikoru onayladık, Eron, Trek ve İkor kuleden çıktıklarında yine bir sessizlik hakim oldu. Bir şey demek istiyordum ama şu an odağımı toplayamıyordum.

Tekrar aklımda yüzlerce soru oluşmaya başladı.

Bu da ne demekti şimdi? Hem de rüyada bile değilim... Galiba? Acaba aklım artık bana oyunlar mı oynamaya başladı?

Aoki: "Eee... O zaman artık slogularımızı yiyelim mi?" Dedi aoki beni transtan çıkartarak.

Riff: "Tamam, elbette." Dedim ve ona slogulardan bir tane uzattım.

Yanıma gelip sloguyu aldı, ikimizde yan yana oturduk. Pek bir şey diyemedik, sadece yemeğe odaklandık.

Aoki: "Beni... beklediğin için teşekkürler." Dedi ortamdaki gerici sessizliği bozarak.

Riff: "Teşekkür etmene gerek yok."

Aoki: "Ama benim yüzümden slogun soğudu..." Dedi biraz üzgün bir şekilde.

Riff: "Yine olsa yine beklerdim, ayrıca istersen bir ateş gormitisi çağırıp slogularımızı ısıtabiliriz!" Dedim ayağa kalkıp bir gormiti çağırmaya hazırlanırken.

Aoki: "Gormitileri savaş veya antrenmanın dışında çağırmanızı yasaklamamış mıydım?"

Riff: "Off Pekala..." Dedim ve tekrar yerime oturdum.

Slogularımızı bitirene kadar sessizce oturduk, bu sırada düşüncelere dalmıştım bile.

Aoki POV
Sessizce oturup slogumu yerken olmaması gereken yerde olmaması gereken kişi konuştu.

Ses: "Gormlu duyguları çok garip." Dedi sanki dünyanın en ilginç şeyiymiş gibi.

Aoki(içinden): "Garip olan sensin, ayrıca susar mısın şuan senle konuşamam."

Ses: "Mesela Riff biraz önce mide bulandırıcı derecede sevimliydi." Dedi söylediklerimi duymazdan gelerek.

Aoki(içinden): "Mide bulandırıcı falan değildi."

Ses: "Ve sende bundan hoşlandın hmm?" Dedi ve sinirli bir şekilde kızardım.

Aoki(içinden): "Bir kere diğerleri de duşta olduğumu bilse beni beklerdi, bu normal bişey."

Ses: Emin misin? Ben Riff'in yerinde olsam senin slogunu da yemiştim mesela." Dedi ve güldü.

Aoki(içinden): "Neyse artık gerçekten susman lazım slogumu neredeyse bitirdim."

Ses: "Pekala ama son bir şey daha."

Aoki(içinden): "Tamam, ne?"

Ses: "Çok açık veriyorsun, hemde çok..." Dedi ve karanlık kıkırdaması kulaklarımda yankılanınca boynumdan aşağıya bir ürperti geçti.

Riff: "Aoki? Sen... iyi misin?" Dedi ve aniden omzuma dokununca irkildim.

Aoki: "Evet, elbette! Sadece... Dalmışım." Dedim ve gülümsedim.

Riff: "Tamam, iyi olduğuna emin misin?" Dedi riff sorgular bir şekilde.

Aoki: "Evet..?" Gerildim, acaba içimden dediğimi sanıp gerçekten konuşmuş muydum..?

Riff: "Pekala, hadi gel de antrenmana geçelim." Dedi konuyu uzatmadan. Bende başımı sallayarak onayladım.

Riff POV
Sloguları yerken aoki bir şeyler mırıldanıyor gibiydi, ona dokunduğumdaki gerginliğini de fark etmiştim. Artık bir sorun olduğuna eminim.

Aoki'yi daha dikkatli izleyip bu sorunu bulacağım...

Daha kötü bir şey olmadan...

Yazar Notu:
Evet bölümü böyleydi biraz acele hazırladım ama umarım güzel olmuştur.