Solduracağım.

304 183 72
                                    

Akgünün ağzından

Rüya ya da gerçek olduğunu idrak edemiyordum. Telefonumun çaldığını duyuyordum ama bir yandan rüya olarak algıladığım için kalkıp bakamıyordum.

Telefon sonunda durmuştu, duyabiliyordum. Ardından sürekli bildirimler gelmeye başladı.

Sıçrayarak uyandım birden. Boynum, tişörtüm ter içindeydi. Kabus görmüş olmalıydım ama hatırlamıyordum.

Şişeye uzanarak elime aldım. Çok susadığım için teklemiştim.

Telefonu elime aldım. Acaba gerçekten çalıyor muydu merak ediyordum. Ve evet, gerçekten çalıyormuş ve 5 tane bildirim.

Arayan da mesaj atan da babamdı. Acaba ters giden bir şey mi var diye direkt gerilmiştim. Stresten odayı turluyordum. Elimi ara butonuna götürüp açmasını bekledim.

"Alo baba? Baba ters giden bir şey mi var?"

"Neden açmıyosun şu telefonu Akgün? Bir kerede aç şu laneti be oğlum. Vaktinde aç bir kerede be."

"Baba tamam açtım işte sen söyle nolduğunu artık."

Gerçekten stresten kaç kere odayı turladığımı hatırlamıyorum.

"1 saate Türkiye'ye gelmiş olurum. Burdaki işlerimi hallettim dönüyorum yani. Oturup konuşalım."

"Tamam. Nerde?"

"Oraya gelirim ben."

"Tamam bekliyorum, Görüşürüz."

Acaba farketmeden yanlış bir şey mi yaptım diye kafayı yemiştim 10 dakika içerisinde. Neyseki önemli bir sorun olmamıştı.

Yatağa tekrar yatıp telefonu elime aldım. WhatsApp'a girip boş bir şekilde sınıf grubuna tıkladım. Sıkıntıdan milletin profillerine bakıyordum.

Aşağılara doğru indiğimde yanda ~Yağmur Kara yazısını gördüm. Gözüm orda takılıp kalmıştı. Adını duymak bile hem geriyor, hem de sonsuz bir sinir bırakıyordu içimde.

Profil fotoğrafının üstüne tıklayacakken annesiyle olan fotoğrafını gördüm. Yağmur, elinde papatya destesiyle annesine sarılıyordu.

Sinirle telefonu fırlattım. O sırada anahtar sesini duyup ayaklandım. Kapıya doğru baktığımda babam vardı.

"Hayırdır, erken geldin?"

"Tutturamamışım saati."

Elini öpmek için eğildim.

"Lüzum yok aslanım."

"Gel baba otur şöyle, geç."

"Otururuz, otururuz da bu telefon neden yerde? Daha doğrusu neden yere fırlattın?"

"Önemli bir şey değildi baba, boşver."

"Önemli olduğu için fırlatmışsındır zaten Akgün. Kendinle çelişme oğlum."

"Ya işte (...)"

"İşte ne?"

"O kızla ilgili en ufak bir şey görünce ayar oluyorum, mesele bundan ibaret."

"Ne kadar zor olduğunu tahmin ederim oğlum, ama dayanmak zorundasın. Her şeye ama her şeye rağmen."

"Biliyorum baba biliyorum da kendime de engel olamıyorum çok istesem de."

Babam ellerini birbirine sarmaş dolaş yapıp masaya koydu. Ardından bana doğru eğildi.

"O ne demek Akgün?"

"Annem benim en derin yaram. Ve bu hep öyle gider baba. Demem o ki ne zaman annemden bahsedilse ben kötü oluyorum, panik atağım tutuyor baba."

"Akgün, oğlum bunları konuştuk. Biliyorum zor, ama yani ne diyeyim. Bir çözümü olsa söyleyeceğim de yok."

"Baba sen neden o kızı seçtin, annesi varken?"

"Çünkü Selim Kara'nın en kıymetlisi o. Yani kızı. Onun canını en çok o yakar, adım gibi biliyorum."

Sıkıntıyla nefes verdim. Ne zaman bu konudan konuşsak kalbim daralıyordu. Çünkü hep annemi hatırlatıyordu bana. Orda da o vardı. Kalbimin en güzel köşesinde, güneş gören bir yerde...

Ama konu her açıldığında benim artık böyle olmamam gerekiyordu. Kendimi toparlamam lazımdı.

"Baba tamam. Yani ben kendimi kontrol etmeyi öğrenmeliyim, zorundayım. Sen bir daha endişe duyma."

Babam iki elini yanaklarıma koyarak: "Akgünüm, Gökalpim. Ben her zaman senden eminim, şimdi de öyle, biliyorum aslanım sen dediğini yaparsın. Senin arkanda sana çok ama çok güvenen baban var, bunu sakın unutma."

Babam bu sözlerini söylerken gözlerinin içi parlıyordu. Gözündeki o güveni görebiliyordum. Bana gururla, istekle bakıyordu. O an içimde bir şeylerin artık bitip, bir şeylerin de yeniden küllendiğini iliklerime kadar hissetmiştim.

Babam artık gitmesini gerektiğini söyleyerek kapıdan adımını atmıştı. Kapıyı kapatarak koltuğa oturdum telefonuma uzanarak elime aldım.

Yağmur'un profil fotoğrafnı tekrar açtım. Elinde papatya destesiyle annesine sarılıyordu. Uzun uzun baktıktan sonra ağzımdan şu kelimeler dökülmüştü:

"Yakında o papatya destesini de solduracağım, Yağmur Kara."

---------------------------------------------------

Selaamm canlarım

Yeni bölümü sonunda yazabildim jahsuwjiw

Bu tür bölüm yazınca biraz kısa oluyor.

Oy vermeden ve yorum yapmadan bölümü geçmiyorsunuzz. (Düşünceleriniz çok önemli benim için)

Öpüldünüz 🫠💜

İmkansızHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin