Jeon Jungkook
Daha çocukken bir kızla tanışmıştım. Kızın ailevi sorunları vardı. O zaman 11 yaşındaydım, bilmiyordum tabi. Kızla tanıştım, ve uzun süre arkadaş kaldık. İsmi Ji-su'ydu. O zamanlar tek yakın arkadaşım oydu. Zorbalık görsem beni hemen korurdu. Bana 12 yaşımdayken bir bileklik hediye etti. Onun için değerli olduğumu söyledi. Tabi ben o kadar aptaldım ki, kızın hediye verdiği diğer gün öleceğini hiç tahmin etmezdim. Ji-su babası tarafından hep şiddet görüyordu. Annesi ise onu laflarıyla zorbalardı. Ji-su ise buna dayanamayıp intihar etmişti. O günden sonra eve kapandım. Ji-su tek yakınımdı.
Anılar, hatıralara karışır,
güzel zamanlar canını yakar.Ailem gibiydi, kız kardeşimdi. Onunla büyüyünce evsiz çocuklara para yatırma ve yardım etme hayalimiz vardı. Bilekliğim bileğimde kaldı, ama Ji-su hayatta kalamadı.
Akan kırmızı ve canlı kanların ardında,
solmuş bir yüz ve cansız bir beden kalır geriye.Eve kapandığımda annem çok endişeliydi. Annem ve babam Ji-su'yu kızı gibi görürdü. Aile sorunları olduğunu biliyorduk. Annem ve babam ise onu hep teselli etmeyi başarırdı. 13 yaşıma geldiğimde evde öğretim gördüm. Ama berbat bir durumdaydım ki, asla dersleri anlamıyordum. Annem işte o zaman, arkadaşının oğlunu evine getirdi. İsmi Eunwoo'ydu. Ji-su ile aramda ne var ne yok hepsini dökmüştüm ona. O da bana bir arkadaşını kaybettiğini söylemişti. Arkadaşının ismi Moonbin'miş. Onunla bu süreçte büyük bir yakınlığımız oldu. Onunla artık kardeş gibiydik. Benden 1 yaş büyüktü. Arkadaşını kaybederken 10 yaşındaymış. 9 yaşında olan arkadaşı ise zorbalığa dayanamamış ve tek çözüm olarak intiharı düşünmüş.
Tek çözüm pes etmekti,
belkide kurtulmak daha kolay olurdu o zaman.Bunları bana içten ve samimi bir şekilde anlatmıştı. Bu yüzden ona içimi dökmek kolay olmuştu. 15 yaşımda okula gitmeye başladım. Bu sefer eski halimde değildim, ama yinede Ji-su'yu içten içe özlüyordum. Lise 1'de Hyunjin ve Minho ile tanıştım. Hyunjin daha sonrasında bana çocukluk arkadaşı Felix'i tanıtmıştı. Daha sonrasında Minho bize komşusunun çocuğunun bu okula kayıt yaptıracağını söyledi. İsmi Jisung'du. Buraya gelir gelmez iyi anlaşmıştık. İşte bu 5'li hayatıma böyle girmişti. Eunwoo bize bir yakınını anlattı. İsmi Mingyu'ydu. Kendisi iyi ve samimi biriydi. O da Eunwoo gibi dertten iyi anlardı. Hyunjin bizi hep 6. hisleri ile korkuturdu. Daha sonrasında böylece 22 yaşına geldim.
Yalnız değildim,
aksine beni yalnız hissettirmediler.O zamanda başladığım bir işte hayatımın güzelliği ile tanıştım. Taehyung patronumdu, ama patrondan çok arkadaş gibi ilgilenirdi benimle. Bilekliğim düştüğünde ve bulduğunda çok kötü hissedip korkmuştum. Ji-su'dan kalan tek anıydı çünkü. Bilekliğimi bulup çalıştığım masanın çekmecesine koymuştu. Nedense o zaman içimde bir his oluşmuştu. Jimin ile kuzen olduğumuzu kimse bilmiyordu. Çünkü kötü bir başlangıç yapmıştık. Ama sonrasından Taehyung ile baya bir yakınlaşmıştık. Ve sonrasında ise sevgili olduk. Ve şimdi hayatımın en güzel anlarını yaşıyorum.
Seni tandım,
seni gördüm,
anladım ki, bu sadece tesadüften ibaret değildi.Ji-su da burada ve yanımda olsa öyle hissederdi kesinlikle. Umarım mutlusundur Ji-su, çünkü asla üzülmemeni istiyorum. Kızıl bir baş balasıyla da, tanışmanı isterdim Ji- su.
Uyu uyuyan prenses,
en sonunda seni öpecek birini bulacaksın.Özel Bölüm
Son..Evet bilekligin ve Jungkook'un hikayeside boyleydi.
Oy vermeyi unutmayinn diyorum ve gidiyorum bayy
ŞİMDİ OKUDUĞUN
7/24 | taekook
عشوائيTaehyung'un arkadaşları, Taehyung'un söyleyişi üzerine birini bulmaya gidiyorlardı, tabi tek bir sorun vardı. Kimse Jimin'in, o genç çocuğu bayıltıp, iki gencin kaderini değiştirdiğini, bilmiyordu.