.
22 ocak 2027
Ali bu sefer arkadaşlarının bağırışıyla, Hazal'ın rahatsız etmesiyle yada annesinin uyandırması ile kalkmamıştı; telefonundan gelen alarm sesiyle kalkmıştı ama alarm kurmadığına emindi.
Alarmın susturmak için kalktı ve telefonunda o yazıyı gördü
'' Yaralı Kuşun ile buluşmayı unutma''
Bugün birine buluşma sözü vardı Sude ile yıllar önce bu tarihte buluşmayı belirlemişlerdi, ama o Sude'yi terk edip gittikten sonra bir daha onunla hiç görüşmemişti. Şimdi ise gidip gitmemekte karasızdı.
Ama ona da bir söz vermişti
'' Ali bak ne olursa olsun bu gün yanıma gel olur mu? Birbirimize ne yapmış olursak olalım, her şeyi unutalım ve o gün dünyanın en ama en güzel gününü geçirelim tamam mı?''''Yaralı Kuşum benim biz seninle hiç ayrılmayacağız oraya gitmemize hiç gerek kalmayacak korkma sen.''
''Sen yine de söz ver tamam mı ne olursa olsun oraya geleceksin.''
''Tamam güzelim Ali Gök sözü veriyorum sana ne olursa olsun oraya geleceğim he ama bil diye söylüyorum oraya gitmemize hiç gerek kalmayacak.''
''Bak adının üstüne söz verdin Ali Gök bunu unutayım deme sakın ola.''
'' Unutmam güzelim unutmam.''
Ona adının üstüne söz vermiştim fakat oraya hangi yüzle gideceğimi bile bilmiyordum ama Sude beni affeder bana kıyamaz ki , ben onun ailesi her şeyi oldum ben onun evi oldum ama onu bırakarak sadece onu kimsesiz bırakmadım onun ailesiz bıraktım.Ama Sude yine de beni o güzel , minik kalbi ile affederdi hep böyle olmamış mıydı zaten Ali yapar ve Sude affederdi. Neden bir insanın değerini kaybettikten sonra anlar ki insan. Ne olursa olsun sözünü tutup oraya gidecekti ve gitmek için hazırlanmaya başladı.
''Anne ben çıkıyorum''
''Tamam oğlum da nereyi bu saatte''
''Önemli bir buluşmam var'' Bunu dedikten sonra annemin gözleri ışıldamıştı resmen uzun bir aradan sonra biriyle buluşmama alışmamıştı tabii.
''Kiminle buluşacaksın oğlum ?''
''Sude ile anne'' Ve bunu dedikten sonra ise biraz önceki halinden eser kalmadı ve bir anda tüm enerjisi değişti ve sadece
''Tamam, Allah'a emanet ol'' deyip sanki hiç konuşmamışız gibi yeniden mutfağa geçti
Annem bu kadar asosyalleşmemin Sude yüzünde olduğunu sanıyordu oysaki benim Sude'ye yaptıklarımın hiçbir zerresini bilmiyordu.
Sude ile abisinin boks eskiden eğitim aldığı boks salonunun önünde buluşacaktık, orası aynı zamanda Sude'nin de eğitim aldığı yerdi.Salon çok uzakta değildi o yüzden hemen varacaktım
Evden çıkarken hiç böyle hissedeceğini düşünmemiştim o kadar korkuyordum, korkuyu hiç bir zaman böyle iliklerime kadar hissetmemiştim neden korktuğumu da bilmiyordum ki zaten.
Ve sonunda oraya vardım sanırım ben bilmesem de kalp hissedermiş orada her şeyi görmeyi bekliyordum ama benim minik kuşumun kanlar içinde cansız bedenini kesinlikle değildi.
Çığlıklar atarak yanına gittim, bir elinde bıçak diğer elinde ise çok önceden yazılmış kağıdı eskimiş bir mektup üstünde ise Canımın canı Ali'me yazıyordu.
''Sude Güzelim ne oldu sana Sude'm ne olur uyan Sude ne olur.
'' Özür dilerim her şey için seni bıraktığım için çok özür dilerim Sude ne olur uyan''
Çok zorlanarak bir şeyler söyledi
''Ali'm geldin mi?'' dedi ve öksürmeye başladı ağzından kanlar çıkıyordu ama hala bana Ali'm diyordu dediğin gibi Ali yapar Sude'si affederdi.
Acı bir haykırış koptu dudaklarımdan tüm bedenimin titrediğini hissettim ve zorlukla konuştum.
''Geldim güzelim geldim unuttun mu Ali Gök adı üzerine verdiği bütün sözleri tutar yaralı kuşum tutar''
''Evet Ali tuttun çok sağ ol '' konuşurken çok zorlanıyordu ne olur bir şey olmasın ne olur yaralı kuşuma bir şey olmasın.
''Tuttum tabi Sude'm tutmaz olur muyum tuttum, bak geldim Ali'n burada güzelim ne olur sana bir şey olmasın ne olur'' Bunu söylerken ne kadar ağladığımın yeni farkına varıyordum ağlamaktan konuşamamıştım resmen.
''Geldin Ali'm geldin ama sen bana yeniden gelmeye çok geç kaldın.''
''Sude deme böyle, Sude ne olur bir şey söyle, cevap bağır çağır ama ne olur konuş'' bunu dedikten sonra Sude'nin nefesinin kesildiğini hissettim.
Ondan sonrasını çok yarım yamalak hatırlıyorum; Sude'ye yalvardım bağırdım ne olur ölme diye dakikalarca orda bağırdım tek hatırladığım bu sonrasında ise çevredekiler yardımıma gelmişti.
Yardıma geldiler de ne oldu benim Minik Kuşum ölmüştü benim güzeller güzeli inci tanem ölmüştü hatta ölmemiş intihar etmişti.
Benim yüzümdendi hepsi benim yüzümdendi onu o boktan hayatının içinde tek başına bırakıp gitmiştim ben Sude'ye verdiğim tek sözü tutamamıştım ben inci tanemi bu hayatta tek başına bırakmıştım.
Bunun ne kadar büyük bir şey olduğunu ise onun kanlar içinde ki vücudunu görünce anladım ne acı değil mi ben yaralı kuşumun kokusunu bile yeni hatırladım ben onun kokusunu hatta sesini bile unuttum bu zaten bir insana yapılabilecek en büyük kötülük değil miydi.
Ve Sude ölmüştü, Sude'nin ölümüne ben sebep olmuştum ve bunu defalarca hiçbir zaman unutmamak için tekrar ettim.
Sude öldü, Sude'm benim yüzümden öldü, ben ona çok geç kaldım...DEVAM EDECEK
Ya alıntı ile başlamam ne kadar doğru bilemiyorum ama önceden olacakları bilmeniz bana daha iyi olur gibi geldi kitap ile sormak isteyeceğiniz konular olursa bana instagramdan ulaşabilirsiniz oradan başka alıntı sözlerden paylaşacağım yeni bölüme kadar sağlıcakla kalın Yaralı Kuşlarım
Instagram: tacsizprensess_
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Leydi Yaralı
Novela JuvenilBazılarının en büyük şansı ailesiyken bazılarının en büyük şanssızlığıydı, Elif Sude da bunun bir örneğiydi. Ölüm hiçbir şeye çözüm değildir ama Elif ölümü çözüm olduğu için seçmek istemiyordu o sadece kaçmak istiyordu ama o kadar yorulmuştu ki kaçm...