"Lan bizimkiler nerede?" dedi İzuku Katsuki'yi dürterek. "Gelirler birazdan. Sen aldın mı herşeyini?" İzuku sevgilisinin yanağına bir öpücük bıraktı. "Aldım, aldım." Ardından sarışının atkısını düzeltti. "Sende iyice bağla şu atkıyı. Köy soğuktur." Katsuki gülümsedi. Sevgilisinin yanağına öpücük kondurdu. Onlar dışarıda minibüsün içinde bekliyorlardı. Bir anda kapı açıldı ve içeri Ochacolar girdi. Hepsi birbirini çok özlemişti. Sarılma faslı bittikten sonra yola koyuldular. Beş saatlik bir yolları vardı. "Şarkı açın da sıkılmayalım." dedi Shoto.
Hisashi önündeki radyoyu Shoto'nun telefonuna bağladı. Shoto playlistini başlattığında "Bu ne lan?" demişti Ochaco. "E Arafat Dağı." İzuku öne uzanıp kapattı şarkıyı. "Köy arabası mı lan bu? Düzgün birşey aç." Shoto oflamış ve başka bir şarkı açmıştı.
Beş saat sonunda köye geldiklerinde kocaman evi gören gençler iyice incelemişti. Evin önündeki söğütün dalları buz tutmuş, hafif rüzgarda birbirine vurup 'tin' diye sesler çıkarıyordu. Hepsi sesi dinledi. "Şimdiden huzur doldum." dedi Mina. Kapı açılma sesinden sonra birde kadın sesi duyulmuştu. "Anam siz mi geldiniiiz!?" diyerek koşmuş ve İzuku'ya sarılmıştı hemen. Ardından Youta'ya. "Anam kuzum sen hamilesin bir de! Hemen içeri gir üşütme sakın. Yeni çörekler pişirdiydim bende, soğumadan yiyin."
Herkes içeri girdiğinde sıcacık ve huzur dolu ortam hepsini mayıştırmıştı. Birkaçı ayakta uyuklarken yaşlı kadın farketmiş ve "Odalarınız hazır kuzularım. Akşam yemeğine kadar gidin yatın." demişti. Hepsi yukarı çıkıp odalara dağıldığında İnko, Mitsuki ve babaanneleri yemek yapmaya başlamıştı.
Katsuki ve İzuku odaya yerleştikten sonra yatağa uzanmışlardı. İzuku "Uyudun mu aşkım?" diyerek yan tarafına dönmüştü. "Hayır, uyumadım." İzuku doğruldu. "Tamam o zaman, hadi kalk." Katsuki dirsekleri üzerinde doğrulup sevgilisine bakmıştı. "Nereye?" İzuku gülümsemiş ve kalkıp üstüne montuyla atkısını almıştı. "Sihirli göle." Katsuki meraklanıp montunu giymiş ve atkısınıda takmıştı.
"Babaanne biz bir iki saate döneriz!" diyerek içeri seslenmişti. "Tamam ama fazla uzaklaşmayın oldu mu kuzum?" Babaannesi hemen yanlarına gelip kontrol etmişti ikisini de. Ardından dışarı çıktılar. "Sihirli göl neresi hayatım? Sihri ne?" İzuku arkasını dönüp gülümsedi. "Birazdan oraya varacağız. İnan bana çok seveceksin. Sihrine gelirsek, aşıkları birleştirdiği söyleniyor."
"Böyle şeylere ihtiyacımız olduğunu sanmıyorum."
"Bende." Kısa bir sessizlikten sonra donmuş göle gelmişlerdi. "İşte geldik. İlkbaharda burası ayrı güzel olur ama kışında güzeldir." Katsuki etrafını inceledi. Bir sürü söğüt ağacı vardı. Dalları donmuş, bembeyaz olmuşlardı kardan. O kadar güzel gözüküyordu ki, dünya üzerinde saklı cennet gibiydi. "Burası resmen bir harika." dedi Katsuki. "Öyledir." Bir süre kenarda durup izlediler. Daha sonra İzuku, sarışının elini tutup göle çekti. Buz kalındı. "İzuku! Buz!"
"Korkma! Kalın." Katsuki rahatlayarak buzun üzerine çıktığında ayağının kaymaması için dua ediyordu. Nasılda güzeldi her yer... Büyülenmişti adeta. Bir süre daha orada durduktan sonra renkli iplerle süslenmiş söğüt ağacının yanına geldiler. "Köydekiler her yıl bir dilek dileyip bu ağaca asarlarmış. Bende getirdim. Hadi asalım." Birlikte ağaca yaklaştılar. İzuku cebinden küçük, kırmızı bir kurdele çıkarıp gözlerini kapattı. Katsuki'de aynısını yaptığında dileklerini dilediler. "Birlikte bağlayacağız." İkisi birlikte bağladıktan sonra el ele tutuşup evin yolunu tuttular.
Eve geldiklerinde babaannesinin yaptığı böreklerden yemiş ve birlikte salonda oturmuşlardı. Babaannesi yine dedikoduları veriyordu. Güle oynaya yemekler yapıldıktan sonra dedeside köyün kıraathanesinden gelmişti. Hep beraber masayı kurmuş ve yemeklerini güzelce yemişlerdi.
___________________________
25 kişi birden geliyolar ve sabahtan beri evi topla yemek yap tatlı yap şunu sakla bunu sakla ile uğraşıyorum... Bu telaş ne zaman biter emin değilim ama uzun bir süre bitmeyecek gibi...
Görüşürüz aşklarım👋🏻💕
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
