π²

23 3 0
                                    

Selamlar nasılsınız?
Yorum yapıp oy vermeyi unutmayın 😻

Felix'ten

Vardığımızda Jisung ve Minho gözlerini birbirlerinden ayıramıyorlardı. Sonunda Jisung'un birinden hoşlandığını görmek gerçekten güzeldi. Jisung öyle her önüne gelenden hoşlanmaz, kendisinden hoşlananlara da pek yüz vermezdi. Kendisi gay olduğu için kızlar bunu bilmiyordu tabi.

"Hoşgeldiniz. Nerede kaldınız?"
Hyunjin'in seslenmesiyle yanlarına gittik ve bizim için ayırdıkları masaya oturduk. Jisung ve Minho tek kelime etmedi. Utanmış gibiydiler. Minho'yu bilmem ama Jisung aşık olduğunda genelde belli etmezdi ama bu sefer farklıydı. Sürekli Minho'yu izliyor ama ağzını açmıyordu. En sonunda bu derin sessizliği Minho bozdu.
"Ee, selam Jisung. Sonunda tanışabilmemiz ne kadar hoş."
"Evet, bence de öyle.."
Minho'yla tanıştıktan sonra hepimiz bir şeyler sipariş vermiştik ve tekrar sohbetimize devam etmiştik. Bir kaç saat geçtikten sonra Minho ve Jisung bayağı kaynaşmış, hatta birbirlerinden telefon numaraları ve Instagram hesaplarını almışlardı.

Saat ilerliyordu. Artık kalkmalıyız diye düşünürken Hyunjin benden önce davrandı ve hepimiz toparlanmaya başladık. Jisung eve yürürken sürekli telefon elindeydi. Biriyle yazıştığı belliydi.
"Hm, kiminle konuştuğunuzu sorabilir miyim Jisung bey?"
"Hiç ya, Minho'yla konuşuyoruz işte."
"E yuh ama, daha yeni ayrıldınız. Eve gidince konuşsan olmuyor muydu?"
"Boş ver sen. Hadi hızlan biraz."

10-15 dakika sonra Jisung kendi evine varmıştı. Benim ise yürümem gereken biraz daha yol vardı. Jisung'la vedalaşıp yola koyuldum. Hala telefon elindeydi ve ekrana gülümsüyordu resmen. Çok üzerler seni be Jisung'um.

Ben de nihayet eve varınca telefonumun çalması bir olmuştu. Arayan Jisung'tu. Daha eve bile girememiştim.

"Ne oldu yine? Daha eve giremedim amına koyayım."
"Kanka onu bunu boş verde bence bu çocukla bizden olur."
"Ne çocuğu Jisung ne diyorsun?"
"Oğlum aşık mısın sen? Sence kim olabilir?"
"Anladım tamam Minho evet, şu çocuktan bahsetmeyi bırak artık. Ayrıca evet aşığım ne olmuş?"
"Haha çok komik, neyse sence de bizden olur mu?"
"Bekle bi içeri geçeyim, duş alayım. Konuşalım sonra. Arayacağım ben seni."
"Tamamdır Felix'im."

Telefonumu kapattığım gibi koltuğa fırlattım. Nihayet oturma şansım olmuştu. Anlaşılan Jisung gerçekten aşık olmuştu. Şaşırılacak şeydi doğrusu. Kıyafetlerimi tekrar yerine koyduktan sonra duşa girdim.
__________

Hyunjin'den

"Anladım, tamam. Sorarım Felix'e ben. Ya da neden ben soruyorsam? Sen sorsana Jisung'a. Beni neden karıştırıyorsun?"
"Ya kanka hadi be. Ne olacak sanki?"
"Tamam işte bende diyorum ki Felix'ten öğreneceğine git Jisung'a sor dürüstçe. Neden sana karşı duyguları olmasın ki? Kendin gördün, bakışları bile farklıydı sana bakarken. Hiç dikkat etmedin mi?"
"Orası öyle tamam da, ya biz yanlış anladıysak?"
"Kapat lan telefonu, arama daha beni. Sal azıcık beni. Jisung da Jisung. Tamam sorarım ben. Yeter ki sakin ol biraz."
"Adamsın be kanka. Teşekkürler."

En sonunda telefonu suratına kapattım. Minho iyi çocuktu ama aşık olduğunda gerçekten tanıyamıyordum onu.

Saat de geç olduğu için mesaj atarak Felix'i rahatsız etmeye hiç gerek yoktu. Yarın okulda da sorabilirdim. Acelesi yok sonuçta.

En sonunda hazırlanarak yatağıma yatmıştım. Bugün gerçekten yorucu geçti. Kendi aşk hayatımı düzene soktuğum için Minho'nun ki kalmıştı zaten. Bir şeyi de kendisi halledebilseydi gerçekten harika olurdu. Ama maalesef bunu yapabilecek öz güvene sahip değil aptal..

İlk ficim olduğu için yazım veya mantık hatası yapmışsam lütfen mazur görün. Yorumlarda fikirlerinizi belirtirseniz çok sevinirim.
Bir sonraki bölümden itibaren olaylar başlayacak<3

The Wounds Of The Past Are Bleeding Again | HyunLixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin