Etrafta olan koşuşturmalardan artık beynim yorulurken merdivenlere ilerleyip yukarıya çıkacaktım ki babamın seslenmesiyle oraya döndüm.
"Halit gelesin buraya." omuzlarımı düşürüp geriye dönerken ortada bulunan divanda oturan adamın karşısına geçip ellerimi önümde bağlayıp yüzüne baktım.
"Buyur ağam."
"Hele oturasın iki çift laf edelim." nasır tutmuş eliyle yanını gösterirken tesbihinin taşlarını çevirmeye devam ediyordu.
Başımı tek hareketle sallayıp yanına geçerken üzerimde takım ceketinin düğmesini açtım.
"Hazırlıklar tamamlandı mı?"
"Evet ağam, sadece hanımların yemek telaşı kalmıştır." mutlu bir şekilde başını sallayıp bıyık altından gülerken tekrar konuşmaya başladı.
"Numan Ağa'ya bir kusur işlenmesin dikkatli olasın, birde bacın gelince kenara çekip konuşasın bir arzusu bir isteği sorunu var mıdır öğrenesin."
Başımı sallarken onayladın onu.
Fatma iki hafta önce gelin gitmişti Numan Ağa'nın ortanca oğluna. Tek bacımız olduğu için evinde aşiretinde göz bebeğiydi.
Benim için en az anam kadar kıymetli ve bir o kadarda canım ciğerimdi. Şimdi ise büyük oğullarının iki hafta önce düğüne gelememesinden dolayı şimdi tekrar geleceklerdi.
Babamla Numan Ağa'nın ise çocukluktan bu yana arkadaş olup birbirlerini kardeş bilmelerinden dolayı bir haftaya yakın bizde kalacaklardı.
Numan Ağa'nın büyük oğlunu hiç görmemiştim. Dediklerine göre daha on üç yaşındayken Numan Ağa'nın amcası Serfan aşiretinin ağasına verilmiş orda tam bir ağa gibi yetiştirilmesine karar verilmiş ve orda büyümüştü.
Düğüne gelmemesinin sebebi de büyük amcasının aşiretler arası olan berdel kavgasında ara yolu bulmak için onu göndermesiydi.
Şimdide gönlü kalmasın diye geliyorlar ve bir haftanın üç günü eğlence düzenlenecekti. Bacımın bile düğünü iki günde olup bitmiş aldıklarıyla götürmüşlerdi.
Konağın kapısı açılıp içeriye yardımcılardan biri koşarken yerimde dikleştim.
"Ağam Numan Ağa ve misafirler gelmiştir." ellerini önünde bağlayıp başını eğen adama bakıp babamın ayaklanmasıyla bende ayaklandım.
Yere çıkardığı ayakkabılarını giyerken baş hareketimle anamı ve diğer hizetlileri uyarmış üzerlerine çeki düzen vermelerini sağlamıştım.
Yukarı damdan kardeşlerimde inince kapının eşiğine geçip iç tarafta beklemeye başladık.
Kapıdan ilk Numan Ağa giripte babamla selamlaşınca bende yanına adımlayıp eline uzandım.
"Hoşgeldin Ağa'm." elini öpüp anlıma koyarken gülümseyi omuzumu pat patladı. "Hoşbulmuşum Halit Ağa."
"Estağfirullah Ağa'm." ima ile bana ağa dediğinde geri çekilip babamın elini öpen adama çevirdim bakışlarımı benden birkaç yaş büyük gözüküyordu.
"Bu benim oğlum Süleyman'dır, Süleyman Ağa." babamın gururlu gözlerle onu izlemesinin ardından bana dönüp elini omuzuma attı.
"Bu da benim oğlumdur Numan Ağa, Halit'imdir. Halit Ağa'dır." baş selamı verip elimi uzattığımda oda uzatmıştı. Saygıdan ve benden büyük olmasından dolayı elini öpüp başıma koymak için eğildiğimde elini çekip sadece baş selamı vermişti.
Koyu kahverengi gözlerine bakıp bende tek hareketle baş selamı verdim. Arkası sırada Numan Ağa'nın oğulları olan dört kişiye daha selam verirken babamın buyruğu üzerine az önceki kalktığımız divanlara ilerledik.
Fatma gelip babamın daha sonrada benim elimi öperken gülümsedim ona. "Odada hasret gidereceğiz." Elimi öpüp doğrulurken sessizce söylediğim kelimelerle gülüp diğerlerine selam vermeye geçti.
Laf lafı açıp hal hatır meseleleri konuşulmuş kalacakları odadan Fatma'nın konağa nasıl gelinlik yaptığına, memnun kalıp kalmadıklarına kadar konuşulmuştu ki tabiki Fatma'mın bize kara çaldırmayacağını bilirdim.
Bunun gururnu ise ayrı yaşıyordum içimde.
"Ee Süleyman oğlum, çözmüşsündür inşAllah Duran aşiretinin berdel meselesini." babam düğüne gelmemsinden dolayı dargınlığını belli ederken bakışlarımı Süleyman Ağa'ya çevirdim.
Sert yüz hattıyla öylese durup bi kaç saniye konuşmadan babamın yüzüne bakıp lafa öyle girdi.
"Benim davama lafıma karşı çıkacak ağa yoktur Hilmi Ağa, tasa etmeyesin." sert bir ifadeyle konuşmasını bitirdikten sonra bakışlarını bana çevirdi.
Dikkatle baktıktan sonra bakışlarını ilk kaçıran ben olmuştum. Dik bir şekilde bakıyordu.
Anamın kapının ordan gözükmesiyle bakışlarımı ona çevirdim. Yukarıya yer sofrası kurmuşlardı. Ve hazır olduğuna dair bilgi veriyordu.
Başımla onaylayıp önce babam sonra misafirlere döndüm.
"Yol yorgunusunuzdur, yemeğe geçelim." herkes bunu bekliyormuş gibi ellerini dizine vuran kalkarken bende babamdan sonra ayaklandım.
"Hacet nerdedir?" Süleyman'ın, kardeşi Faruk'a yani Fatma'nın eşine sorduğu soruyla ona dönüm.
"Eşlik edeyim Ağam." bakışları bana dönerken cevap vermeyip herkesin ayrılmasını bekledi. Faruk'a da yardımcı olacağımı belli ettiğimde o da adımlamıştı herkesle bir.
Hiçbir şey demeden öylece baktıktan sonra benim içeriye ilerlememle beni takip etmeye başladı.
Tuvaletin önüne gelip kapalı kapıyı gösterirken suratıma kısaca bakıp içeriye girdi. Kapanan kapıyla bir gerilen vücudumu serbest bırakmak adına derin bir nefes verdim.
Çok kasıntı duruyordu ve bu benide kasıyordu.
Bana göra ağa olmak sert yüz hatlarıyla sadece emir vermek amacıyla konuşmak değildi. Yumuşaklık gösterip güler yüzlü olmak gerektiğinde ağırlığını ortaya koymaktı. Fazla gevşek olmadan samimiyetti.
Ben babamdan böyle görmüştüm ama o babasının amcasından öyle görmüş olmalıydı.
Duvara yaslanıp çıkmasını beklerken hâlâ hizmet için elinde tepsilerle gidip gelen kadınlara baktım. Yanımdan geçen bir tepsiden içli köfte tabakları giderken kadını durdurup içlerinden anamın yaptıklarını ayırt edebildiklerimden aldım.
Diğer kadınların yaptığı anamınkiyle uyuşmuyor anamınkiler daha lezzetli oluyordu.
Tamamını zorlukla ağazıma atıp çiğnerken tepsiyi tutan kadında gülümseyip gitmişti.
Parmağıma bulaşmış yağı tıka basa dolu ağzıma götürüp dudaklarımla yalarken kapının açılmasıyla şişmiş yanaklarımla ağız dolusu Süleyman'la göz göze gelmiştik.
Bir an çiğnemeyi bırakıp şaşkın gözlere açıklama yapacakken zorlukla ağzımdakini yutkundum ama konuşmama kalmadan dudağının kenarıyla gülümseyip geldiğimiz koridordan yürüyerek çıkmaya başladı.
Bu kasıntı adam bana gülümsemişti. Üstellik rezil olduğum bir anda.
•~~~~~•
~ Bu kurguyu yazmayı aklıma soktunuz yazdım bende
~Sizce ilk bölüm için nasıldı ve nasıl ilerleyecekler???
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İMKANSIZIM -GAY-
HumorSüleyman Ağa ve Halit Ağa'nın aşkını anlatmaktadır İyi okumalar dilerim :)