Gözlerimle etraftaki kalabalığı süzüp yukarıya adımlamaya başladım. Dünden beri burdaydılar ve bu gün ikinci günleri olacaktı.
Dünki rezil olduğum andan sonra yemek faslında ve sonrasında sürekli bakışmıştık ama hiç konuşmamıştık. Sadece bir yatak odaları ayarlandığında karşıdaki odanın benim olduğunu ihtiyaçı olduğunda söylemesini söylemiştim.
En üst terasa çıkıp oradaki divanlardan birine kendimi atarken çebimden sigaramı çıkarıp dudaklarıma dayadım.
Gece boyunca onun bana gülümsemesi vardı aklımda hatta rüyalarıma bile girmişti ama bu rüya değildi uyanıktım ama uyuyordum bilincim açıktı ve o gülümsemeyi düşünüyordum.
O gülümsemeden önce katı ve sert duruyordu ama ondan sonraki bakışları farklıydı. Ya da ben adamın ağalığını kıskanmıştım. Sert ve kendinden emin halinden kendimi düşük görmüştüm.
"Ağaların ağası benim kralım." yaktığım sigrayı söndürürken seke seke yanıma cıvıl cıvıl sesiyle gelen Fatma'ya baktım.
"Allah Allah ne bu övgü?" göz kırparak gülümsediğimde yanıma oturup kollarını boynuma doladı.
"Aşk olsun abi ben hep övüyorum seni. Bazen fark etmeden evdede övermişim Faruk kıskançlık krizlerine giriyor." gülerek dediği şeylerle bende gülüp geriye yaslandım.
"Nasıl gidiyor evlilik?"
"Güzel ve yorucu, kaynanamın gözüne girmek için fazladan iş tutuyorum. Birde sürekli gelen giden oluyor biz gibi değiller daha farklı ilerliyorlar ve bu da biraz sıkıyor." bakışlarını manzarada gezdirip en sonunda dudak bükerek bana döndüğünde yanağını okşadım.
"'Burda misafir gelmediği zamanlarda ya da gelsin fark etmez hep birlikte kadın erkek oturuyoruz ya orda öyle değil misafirde olmasa önemli konu konuşulmadıkça aynı ortamda olmuyoruz. Ve birazda kaynana dırdırı var işte."
Sondakini sessiz ve gülerek söylediği de bende gülümsedim. "O da anandır öyle laflar etmeyesin."
"Etmiyorum zaten kötü manada dırdırı yok yani hiç susmadan laf açıyor en son dedesinin çocukluğuna inmiştik." bu dediğine bende kahkaha atarken kendiside gülüşünü ortaya koydu.
"Süleyman Ağa geldikten sonra biraz azaldı konuşmaları."
"Neden?" bakışlarını gökyüzüne çevirirken aslında az önceden beri sormak isteyip de soramadığım adama gelmişti konu onun nasıl biri olduğunu merak ediyordum.
"Yani aslında evdeki herkes Numan Ağa'dan çok Süleyman Ağa'ya saygı gösteriyor, adam bir bakışıyla Numan Ağa'yı bile susturuyor. Ama aslında bir iki kez bizi gezmeye götürdü hiç göründüğü gibi biri değil."
Yerimde hafif dikleşip gözlerimi fark etmeden kısarken dudaklarımı yaladım. Nasıl göründüğü gibi biri değildi.
"Nasıl göründüğü gibi değil?"
"Yani bu evde sen nasılsan o evdede o var anam gezmeye göndermez beni çıkıp gezsin diye izin verir eve hapsetmez istediğimi yapmama izin verir, beni burda sen özgür yaparken orda o yapıyor."
"Seni savunur yani?" başını sallarken merdivenlerden gelen sesle oraya döndüm.
"Dürdane abla gibi ne konuşursun arkamdan." uzun boyuyla bir karşımıza geçip demirlere yaslandığında Fatma ayağa kalkıp yanı sıra gelen Faruk'un yanına geçti.
Gözleri ve dikkati tam olarak bana dönen adama bakıp yerimden kalkmadan bende ona baktım.
Bu bakışma bir kaç saniye daha sürdükten sonra gözlerimin içine baka baka ceketinin iç cebinden sigara paketi çıkarıp dudaklarına dayadı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İMKANSIZIM -GAY-
HumorSüleyman Ağa ve Halit Ağa'nın aşkını anlatmaktadır İyi okumalar dilerim :)