E. "Eve gitmek istemiyorum. Bir cafeye gidelim ve kahve içelim. Kahve içerken de birbirimizi- pardon. Hem seni tanımış olurum. Olmaz mı?"
D. "Sen yeter ki iste Ezgi. Senin rican bana bir emirdir."
dedi. Rastgele bir cafeye girdik ve kahve istedik. Ben bir latte o ise bir sade türk kahvesi istedi.
İlk konuşmaya başlayan ben oldum."Kendi istediklerimi belirtebilir miyim?"
"Tabii ki."
Çekinmeye başlamıştım, cidden bu adam çok korkunç duruyordu sanki, sanki bir laf etsem beni dövecek gibi.
"Ezgi, çekinmene hiç gerek yok gülüm. Çekinme söyle, birşey demiyeceğim."
Böyle dediğinde biraz da olsa rahatlamıştım. Rahat bir tavırla sözüme başladım.
"Bunlar çok olursa söyle."
"Birincisi, özgürlüğüne düşkün biriyim kısıtlanmayı sevmem, beni kısıtlayanı hiç sevmem. İki, benim ne giydiğime karışmanı istemiyorum. İster crop - şort giyerim ister baş örtülü gezerim. Üç, alışverişe çıkmayı severim, genelde de beni seven kişiyle çıkmak bana kendimi iyi hissettirir. Dört, yemek seçerim, acı yemem, taze fasulye, bamya ve bezelye hiç sevmem ve sevmediğim yemeği yemem icin beni zorlamazsan sevinirim. Şimdi sen benim isteklerim hakkında düşüncelerini söyle."
Dediğimde memnuniyetle kafasını sallayıp söze başladı.
"Bir, bende özgürlüğe düşkünüm yani seni evde hapis hayatı yaşatmam. İki, sen istediğini giyin sana yan gözle bakana ilk önce iç çamaşırı giydirip sokaklarda gezdiririm sonra da o gözlerini oyarım yani istediğini giy hayatım. Üç, sen yeter ki iste seninle ölüme bile gelirim, işim olsa bile senin için ertelerim. Dört, kimse sana sevmediğin bir yemeği yemen için zorlayamaz. Zorlayan olursa onu si- severim yani, istediğini yemekte özgürsün."
dedi. Çok mutlu olmuştum, gülümsedim, yetmedi
"Çok teşekkür ederim. Aslında bana 'Seni Mafya adamı almak istiyor' dediğinde korkmuştum. Beni kısıtlayıp, dayak atacağını, sevmediğim birşeyi yapmak zorunda kalacağımı düşündüm ama sanırım yanılmışım. Tekrar teşekkürler Demir."
dediğimde susmayı tercih etmişti. Sadece gözlerimin içine baktı. Bazen gözlerimi kaçırdım, güldü. O gülünce bende güldüm ama birşey oldu. Tam konuşmaya başlıyacağım sırada bir, bir silah sesi duydum. Gözlerim, gözlerim bulanıklaştı. Sesler boğuk boğuk geliyordu. Herkes bağırıp kaçışıyordu. Ben, ben olduğum yere yığılmıştım. O sırada bir ses duydum, o Demir'in sesiydi.
"Ezgi, Ezgi iyi misin? Ezgi güzelim cevap ver. ERDEM O KİŞİYİ BANA BUL ONU ÖLDÜRMEDEN UYUMAK YOK! Ezgi, Ezgi aç gözlerini, EZGİ!"
dediğinde zar zor konuşuyordum.
"O, o mermi, ba- bana isabet etti di- dimi. Böyle ö- öleceğimi hiç, hiç düşünmedim."
gözümden bir damla yaş aktı,
"Senden birşey istiyorum De- Demir. Ölmek, ölmek istemiyorum."
dedim ağlayarak. O sırada Demir beni kucağına almıştı bile.
"Ölmeyeceksin Ezgi. Deme öyle. Ölmeyeceksin hayatım, yanındayım ben. Korkma."
"Korkuyorum ama."
"E nerde benim tanıdığım Ezgi."
dediğinde tebessüm ederek
"Sanırım şuan ölüyor."
dedim ama o gözünden yaşlar akarken bana döndü ve
"Hiç komik değil Ezgi yapma, şakası bile kötü, çok korkunç."Aaaa ne oldu öyle yaa
Yeni bölüm nasıl?
Bu bölümde Demir'i nasıl buldunuz?
Ezgi nasıldı peki?
Gelecek bölümde neler olacak sizce
Karakterlerin yüzü yakında gelecek eklenecek birkaç kişi var sadece onlar ayarladıktan sonra gelcek
Yıldıza basmayı unutmayın
Yorum da yapın bari☺️
Diğer bölümde görüşürüzzzzz