Kardeş

95 11 16
                                    

Hinata'nın bakış açısından

Bokuto-san bağırarak konuştuğu için reddetme şansımın olmadığı yemeğe ana takımda olan herkes gelmiş, hepsiyle tanışmıştım. Tabi ortamdaki yüksek sese baya maruz kalmıştım.

Aslında ben de sesliyimdir ama onların yanında kendimi pek rahat hissedemedim. Yani daha yeni geldim japonya'ya; yer değişikliği, yeni takım, yeni kişiler...

Yemek boyunca Atsumu'nun suratı asık gibiydi. Ne olduğunu sormak istemiştim ama Bokuto-san sayesinde bana sorulan sorular yüzünden konuşamamıştım bile.

Yorucu bir yemeğin ardından eve geldiğime o kadar sevindim ki. Bokuto-san bizi o kadar erken salmamıştı. Gelir gelmez direkt yatağıma yattım. Günün yorgunluğuyla gözlerim kapanmaya başladı.

Uykuya dalmadan önce tek algılayabildiğim şey telefonuma gelen bildirim sesiydi.

Sarı Çiyan'dan bir yeni mesajınız var.

Atsumu'nun bakış açısından

Bokuto yüzünden ddiğeleriyle yemeğe çıkmak zorunda kalmıştık. Aslında Hinata'nın başkalarıyla arkadaş olmasını, onun gülümsemesini, mutlu olmasını izlemek hoşuma gidiyordu.

Sadece ikimiz, beraber, ben ve o, baş başa eğlenmek istemiştim. Çok mu şey istedim be?

Hinata ile çıkamadığım için ona başka bir zaman için tekrardan sormayı düşünüyordum. Bu yüzden önce ona mesaj atıp, konuşma başlatmalıydım.

Yüz yüze sormak daha iyi olsa da Bokuto'nun planımı tekrardan mahvetmesine izin veremezdim.

Siz: Nabe|
(Yook, böyle başlanmaz.)
İyi akşamla|
(İş arkadaşı falan mıyız biz? İyi akşamlar ne!!?)
Bu akşam nasıl geçti? Alışabildin mi takıma? 23:54
(Heh, bu en iyisi oldu galiba.)

Hinata'dan mesaj gelmesini beklerken Osamu, çakma ben, eve girdi.

Osamu voleybolu bırakıp hep hayali olan onigiri dükkânını açmıştı. Birlikte bir ev alıp beraber yaşıyorduk. Gün içerisinde o işe giderken ben de antrenmana ya da maça gidiyordum. Zamanı oldukça beni izlemeye geliyordu.

Osamu benim her şeyimi bilirdi. Her ne kadar onunla tartışsak da, ki bu her kardeşlerin yaptığı bir şeydir, eninde sonunda birbirimize her şeyimizi anlatırdık.

Odanın kapısı bir anda açıldı ve içeriye Osamu girdi.

"Lan, çakma ben burası dingonun ahırı mı öyle giriyon? Kapıyı kırıcaktın mk."

"Çok konuşma çakma sarı. Aşşağı gel de yemek yiyelim."

"Ya kardeşim sabahtan akşama kadar dükkândasın yesene bir şeyler. Ben belki aç değilim."

"Aptal aptal konuşma Atsumu. Aşşağı gel."

Oooo çok kritik. Ofsayt. Atsumu dedi bana. Sinirlendirdim galiba. Hemen aşşağı uçayım.

Osamu'dan korka korka mutfağa girdim, o yemeği hazırlarken ben de sofrayı kurmaya başladım.

Ortam çok gergin. Acil bir şey yapmam lazım.

Telefonumdan bir şarkı açıp ses bombasına bağladım. Hem sofra kuruyordum hem dans ediyordum hem de şarkı söylüyordum.

Bir yerden sonra Osamu da bana eşlik etti. Her ne kadar tartışsak da bu anları seviyordum. Annem gittikten sonra babam kendini daha çok işe vermiş eve hiç gelmez olmuştu. Bu yüzden biz de o evden ayrılıp başka eve geçtik Osamuyla.

Kaçmak Ve Yakalanmak~AtsuhinaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin