°•~ One shots ya da Türkçe adıyla tek atış diyebilirim-
°•~ YAZILANLAR BAZILARI ÇEVİRİDİR VE BANA AİT DEĞİLDİR.
°•~ Limon, smut vb gibi içerikler çevirmeyeceğim.
[UMARIM SEVERSİNİZ]
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
_______________________________________
. . .
(F/y): Favori yemek
Red Light District'te gece hiç gece gibi gelmiyordu. Parlak ışıklar, kasabanın en çok geceleri dolu olduğu gerçeğiyle birlikte, karanlık gökyüzünü bastırdı. Y/n ondan üç adım uzakta duran daha ayrıcalıklı insanlardan oluşan kalabalığın arasında kırık bir ayağı üzerinde topallayarak ona alışık olduğu tiksinti ifadesini verdi. Midesi, yarım yıllık açlıktan kaynaklanan şiddetli bir açlıktan ağrıyordu. İhmalkar anne babasından aldığı eski dayakların deri, kemik ve kurtçuk yaralarından ibaretti. Yürümesi bile bir mucizeydi.
Y/n topallayarak, çöp tenekelerinin her zaman yemek artıkları ve son kullanma tarihi geçmiş yiyeceklerle dolu olduğunu bildiği bir restoranın arkasındaki ara sokağa girdi. Bugün ne yazık ki o kadar şanslı değildi. Geriye kalan tek şey küflü ekmek somunlarıydı. Diğer tüm yenilebilir yiyecekler, diğer evsizler tarafından alınmıştı. Yine de açlığını yatıştırmak için çaresizlik içinde bütün somunu yedi, sonra kirli zeminde uyumak için uzandı.
Y/n karnındaki keskin bir ağrıyla uykusundan sarsıldığında gecenin geç saatleriydi. Sanki bir bıçak bağırsaklarının içinden geçmiş ve onları lapa gibi yapmak için bükmüş gibi. Vücudunun ne kadar yakıcı olduğunu ve üzerinde bıraktığı ter havuzunu fark etmesi bir dakikasını aldı.
Ekmek olmalıydı. Gürleyen midesini tutarken tahmin yürüttü ve vücudunun ürpermesinden titredi. Aniden yarısı sindirilmiş ekmeği kustu, vücudu her geçen dakika zayıflıyordu. Midesi boşaldığında kusmuktan olabildiğince uzaklaştı ve uykusundan huzur içinde geçmeyi umarak tekrar gözlerini kapattı.
Y/n tekrar uyandığında bir saat bile geçmemişti. Bu sefer omzuna saplanan bir şeyin keskin ucuyla. Başını kaldırdı ve gördüğü ilk şey, etli bir malzemeden yapılmış alışılmadık renkli bir oraktı.
"Ah, hala yaşıyorsun." Kuru bir ses mırıldandı.
(Y/n) adama baktı. Gövdesinin üst kısmı, kolları ve bacakları kaslı olmasına rağmen beli korkunç derecede ince olan soluk gri, siyah benekli bir adamın korkunç bir görüntüsü. Y/n' nin kendisinden daha ince. Üzerinde gömlek olmadığı için belli oluyordu. Sadece kollarına ve boynuna sarılmış bir çift bol mavi pantolon ve kumaş.
"Kesinlikle acınası." Adam zayıflamış bir Y/n' den kuru bir 'huh' alarak kıkırdadı. "Buranın küflü yemeklerinden yedin değil mi? Karaciğer hastalığına yakalandın. Bunu biliyorum. Bir zamanlar ben de senin yerindeydim ama ne yaptım biliyor musun? Yaşamaya devam ettim... Senin yerde yattığını ve ölümünü beklediğini duyarken acıya rağmen yürümeye ve kendime ve sevgili kardeşime destek olmaya devam ettim. Zavallı. Ah peki. Buna en uygun olanın hayatta kalması diyorlar."
