"Seni büyük bir tehlikeye attılar perim." Dedi, benim aksime o bembeyazdı saçları, dönüştüğü zaman gözleri kanatları boynunda ki damarlar hepsi beyazdı ve son derece etkileyiciydi. Ve bana "PERIM" diye hitap etmesi gözümden kaçmamıştı.
"Aa, şey, bunu yapmadan öğrenemez miyim." Dedim. Gülümsedi, çok güzeldi.
"Tabiki de öğrenebilirsin." Diyerek göz kırptı. O ara da tepeye gelmiştik beni yavaşça aşağı indirdi.
Ve hesap sorarcasına gözlerini Diego'ya dikti bütün herkes korku ve sinirle ona baktı ve boyun eğdiler.
"Daha uçmayı bilmeyen bir periyi uçurumdan atmak mı? Yürek ister." Dedi.
"Sen buna karışma Axel."dedi, Ismi Axel'di.
"Hmm, demek karışma! ne zamandan beri?" Ah! En son isteyeceğim şey kavgaydı.
"Lütfen, Axel." Dedim bana baktı ve gülümsedi neden onlara öyle sert bana ise yumuşak davrandığını bilmiyordum. Önümde eğildi ve arkada ki toplulukta eğildi. Doğru görüyordum değil mi?
"Perim, seni tehlikeye atmanın bedeli olacak."dedi. bir bu eksikti.
"Istersem bende o bedeli ödetirim, biliyorsunuz ki artık evrenin en güçlü kişisi karşınızda."dedim ve gülümsedim. O kadar kendinden emin bir gülümseme sundum ki onlara bir adım gerilemesine sebep oldum, bu beni daha çok gülümsetti.
Diego ve diğer krallıklar bundan tatmin olmuş gibi gözüküyorlardı.
"Küçük bir tehtid mi?" Dedi Axel, o da benim gibi gülerek.
"Nasıl anlarsanız anlayabilirsiniz ama şunu bilin ki kimsenin benim karşımda eziyet edilmesinden hoşlanmam."dedim.
"Peki, birbirimizi daha iyi tanıyalım o zaman, perim." Dedi.
"Nerden onun perisi oluyor." Diyen Elvis'ti. Bu benim gülmeme yol açtı.
Açıkçası o Evan'ın kulağına söylese de herkes duymuştu.
"Rahatsız mı oldunuz, vampircik." Dedi Axel. Bu beni sinirlendirdi çünkü onunla alay ediyordu. Bunun sonucunda peri'ye dönüştüğümü hissediyordum. Gözlerimin karardığını, boynumda belirginleşen siyah damarları, kanatlarımın. Axel bana döndüğünde şaşırmıştı ama bunu saklayabildi.
"Yanlış kişiyi sinirlendirdik ve anlaşılan birşey daha öğrendik, onlara karışmamam."dedi alayla.
"Doğru tahmin! Onlara karışmayı aklının ucundan bile geçirme, PERICIK." dedim ve güldüm.
Evet, o vampircikse o da pericikti.
Adalet...
Gülümsemesi soldu ve Elvis çok mutlu birşekilde işte benim kızım gibi şeyler söylüyordu.
"Uzun zamandır kimse bana böyle kafa tutmamıştı, cesaretine hayran kaldım. Seni sevdim." Ve gülümsedi.
Ahh! Çıldırmak üzereydim.
Birşey diyeceğim sırada
"Renklerimiz bizi ayrı yapmaz, önemli olan senin de bir peri olman. Şunu bilmeni isterim Edna, her zaman buradayız, bizi seçtiğin zaman burda olacağız."dedi ve kimseye laf hakkı tanımadan önümde eğildiler ve hızlı birşekilde uçup gittiler.
"Onları hiç bir zaman seçmeyeceksin değil mi Edna?" Dedi Mia.
" Onun gibi zalim birini seçmem, ama bu sizi de seçip onu ve krallığı yıkacağım anlamına gelmez."dedim.
" Son bir kez daha dene sana burdaki büyücüler yardımcı olacak."dedi Diego.
Derin nefes alıp verdim ve kanatlarımın aktığını boynumdaki damarların belirginleştiğini hissettim.
Kendimi hafifçe yukarı doğru ittim.
Kanatlarıma hakim olmaya çalıştım. Gözlerimi kapattım ve hissettim, uçtuğumu hissettim. Gözlerimi açtım ve metrelerce yüksekte süzülüyordum. gülümsedim...
Bir kartal gibi süzüldüm havada.
Hem bir peri hemde bir büyücü tarafından dönüştürülmem benim için bir avantajdı çünkü evrenin en güçlülerinden biri olarak hemen herşeyi öğreniyor ve kavrıyordum.
"Işte, böyle." Dedi Diego.
"Herkes bana bakıyordu, nasıl güzel süzüldüğüme, uçtuğuma, asaletime...
Aşağı indim ve kendimi hiç olmadığım kadar güçlü ve iyi hissediyordum.
" Bugünlük bu kadar yeterli." Dedi Diego. Herkes önümde eğilip dağılmaya başladı ve geldiğimiz at arabasına doğru yürüdüm.
Arkamdan Elvis, Evan ve Comelia da geldi.
Elvis'in yüzü hiç olmadığı kadar asıktı. Onun dışındakiler mutlu gözüküyordu. Elvis'in neye taktığını gayet iyi biliyordum o yüzden kendimi tutamayıp kıkırdadım.
"Elvis, gerçekten alemsin, için rahat olsun ben birtek senin perinim. Birtek senin pericim demen beni mutlu eder." Dedim. Bana baktı ve yüzünde biranda güller açtı. Yine kıkırdadım.
"Ah, zaten böyle düşünmeseydin de ne derseniz deseydiniz de sen bir tek benim pericimsin." Bu sefer kahkaha attım.
"Ama yine de böyle düşünmen içime su serpti." O da güldü.
" Hm hm." Dedim, gülerek.Saraya geldiğimizde direk odama gittim ve kendimi yatağa attım. Bugün çok yorulmuştum.
Uyandığımda saate baktım ve akşam yemeği saati gelmişti koşar adımlarla yemek salonuna gittim, ama kimse yoktu. Birşeylerin döndüğünü anlamam uzun sürmedi çünkü kolidorun da kapının önünde de hiç muhafız yoktu.
Kralın odasına gittim ve kapıyı açtım.
Içeride de kimse yoktu. Nereye gittiklerini ne karıştırdıklarını daha çok merak etmeye başladım. Önüme biri çıksa da sorsam diye dua ediyordum ama hiç kimseler yoktu. Şurada oturup ağlamak üzereydim.
Kalenin dış kapısına gittin ve upuzun merdiveninden inmeye başladım. Yukarıda bir hareketlilik farkedince gökyüzüne baktım ve peri krallığının bana yaklaştığını gördüm. Daha hızlı hareketlerde aşağı indim.
"Iyi akşamlar perim." Dedi Axel. Iyice rahatsız olmaya başlamıştım "PERIM" kelimesinden.
" Iyi akşamlar, burada ne işiniz var." Dedim, kendimi zorlayarak gülümsedim.
"Seni görmeye gelmek için de izne gerek yok değil mi?" Dedi o da gülerek.
"Tabi yok sonuçta burası benim kırallığım değil, izin almanız gereken kişi Diego ve Robert." Dedim kinayeyle. Ona söz hakkı tanımadan bir soru daha sordum.
" Sarayda kimseyi göremedim. Bu yüzden dışarı çıktım ama dışarıda da vampir ve büyücülere ait kimse yok." Dedim. Tek kaşını kaldırdı ve
"Bilmiyorum ama onları hemen senin için bulabilirim."dedi. Bende onaylarcasına başımı salladım.
Arkasında ki iki peri'ye birşeyler söyledikten sonra o iki peri uçup gittiler.Yaklaşık on dakika sonra geldiklerinde Axel'in kulağına bir şeyler söylediler ve bu Axel'i sinirli bir şekilde gülmesine yol açtı. Son derece korkutucuydu.
"Demek, perime bir taç merasimi yapacaklar." Dedi.
Ne! Bana taç merasimi mi? Neden böyle birşey yapıyorlardı ki. Axel'in kötü birşey yapmasından korkuyordum çünkü onun bir hareketi bütün herkesin sonu olurdu.w
ŞİMDİ OKUDUĞUN
kapan
Fantasybeş farklı ırk arasında insanlar, farklı bir evren, alışılmışın dışında bir fantastik, bu dünyada herşeye hazır olun, yalnızlık, ihanet, sırlar...