0.1

704 70 306
                                    

Jungkook

Prens Min Yoongi'nin taç giyme töreni için hazırlanıyordum. Babasının vefâtı ile artık Min Krallığı'nın yeni kralı o olucaktı.

Onun adına mutluydum küçüklükten beri tanıdığım bir hyungumdu kral olmayı gerçekten de hak ediyordu ve bu görevide layığı ile yerine getirceğinden emindim.

"Efendim aracınız hazır"

Yardımcımın seslenmesi üzerine aynadan kendime son kez bakıp kapımı araladım. Güzeldim yani öyle derlerdi eşsiz olduğumu benim gibi kimsenin olmadığını hep en güzel şekilde söylerlerdi. Büyük parıltılı gözlerim , yumuşak dalgalı saçlarım, hokka bir burnum, kiraz gibi dudaklarım vardı. İnce bir bel ve etine dolgun kalçalarım varken herkes mükemmel olduğumu söylemekten çekinmezdi.

Vanilya ve çilek kokan feromonlarım ile dönemin en güzel omegası oldğumu söyleyenler dahi vardı.

Bu tören için üstüme boydan uzun parıltılı bir elbise giymiştim, omuzlarım ve köprücük kemiklerimi açıkta bırakıyordu. Bir kaç takı ile ise kendimi süslemiştim. Kendimi bildim bileli böyle davetlere hep tek başıma hazırlanırdım. Yüzüme abartılı boyalar sürmekten kaçınır doğal güzelliğim ile insanları etkilemek isterdim .

Merdivenlerden inerek sarayın kapısına ulaştığımda beni gören askerler hızlıca kapıyı açmışlardı.

Sarayın bahçesine çıkıp beni bekleyen at arabasının önüne geldim. Askerler yardımıyla at arabasının arkasına bindiğimde kral ve kraliçenin de binmiş olduğunu gördüm. Hızlıca selam verip özrümü dile getirdim.

"Geç kalışımı maruz görün kralım"

Babam gülümsemiş ve konuşmuştu

"Sorun yok Jungkook biz erken geldik annenle"

Gülümsemiş ve yerime oturmuştum. Kimsenin bizi izlemediği zaman normal bir aile gibi konuşmak iyi hissettiriyordu. Annem direk konuşmaya başladı.

"Junkook benim güzel oğlum yine herkesi kendine hayran bırakmayı hedef aldın herhalde"

Annemin sözleri üzerine minik bir kıkırtı döküldü dudaklarımın arasından.

"Teşekkür ederim kraliçem sizin güzelliğiniz yanında benimki oldukça sönük kalıyor"

Her ne kadar onlara yalnız olduğumuz zaman anne, baba dememi söyleseler de sanırsam ağız alışkanlığı olduğundan ötürü söylemekten çekiniyordum.

"Ohh Daehyun minik omegamıza bak büyümüşte annesine iltifat ediyor"

Babam annemin bu sözü üzerine hafif bir gülümseme sundu. Tören için Jeon Krallığı'ndan Min Krallığı'na kadar yolculuk etmek zorundaydık. Yaklaşık yarım saat içinde orada olacağımızı söylemişti at arabasını süren kişi.

Yol boyunca annemin yine bütün alfaların dikkatini çekeceğimi tekrardan beni istemeye gelenler ile uğraşacağını söyleyip durdu. Reşit olduğumdan beri sürekli beni istemeye, görmeye gelenlerle dolu oluyordu saray. Herkes tarafından ne kadar güzel olduğum dillerden dillere yayılınca duyan kraliçelerin çoğu beni alfa oğullarına istiyolardı.

Geçen bir kaç dakikanın ardından at arabasını durunca geldiğimizi anladım ve inmek için hazırlanmaya başladım. Askerlerin de yardımıyla indikten sonra Min Krallığı'nın sarayına doğru yol aldık.

Dışaradan dahi duyulan müzik, dans ve gülüşme sesleri herkesin ne kadar da eğlendiğini gösteriyordu.

İçeriye girdik ve bizi bir saray görevlisi karşıladı.

beauté renversanteHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin