(! yetişkin içerik !)
-m-
Uzun süreli bir araba yolculuğundan sonra, sonunda otel odasına gelebilmiştik. Kalbim kulaklarımda atıyordu. Çok fazla heyecanlıydım kurdum da alfası ile mühürleneceği için heyecandan pençelerini bana geçiriyordu.Sakin olmalıydım yoksa rezil olmam an meselesiydi.
Sevgilim arabadan inip kapımı açmıştı. Yüzünde sakinmiş gibi bir hava varken ellerinin titremesinden onun da heyecanlı olduğu belli oluyordu. Gözlerim ellrindeyken ağzımdan küçük bir kıkırtı çıkmıştı. Hyunjin neye güldüğümü sorgularcasına tek kaşını kaldırarak bana bakmayı sürdürmüştü.
Onu daha fazla bekletmemek için araban ineceğimde belimin ve bacaklarımın altında bir kol hissetim. Daha ne olduğunu anlamamışken birden havaya kaldırılmamla ufak bir çığlık atıp kollarımı sevgilimin boynuna doladım.
Az önce titiyen ellerinden eser yoktu.
Hızlı adımlarla odamıza ilerlerken çalışanların gözleri üzerimizdeydi. Beni kucağında taşıması insanların dikkatini oldukça çekiyordu.
"Heyecanlı mısın?" dedim. Yüzümde saklayamadığım bir gülümseme vardı.
"Bunu sana sormam gerek." dedi.
Tüm gün kalbim çıkacakmış gibi hissediyordum. Sevgilimle ilk birlikteliğim değildi ancak eşimle ilk birlikteliğim olacaktı.
Kafamı boynuna gömüp feromonlarının en yoğun olduğu yeri koklamaya başladım. Portakal kokusu beni rahatlatıyordu.
Yavaştan mayışmaya başladığımda odanın kapısına gelmiştik. Odamızın olduğu yere kadar rehberlik eden çalışan odanın kapısını açıp anahtarı masaya koydu ardından odadan çıkıp kapıyı kapattı.
Hala kollarında olduğum sevgilim de beni yavaşça odaya getirdi. Tam yedi gün boyunca bu odada baş başa kalacaktık. Ve bol bol aşk yapacaktık.
Sessizliği ilk bozan kişi alfa oldu.
"Yorgun musun?" ardından beni yavaşça yatağa oturttu.
"Pek değil, sen?" utanmıştım çünkü bu sorunun ne için olduğu oldukça belliydi.
"Hayır..."
Gözleri hızla dudaklarıma indi. Üzerime doğru eğilip dudaklarıma sertçe bir öpücük koydu. Acelesi varmış gibi sert ve hızlı öpüyordu. Öpüşülerine her ne kadar da karşılık vermeye çalışsam da bunu başaramamıştım. Ellerimi koyacak bir yer ararken kollarım boynuna dolanmıştı. Elimin birini saçlarına atıp oradaki saçlarıyla oynarken diğerini sırtına koymuştum. Dudaklarıma bıraktığı her diş darbesine karşı saçlarını sertçe çekiyordum. Her dudaklarımı emdiğinde ağzımdan çıkan mırıltılar daha sert opmesine neden oluyordu. Durmadan öpüştükten sonra ciğerlerim kapestelerinin sonuna geldiği için omuzlarından tuttup geri itmeye çalıştım. Tabii ki başaramamıştım ve Hyunjin dudaklarımı son kez sesli bir şekilde öpüp geri çekilmişti.
Gözlerimi yavaşça açıp ona baktığımda oda bana bakıyordu. Gözleri artık kahve rengi değildi ve karanlıkta parlıyordu.
Dudaklarını tekrar tenimde hissediyordum ancak bu kez dudaklarımda değil boynumdaydı. Sertçe öpüyor ve izi kalacak şekilde ısırıyordu. Dişini hissetiğimde kısık inlemelerim odayı dolduruyordu. Hala boynumu öperken bir yandan da gelinliğimin arkasındaki fermuarı aşşağıya indiriyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
snow on the beach - hyunlix
Teen Fiction★ ׄ from mᧉ 𝘁𝗼 ɥoυ ׄ ୭୧ +Hey sarı kafa, saçlarını o kadar açmak zorunda mıydın? - ? -🥇hyunlix 10.07.2023 -