- ilk düz yazi bolumum lufen usenip bölümü atlamayin 😣
...
- Felix
Kapının açılma sesiyle birlikte irkildim. Üç gündür baygındım ve daha yeni uyanmıştım. Büyük ihtimalle şişmiş olan gözlerimle ona bakıyordum. Haftalardır onu görmemiştim ve şimdi karşımda durup beni izliyordu. Özlemiştim. Yüzünü incelerken gözlerinin kıpkırmızı olması dikkatimi çekmişti. Gerçekten de dediği gibi uyumamıştı.
"Tanrım yüzünün haline bak.. Her an ölecekmiş gibi duruyorsun." Kapıyı yavaşça kapatıp yanıma yaklaştı ardından elimi tuttu.
Bakışları yüzüme çıktı. "Bana diyene bak, her yerin yara içinde." Elini yanağıma çıkartıp baş parmağıyla gözümün alt tarafını okşamaya başladı. Parmakları buz gibiydi.
"Beni bayıltmaya çalıştıklarında oldu bu yaralar, bu yüzden benim suçum yok." omuzlarımı havaya kaldırarak demiştim ama o buna pek inanmış gibi durmuyordu.
"Peki sırtındakiler de mi seni bayıltmaya çalıştıklarında olmuştu?" dedi. soru sormuş gibi dursa da aslında cevabını biliyordu bü yüzden cevap verme gereği duymadım.
Gözlerimi aşağı düşürüp tırnaklarımla oynamaya başlamıştım. Garip bir şekilde suçlu hissediyordum. Benim bir suçum olmadığını da biliyordum oysaki.
"Uyuyalım mı?" dedi.
Kafamla onu onaylayıp onun da yatması için biraz alan açtım. Üstümdeki ceketi çıkartıp yatağa yattığı gibi beni kolları arasına aldı.
Sıcacıktı. Elleri saçlarımı okşarken ağırlaşan göz kapaklarımla uykuya dalıyordum. Kollarının arasında huzurluydum.
"iyi geceler." dedim uykulu bir sesle.
"iyi geceler."
...
Güneş ışığı yüzüme geldiğinde huzursuzlanıp kafamı çevirmiştim. Sabah olmuştu. Yavaşça gözlerimi araladığımda bir şey eksikti. Jinne ortada yoktu.
Beni bırakıp gittiğini düşündüm bu yüzden suratım asarken telefonumu elime aldım. Tam onu arayacakken kapı açıldı. Elinde siyah bir sırt çantası vardı.
"Uyanmışsın." dedi sanki hala uyumamı bekliyormuş gibiydi.
"Günaydın, aslında yeni uyandım."
Kafasıyla beni onayladıktan sonra içeri girip kapıyı kapattı.
Yanıma yaklaşırken tekrar konuştu "Bu kadar erken uyanmazdın normalde."
"Neden ki?" Telefonu açıp saate baktığımda saatin altı buçuk olduğunu öğrendim. Gerçekten de saat çok erkendi.
Yattığım yerin yanındaki koltuğa oturdu ve beni izlemeye başladı. Bir şey söyleyecek gibi duruyordu.
"Be-" Aniden karnımın guruldamasıyla sözünü böldüm.
Ardından hemen bacaklarımı kendime çektim. Yaptığım ani harekete bir anlık şaşırdı. kendine geldiğinde ise gülmemek için dudaklarını bastırıyordu.
"Aç mısın?" diye sordu. Sesinden güldürdüğü belli oluyordu.
Utançtan kafamı bacaklarıma gömüp küçük bir kriz geçirdikten sonra bakışlarım tekrar onun yüzünü buldu. Kafasını sol tarafa çevirip eliyle de ağzını kapatınca gülüşünü sakladığını falan düşünüyor olmalıydı. Çok utanmıştım. Sadece karnım guruldamıştı bu kadar abartmasına gerek var mıydı gerçekten.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
snow on the beach - hyunlix
Fiksi Remaja★ ׄ from mᧉ 𝘁𝗼 ɥoυ ׄ ୭୧ +Hey sarı kafa, saçlarını o kadar açmak zorunda mıydın? - ? -🥇hyunlix 10.07.2023 -