2- Koruyucu Asker

6 2 1
                                    

Elena'nın anlatımıyla

Yatağımdan doğruldum ve kalktım. Gece yine kabus görmüştüm. Son günlerde gördüğüm kabuslar şiddetlenmişti. Bu yüzden beş saat zor uyuyordum. Dolabımın kapağını açıp bol bir siyah pantalon ve kalçamı kapatacak uzunlukta bileklerinde sıralı düğmeleri bulunan hoş bir gömlek çıkarıp giydim. Ayaklarıma siyah bir kısa çizme geçirdim. Siyah uzun, gür saçlarımı ensemde dağınık bir topuz yaptım. Perçemlerimi ise saldım. Bütün işlerimi hallettikten sonra odadan çıktım. Ve ordunun bulunduğu alana gitmek için saraydan ayrıldım.

Ben Elena Veronica Moon namıdiğer Element Krallığının ordu komutanı New Moon (yeni ay). Uzaktan çalışma yapan askerleri gördüm. Ateş, su, hava ve toprak elementlerini ayrı ayrı gruplara bölmüşlerdi. Her biri aynı anda el ve kol hareketleriyle kendi elementini konrtrol ediyordu. Ve gayet düzenli bir halde çalışıyordu. Eni gördükleri anda hazır ol'a geçtiler.

"Komutan New Moon! Hazır ol. Selam ver."

"EMREDİN KOMUTANIM!" Bütün askerlerden yüksek ve aynı tonda ses çıkmıştı. Tam karşılarına geçip. Kafamla onayladım.

"Asker rahat. Çalışmaya devam." Tok sesimle askerleri yönlendirdikten sonra kısaca göz atıp benden sonra en yetkili kişi olan Ethan'a baktım. Zaten yanımdaydı.

"Ethan herhangi bir problem var mı?" Başını olmusuzca salladı.

"Hayır komutanım. Herşey gayet güzel." Kafamla onayladım.

"Peki. Seninle çalışmamız öğleden sonra değil mi?"

"Evet komutanım."

"Tamam. Ben gelinceye kadar hazır ol." Duruşunu dikleştirdi.

"Emredersiniz komutanım." Omzuna bir kez vurup saraya doğru gitmeye başladım. Savunma bakanına ve krala durum bildirisi yaptıktan sonra Prens Ellery ile ava gitmemiz gerekiyordu.

...

Son okumuda yayıma yerleştirdikten sonra dikkatlice hedefe odaklandım.

"Elena beni yendin zaten bırakta bu hayvancağız ölmesin. Yoklukta değiliz ya?" Prensin fısıldayarak dediği şeylere dudağımın kenarıyla sırıttım.
Yenilmek hoşuna gitmemişti ve daha fazla geride kalmak istemiyordu bu yüzden beni engellemeye çalışıyordu.

"Ama prensim öyle olmaz." Dedim ve okumu bıraktım. Ceylanı vurmuştum. Sırıtarak prense baktım. Oda ağzı açık bir şekilde ceylana bakıyordu.

"Yenildiniz." Bana bakıp somurttu. Daha çok sırıttım.

"Sayılmaz. Kabul etmiyorum ama ben bunu." Dedi mızmızlanarak kollarını göğsünde birleştirdi. Tam bir çocuk gibiydi. Ayağa kalkıp atlara doğru yürümeye başladım. Ceylanı askerler alıyordu nasıl olsa. Prensin arkamdan geldiğine adım kadar emindim.

"Bal gibi sayılır. Mızmızcılık yok prensim." Hafiften koşar adımlarla bana yetişti.

"İşte beni bile yeniyorsun ya. Bu yüzden beni-" lafını bitirmesine izin dahi vermeden.

"Hayır prensim istemiyorum." Dedim ve hızlıca atıma bindim. Dudaklarını büzdü.

"Ama neden?" Bıkkınca bir nefes verdim.

"Çocuk gibisiniz prensim. Çocuk..." diye sitem ettim.

...

Erhan'a attığım bir yumruk daha yüzünde yerini alırken ikimizde terden ölüyorduk.

"Komutanım... gerçekten artık bitirsek mi?" Attığı bir yumruktan kurtulup bacağına tekmeyi geçirdim.

"Aaa Ethan hemen pes mi ediyorsun?"  Bir anda diz çöküp kan kusunca durdum. Bende onun gibi çöküp sırtını sıvazladım.

"Su getirin hemen!" Diye bağırdım askerlere. Hemen bir bardak suyu getiren askerin elinden aldım. Hızlıca Ethan'ın kanlı dudaklarına götürdüm. Yavaşça suyu içti. Kendime sövdüm.

"Ethan özür dilerim çok ileri gittim." Yorgunca gülümsedi.

"Komutanım benim içi onurdur." Gülümsedim. Ethan'ın koluna girip yavaşça kalktık.

"Şifacıya görünmelisin. Seni götüreceğim." Birlikte sarayaın bodrum katında olan şifacıya gittik. Sonra bende kalkıp odama çıktım. Günün bu saatler genellikle boş oluyordum. Komutan olamama rağmen çoğu işi Ethan yapıyordu. Daha önemli ve resmi işleri genellikle ben yapıyordum.

Ahşap ve büyük kitaplığımdan rastgele bir kitap aldım ve odamın içindeki bir sandalyeye oturdum. Sandalye büyük camın önünde olduğundan ormanı çok net görebiliyordum. Benim odam sarayın arka bahçesini yani balta girmemiş mükemmel görünen ormanı görüyordu. Kitabımı okumaya başladım.

Unforgettable LoveHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin