Yagami'nin gözünden;
Okuldan sonra voleybol antrenmanım vardı.
Keiko ve Kiaro okuldan eve gitmişlerdi. Çünkü Kiaro hastalanmıştı. Bu yüzden gelememişti. Keiko da bunu duyunca ipinden kurtulan boğa gibi eve koşmuştu... Soyunma odasına girdim. Emma ve Hina konuşuyordu. Onlara dönüp "Merhabaaa" dedim.
Emma: Hoşgeldin Yagamim
Hina: Selam Yagami
Yagami: Diğerleri yok mu?
Hina: Yuzuha bizi sattı. Biriyle buluşmaya gitti. Kim olduğunu söylemedi ama bence bulunması çokta zor değil.
Emma: OSMİDODJKWMDJKSMW Kesinlikle Mitsuya değildir.
Yagami: Kiaro da gelemeyecek hastalandı.
Emma: Derste solgun gözüküyordu. Umarım önemli bir şey değildir.
Tam o sırada kapıdan Senju içeri girdi.
Sanki yıllardır görüşmemişiz gibi üstüne atladım o da aynı şekilde karşılık verdi.
Senju: Az kişiyiz
Hina: Evet
Yagami: Senju saçımı toplasana
Senju: Gel Yagito
Yagami: Emma eşin var mı?
Emma: Hayır yok olalım.
Hina: Bizde seninle olalım Senju
Hepimiz üstümüzü giyinip sahaya çıktık
Normalde tribünlerde kimse olmazdı. Antrenmanlara nadiren izleyici gelirdi ama tribünde 2 kişi gördüm biraz daha net bakınca birinin Draken olduğunu fark ettim.
Diğeri ise kısa olduğu için yüzünü net göremedim. Hoca topları çıkarmamı isteyince tribünlerin yanından geçtim ve bunu fırsat bilip tribündeki diğer kişiye göz ucuyla baktım. Draken'nin yanındaki kişi Mikey'di.
Göz göze gelince kalbim aniden deli gibi atmaya başladı. Neden bilmiyorum ama karnımda birden kelebekler uçuşmaya başladı. Büyük ihtimal Mikey, Emma'yı izlemeye gelmişti. Topları getirdim.
Chinami (Voleybol Antrönörü):
Teşekkürler Yagami
Isınmaya başlayın çocuklar
Sahaya eşlerimizle beraber dağıldık.
Ben Mikey ve Draken'nin olmadığı tarafa geçiyim diye hamle yaptım ama Emma kolumdan tuttu ve beni Mikey'in olduğu tarafa sürükledi. Tribünün önüne Emma geçti bende karşısına geçtim böylesi daha iyiydi çünkü Mikey ve Draken'i görebiliyordum.
Top atmaya başladık sıra servis atmaya geldi.
Emma yüzen servis attı.En sıkıntı çektiğim servis türü yüzen servisti. Çünkü top havada süzülerek geldiği için nereye düşeceği belli olmuyordu. Ama bunun için antrenmanlardan sonrada sahada kalıp yüzen servisi karşılamak için çalıştım. Emeklerimin karşılığını aldım. Bu yüzden Emma'nın attığı servisi kolayca karşıladım.
Şimdide sıra bendeydi. Servisi istediğimiz şekilde atabiliyorduk. İster normal ister yüzen servis ister smaç servis atabiliyorduk.
Herkes kendine en uygun servisi seçmişti. Ben bütün servis türlerini atabiliyordum ama en etkili attığımı düşündüğüm servis türünün smaç servis olduğunu düşünüyordum. Bu yüzden çoğunlukla smaç servis kullanıyordum.
Topu havaya yüksekçe attım adımlamayı yaptım ve topa vurdum. Vurmam gereken zamandan biraz önce vurduğum için servis Emma'nın boyundan yukarı kaçtı. Tribünlere gitti. O an ortadan kaybolmak istedim çünkü servisim Mikey'nin kafasına DAN diye çarpmaz mı...
