8. Bölüm (aşk )

69 54 0
                                    

Ölümde korkuyormuşunuz diye sorsanız bana size vereceğim cevap şu dur:korkmuyorum çünkü korkmak korkakların işidir .eğer ölürseniz arkanızda sizi gözyaşlarıyla ağlayan kişiler varsa işte o zaman ölmek istemezsiniz . Ölmek kolaydır ançak geride bıraktıklarını acı çeker, eğer şimdi bu arabada Sağ çıkmasak ,hani olurya ölürsek. İşte beni arkamda ne ağlayan bir annem olur ,nede ağlayan bir babam olur ,nede ağlayan bir sevdiğim olur.

Benim kaderim doğuştan yalnızlık üzerine yazılmış .

Bizde çalmaktan olan araç yaklaşınca gözlerimi kapatıp ölüme teslim oldum.

Gözlerimi kapattığım için bir şey göremiyorum. Fakat enesin hızlı bir hareketle direksiyonu sağa kırıp sola saptı ve frene bakmakla arabayı durdurduğunu farketim.

Gözlerimi yavaşça açıp göreceğim herşeye kendimi hazırladım.
Gözlerimi tamamen açtığımda iki çift öfkede parlayan siyah gözlerle karşılaştım.
Kazada kurtulmuş olabilirim ançak enesten kurturamiyacağım.
Şu an azrailim yani başımda beni öldürmek için bekliyor.
Gözleri hiddeyetle parladı.
Gözlerine usluca bakıp" Neden öyle bakıyorsun" derken korkuyla koltuğuma iyice gömürdüm.
Enes sanki hayatında duyduğu en saçma soruyu duymuş gibi garip garip yüzüme baktı.
" Kızım sen salakmısın ya. Az kalmış ölüyordum. Senin canına kastın olabilir ançak benimkisi yok ." Diye beni iyice korkutu.

Birisi bunu alsın yoksa bu gidişle o canımı alacak.

Gözlerimi devirdim bu çirkin sesine " hakaret etmeden konuşamaşmızın sen" diye çıkıştım.
Hemençik başını olumsuz anlamda saladı" konu sen olunca kibar olmak mümkün değil " deyip gözlerini yola dikti.
Ve arabayı çalıştırmak için frene başınca , Araba olduğu yerde durmaya devam etti.
Enes tekrar bastında arabada kaba motor sesi çıktı.
Enes Pesetmeyip tekrar denedi ve araba yine çalışmadı.
Enes kızgın sesiyle bir küfür homuldandı.
Sakinliğini kullayan bir sesle " beğendimi" dedi yine beni suçluyacağı bir neden buldu.
Hayretler içinde baka kaldım" Benim ne suçum var" dedim son sabrımla.
Gözlerini kısıp bana dik dik baktı her zamanki halinde ödünç vermeyip " o pis sesine araba bire dayanmadı "
Bu tavrı karşısında sinirlerime hakim olamadım . Ona küfür etmek için ağzımı açmıştım ki , enes arabada inince kelimeler ağzımda takılıp kaldı.
Kaç bakalım kaç daha nereye kadar kaçacaksın. Bana söylediklerini burnunda fitir fitir getirmesem gözüme uyku girmesin.
Enes arabanın etrafında dolaşıp . Arabanın kaportasını açıp bir süre baktığında , ardında arabanın kapısını açıp başını içeriye uzatı.
Bana bakıp" ben arabayı arkadan iterken sende gaza başıcaksın" diyerek emir yağdırdı.
İstemiye sürücü koltuğuna ağır ağır geçtim.
Enes yüzüme bir süre dik dik baktığında dayanamayıp.
" Ne var"
Düşünceli bir şekilde gözlerini kıstı " hayatın boyunca araba hiç sürdünmü " dedi küçümseyen bir üslupla.
Bunun cevabı tabikide .
Hayır
Anneme ne kadar araba sürmek için ısrar etsemde Annem her şeferinde kesip atardı.
Ama yaparım ya .Araba sürmek ne kaşar zor olabilirki direksiyon, gaz ve fren bu kadar kolay .
Gülümseyip " Her halde ne sandın bizi" deyip bir elimi direksiyona koyup diğer elimide frene kavradı.
Enes" hiç sanmıyorum " dedi beni basit görerek.
Öfkeyle iki kele yumruklarımı koltuğa geçirdim.
" ayı" diye içimi döktüğümde Enes arabayı itmeye başlamıştı bile.
Derin bir nefes alıp freni çekip ayağımla gaza bastım. Ne kadar gaza yüklenirsemde bir türlü araba kıbırdanmadı. Sanki yapıştırıcıyla yapıştırmış gibi tekerlekler bir türlü hareket etmek nedir bilmiyor. Üstüne bide bu gelizekarının sesini duymak zorunda kalıyorum.
Arabanın arkasında" gaza bas" diye bağırdı.
Sinirlenip " ben ne yapıyorum" diye onu dönmemek için zorladım kendimi.
" bas" diye yırtı kendini garibim.
İçimde en az yüz kere " sakın ol ... " Diye tekrarladım.
" nasıl bu kadar beceriksiz olmayı başarıyorsun " diyince kendimi kanıtlamak çabasına girdim.
Fıreni dikkatlice indirip vites denen şeyi değiştirip sonrada gaza yüklendiğim gibi araba çalışmaya başladı ançak çok kötü bir şey oldu .
Gaza basmamla araba bende kontrolümde dışa çıkıp önümdeki devasa ağaça çarptı.
Merak etmeyin ben iyim fakat arabayı kaybettik. Başımız sağolsun, rahmetliyi çok severdik.
Kesen bu sefer işim bitti.
El fahtiyayı okusam iyi olacak.
Enes koşar adım arabanın yanına geldi.
Ve gördüğü manzarayla küçük çarpı bir şok yaşadı.
Üstündeki şoku atar atmas bana karalayan gözleriyle ölüm meleğini andırdı.
Parmaklarını saçında geçirip Öfkeyle parmaklarını saçında indirip anına koyup okşadı.

Sarmaşık Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin